Olaylar Ve Görüşler

Sesimi duyan var mı? - Erol ERTUĞRUL

07 Mart 2023 Salı

24 Kasım 1976 tarihinde Van Çaldıran’da 7.5 büyüklüğünde bir deprem oldu. 3 bin 840 kişi yaşamını yitirdi. 1976 yılında Midyat kaymakamıydım. Çaldıran depreminde görevlendirildim. On beş gün deprem bölgesinde görev yaptım. Alınması gereken önlemleri İçişleri Bakanlığı’na yazdım. Aradan 46 yıl geçti, hiçbir önlemin alınmamış olduğunu üzülerek gördüm. 

Anadolu bir deprem kuşağı üzerindedir. 1509 yılında İstanbul’da 7.2 büyüklüğünde bir deprem olmuş, 13 bin kişi yaşamını yitirmiştir. 27 Aralık 1939 tarihindeki Erzincan depremi 7.9 şiddetindedir ve 33 bin kişi yaşamını yitirmiştir. Depremle ilgili bilgi ve haberler Ankara’ya 24 saat sonra ulaşabilmiştir. 17 Ağustos 1999’da 7.4 şiddetindeki Gölcük depreminde 18 bin vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Daha sonraki yıllar, Düzce, Bingöl, Van, Elazığ, İzmir Seferihisar depremlerinde binlerce vatandaşımız yaşamlarını yitirmiştir. Erzincan depremi sırasında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Erzincan’a gittiğinde İsmet Paşa’nın boynuna sarılan yaşlı bir kadın “Benim Mehmet’im de öldü, askerliğini senin yanında yapmıştı” diye ağlamıştır. 

Kahramanmaraş depreminde enkazdan çıkarılan bir kadın “Beni özel hastaneye götürmeyin, param yok” diyerek herkesi duygulandırmıştır. Günlerce göçük altında kalan, son anda kurtarılan insanlarımızın öyküleri yürek yakmıştır. “Sesimi duyan var mı?” Gölcük depremi sırasında göçük altında kalanları kurtarmak için seslenenlerin çığlığıdır ve bu depremin sembolü olmuştur. Nâzım Hikmet Erzincan depreminde cezaevindedir ve acısını “Kara haber” adlı şiirine dökmüştür. “Uyanıp kaçamadılar/ Kuş olup uçamadılar” onun dizeleridir. Günümüzün acısını da dile getiriyor. Yüreğimiz yanıyor. 

‘KADER’ 

On bir ilimizi kapsayan Kahramanmaraş depremi yüreğimizi yaktı, yıkıldık. Bu depremde bizi organizasyonsuzluk öldürdü. Deprem planımız yok. Depremde TSK, valiler, kaymakamlar yoktu. Çünkü tek adam buna izin vermiyordu. Gerekli önlemler önceden alınmadığı gibi, görülmemiş bir organizasyon eksiği vardı. Deprem bölgesine yardımlar üç gün sonra ulaşabildi. Binlerce insanımızı yitirdik. Bay Erdoğan yine “kader” dedi! Tekbir demekle, Allahu ekber demekle sorunlar çözülmüyor. Önceden önlemleri almayanların, imar aflarını çıkaranların, liyakati yok sayanların sorumlulukları var.

 Deprem geçip gidince, acılar küllenmeye başlayınca alınacak önlemler de unutulmaktadır. Bilim insanları İstanbul için on yıl içinde büyük bir depremin gündemde olduğunu açık biçimde dile getirmektedirler. Merkezi yönetim ve yerel yönetimler birlikte kentsel dönüşümü sağlamalı, bir deprem bakanlığı kurulmalı, insanlarımıza deprem eğitimi verilmelidir. Bunları yapmak zor değil. Bu ulus daha büyük acılar yaşamamalıdır. 

Av. Erol Ertuğrul



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları