Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Salgına Hitchcock ve Camus Pencerelerinden Bakış - Prof. Dr. Erhan KARAESMEN
Algılama
oluşumu insan beyninin en üstün unsurlarından biri olarak bilinir. Doğadaki
biyolojik ve fiziksel hareketlilik düzeni, insan algılamasının gücü sayesinde
anlaşılabilir ve hissedilebilir hale gelir. Ancak bu hareketlilik içinde bilinmezlik ve belirsizlik
öğelerinin yer aldığı yaygın bölgeler
mevcuttur. Bu bölgelerde olup
bitenleri algılama ve çözümlemede insan aklının dara düştüğü durumlara
rastlanabilmektedir. Bilinmezlik ve belirsizliklerin aslında gizemli bir yanı
vardır ama irkiltici ve ürküntü verici şaşırtıcılık yaratabildiği de bilinir.
Bilimsel ve sanatsal yaratıcılığın
en üst düzeyde
seferber edilmesiyle insanoğlu bilinmezliklerin korkutuculuğundan kendini
kurtara gelmiştir.
‘KUŞLAR" FİLMİ...
Öte yandan, bu korku ve ürküntü psikolojisi belirsizliklerin
gizemi ile birleşerek zaman zaman sanatsal yaratıcılığın konu tabanlarını da
oluşturabilmektedir. Sanatsal sinemanın büyük ustalarından Alfred Hitchcock,
yarım yüzyıla dayanan bir dönem
boyunca belirsizlik ve bilinmeyenlerin yarattığı irkiltici ama bir yandan da
merak duygusunu okşayıcı temaları işlemiştir.
Hitchcock sinemasının en üst yapıtlarından kabul
edilmese bile onun yine de merak dolu ürküntüleri işlemekteki ustalığı olarak
bilinen “Kuşlar” filmini
hatırlayalım. Ülkesi ve
coğrafyası belli olmayan bir kentsel bölgede yaşayan bir insan gurubu geniş kuvvetli kanatlara ve yırtıcı
pençelere sahip özel kuş sürülerinin saldırılarına
maruz kalır. Korku verici sahnelerle dolu yaklaşık yüz dakikalık bu filmin
bitiminde saldırının niye ve niçin
olduğu anlaşılmaksızın sona erer.
DOĞANIN İNTİKAMI
Bu filmle ilgili, döneminde
yapılan sanatsal ve entelektüel tartışmalarda doğa-insan ilişkisinin insanların hoyratça ısırganlığı ile bozulmasına karşı doğanın
verdiği bir intikam alma tepkisinin ortaya konduğu tartışılm§ıştı. Çok garip biçimde son üç aydır insanlığın ve
uygarlığın en büyük sorunu
haline gelen koronavirüs salgını oluşumunda da felsefi düzeydeki
değerlendirmelerde doğal çevrede
insanoğlu tarafından yaratılagelmiş hasarların bir hesabının sorulmakta olduğu
yeniden ortaya çıkar oldu.
Olayın başlangıç noktasında “yarasa”
gibi kendi halinde sıradan sayılabilecek bir kuş türünün yer alıyor oluşu Hitchcock’un “Kuşlar” imgelemini hatırlatıyor. Ancak bu seferki intikam
müfrezeleri iri pençeli ve
geniş kanatlı yaratıklar değil; aksine yarım mikron boyutuna bile sahip olmayan
ve kitlesel ağırlıkları ölçülmeye değmeyecek kadar küçük, minnacık akıncılardan oluşuyor. Ürküntü ve panik psikolojisinin
toplumsal düzeyde çok seyrek
ve az rastlanan örnekleri
sergilenirken biyoloji ve sağlık bilimleri teknolojilerinin olağanüstü
seferberliğiyle düşman ile barış yapma yolları aranıyor.
‘VEBA' ROMANI GİBİ BİR DÖNEM
Bu arada, insan-doğa dengelerinin bozuluşuna karşı yeni bir
fiziksel oluşumlar düzeni ortaya çıkıp çıkmayacağı da tartışılıyor. Bu tartışmada alışılmış algılama analiz ve sentez
düzeneklerinin yeni tanımlara kavuşturulması söz konusu oluyor. Mantık ötesi (absürt) oluşumların bu olup bitenlerin algılanmasında yol gösterici olabileceği türünden düşünceler dile getiriliyor.
Bunlara paralel olarak sanat kültür dünyamızda bir süre dikkatlerin fazla çevrilmediği bir büyük filozof,
edebiyat ve düşünce adamı Albert Camus’nün yeniden hatırlanıyor olduğu bir dönem yaşıyoruz. Camus’nün daha fazla
bilinir ve izlenir olduğu elli küsür yıl önceki bir dönemde
bazı metin parçalarını ben de Türkçeye çevirmiştim. Bunların bir bölümü Yaşar Nabi Nayır büyüğümüzün yol göstericiliği ile elli küsür yıl öncenin Varlık dergisinde
yayınlanmıştı.
Bu nedenle olsa gerek, günümüzdeki salgının felsefi ve
entelektüel boyutlarını tartışan değerli
uzmanların olaydaki mantık ötesi
duruma parmak basmakta oluşlarını şaşırtıcı bulmadım. Camus, benzersiz güç ve
derinlikteki “Veba” romanında akıl, havsala ve algılama
bağlantıları çerçevesinde
insanoğlunun şaşkınlık ve ürküntü yaratan oluşumlarının karşısında yeterli
dayanak ve sığınak bulamadığını çok güzel ortaya koymuştu.
2019 VE 2020... DOĞANIN MESAJI
Günümüzdeki salgının biyolojik ve fiziksel etkilerinin epeyce bir
miktar hasar bırakıyor oluşuna rağmen
bilim ve teknoloji seferberliği elden bırakılmıyor. Olup bitenin net şekilde
algılanması ve buradan çıkarılacak sosyokültürel derslerle benzeri maceralara
karşı insanoğlunun daha dayanıklı ve doğaya duyarlı hale getirilmesi süreci ise
yeni başlıyor.
2019 senesinde insan-çevre bağlantısı duyarsızlığına karşı doğanın bir çeşit uyarıcı öç alış düzenekleri
sergilemesine tanıklık edilmişti. Avustralya, Kaliforniya ve Amazon orman bölgelerinde aylarca süren yangınlar
doğanın attığı çığlıkların örnekleriydi. Flora ve fauna
guruplarının yok oluşlarına teknolojik önlemler bile engel olamamıştı.
Ardından, 2019-2020 dönemi, yaygın ve yoğun can kayıplarının
yaşanmasıyla bir kez daha doğanın değer
ve amansız olabilen gücünü bizlere hatırlatmıştır. Çok düşündürücü ve dramatik dersler
çıkartmamız gereken bir oluşumlar dizisiyle karşı karşıyayız. Epeyce yıllar
devam edeceği anlaşılan bu süreçte mantık ötesi algılama bugünlerde sözü çok edilir olan biyolojik mutasyon gibi
kavramların bir özel dayanağı
olarak tartışılmaya devam edecek gibidir.
Bu tartışmaların anlamlı bir parçasını oluşturacak biçimde “mantık ötesi”
kavramının yeni tanımlar ve yorumlar bulmasına da tanıklık edilebilecektir.
PROF. DR. ERHAN KARAESMEN
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Yangın itirafı!