Olaylar Ve Görüşler

Seçim sonuçlarının güvenliği - Bekir Ali Yüksel

03 Mayıs 2023 Çarşamba

Seçimlere günler kala, değişime yönelik inanç en yüksek noktaya ulaştı. Muhalif seçmen, kazanmaktan endişe etmiyor. İlk kez muhalefet, kazanacağına çok inanıyor. Muhalefet partilerinin seçmenini endişelendiren en temel husus, sandık güvenliği. İktidarın bu alandaki sabıkası nedeniyle bu endişede haklılık payı yüksek.

Seçimde endişelenilmesi gereken bir husus daha var. O da iktidarın kaybetmesi halinde, seçim sonuçlarını tanımayabileceğine dair yapılan açıklamalar. Muhalefet, böyle bir tabloyla ilk kez 2019’da İstanbul yerel seçimlerinde karşılaşmıştı. O seçimlerde, iktidarın işine gelen oylar geçerli sayılmış, büyükşehir seçimleri tekrarlanmıştı. Tekrarlanan seçimlerden CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve muhalefet büyük kazançla çıkmıştı. Cumhur İttifakı, bundan ders almışa benzemiyor. Almadığı için de önümüzdeki seçimlerde seçim sonuçlarının güvenliği hususunda bizi endişelendirebilecek açıklamaları ardı ardına yapıyor.

‘Siyasi darbe girişimi’

Bu açıklamaların fitilini, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 14 Mayıs seçimlerine “siyasi darbe girişimi” diyerek yaktı. Ardından, Karabük mitinginde konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, “Münafık muhterislere sesleniyorum: Nereye geliyorsunuz, nasıl geliyorsunuz, kiminle gelmeyi düşlüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz, gitmeyi aklımızdan geçirmiyoruz, hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var” dedi. Sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “...Kandil bunları destekleyecek, Kandil’in desteğiyle beraber bu ülkede cumhurbaşkanı olacak. Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez” diye konuştu.

Ardı ardına yapılan bu açıklamalar, muhalefetin seçimi kazanacağı konusunda, Cumhur İttifakı liderlerinin de mutabık olduğunu gösteriyor.

Muhalif seçmen

Peki, bu açıklamaları yaparak neyi ima ediyorlar? Kandil, ne zamandan beri Türkiye’deki seçimleri etkileyebilecek güce kavuştu? Erdoğan, “Milletim bu ülkeyi teslim etmez” derken aslında kimleri kast ediyor? Erdoğan’ın “milleti” içerisine, kendisine oy vermeyenler de giriyor mu? Erdoğan’ın açıklamalarındaki “milletin” seçimlere nasıl ve ne şekilde müdahale edeceği öngörülüyor? Bu açıklamalar sonucunda, durumdan vazife çıkaracak çeteler, mafya grupları olabilir mi? Muhtelif seçmenin yoğun olduğu kentlerde bu tür grupların bu açıklamaları talimat addederek sebep olabilecekleri olayların sorumlusu kim olacak?

Bütün bu sorular, soğukkanlılıkla yanıtlanmalıdır. Çünkü seçim sonuçlarının tanınmaması, sadece Türk demokrasisi açısından değil, toplumsal barış ve milli güvenlik açısından da ağır bir tahribat yaratır. İktidarın bu açıklamalarının amacı seçmeni korkutarak konsolide etmek olsa da muhalefet bu korku iklimini kırmış, bu eşiği çoktan aşmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları