Olaylar Ve Görüşler

Partili Cumhurbaşkanı ve denetim sorunu - Mustafa Bayram MISIR

30 Kasım 2021 Salı

TBMM’de temsil edilen altı muhalefet partisi, parlamenter sisteme geçiş sürecini birlikte değerlendiriyor, genellikle “güçlendirilmiş parlamenter sistem” adıyla andıkları yeni sistemin üzerine yükseleceği temel ilkeleri belirleme çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu yöndeki haberler muhalefete duyulan güveni artırıyor.

KABİNE YOK 

Burada üzerinde konuştuğumuz, siyasal rejimin niteliği değil, dar anlamıyla hükümet sistemidir. Siyasal rejim hakkında yazılıp çizilirken karşılaştığımız, “seçimli otoriterizm”den başlayıp “faşizan”a uzanan kavramsallaştırmalar, “parti devleti”, “tek adam rejimi” vb. nitelemeler, “kişiye özel dikilmiş anayasa”, “şahsım hükümeti” vb. anlamayı kolaylaştıran propaganda sıfatları, karşı karşıya olduğumuz olguyu bir yönüyle açıklamaya yarar. Her birinin gösterdiği doğrular vardır. Ancak hükümet sisteminin esas mekanizmasına işaret etmekten uzaktırlar.

Anayasa ve uygulamada kritik halka, “partili cumhurbaşkanıdır”. Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sitesinde bakanlar, “Cumhurbaşkanlığı kabinesi” olarak ilan edilse de yürütme organı kişi yönünden kurul değil, kişi organdır. Cumhurbaşkanı, tek başına yürütme organıdır. Bu sistemde, parlamenter sistemlerde gördüğümüz, bakanlardan oluşan “kabine” yoktur. Bir gece Resmi Gazete’de yayımlanacak cumhurbaşkanı kararıyla görevden alınabilecek veya göreve atanabilecek olan cumhurbaşkanı sekreteri niteliğinde bakanlar vardır. Yürütmenin; kanun altı, yönetmelik üstü düzenleyici işlemleri olan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışında kalan bütün yürütme işlemleri, bu nedenle “cumhurbaşkanı kararı” ile yapılmaktadır. Resmi Gazete’ye baktığımızda, doğal olarak hiçbir “kabine kararı” göremeyiz. Anayasa dahil mevzuatın hiçbir yerinde “kabine” ile ilgili düzenleme veya “kabine”ye yapılan atıf bulunmamaktadır. Kabine toplantılarının hukuki gerçekliği, sekreterlerinin Cumhurbaşkanı’nı bilgilendirmesinden ibarettir.

PARTİLİ CUMHURBAŞKANI MEKANİZMASI

Sisteme karakterini veren, onu kuvvetler birliği sistemi haline getiren, yürütmenin kişi-organ olarak örgütlenmesi değil, bu kişinin “partili” olarak yasama meclisini denetleyebilmesidir. TBMM’nin denetleme mekanizmaları -gensoru, sözlü soru, bütçe hakkı vb.- budanmış; yürütmenin tasarı sunmasının önüne geçilmiş; yasa yapma sürecinde teklifin esas olması benimsenmiştir. TBMM’ye bağlı “kanunlar dairesi başkanlığı” vb. adında bir kanun yazma bürosu dahi öngörülmemiştir. Bürokratlar kanun yazmayı bırakmıştır. Ama “yargı reformu” başlığı altında sunulanlar dahil, TBMM’de kabul edilen neredeyse tüm kanunların, eskiden olduğu gibi, aslında bakanlıklar tarafından hazırlandığı, gerçekte “tasarı” olduğu bilinmektedir. Bunları milletvekillerinin imzalayarak teklif haline getirdikleri doğrudur. Ama genellikle kendileri hazırlamamışlardır. Anayasa bu gücü verse de milletvekillerin bu gücü kullanmalarını engelleyen, “partili cumhurbaşkanı” mekanizmasıdır. Cumhurbaşkanı; partisi aracılığıyla yasama meclisi üyelerini belirlediği gibi, yasama işlevini de arka kapıdan, partisi aracılığıyla denetlediği meclis çoğunluğu yoluyla üstlenmektedir.

TEK NEDEN DEĞİL

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” denilen anayasal düzenlemenin, kuvvetler ayrılığına dayanan demokratik hükümet sistemi biçimi olan başkanlık sisteminden ayrılmasının tek nedeni bu değildir, başkanlık sisteminde gördüğümüz denge ve denetleme mekanizmalarının hemen hiçbirinin bulunmamasıdır. “Şahsım hükümeti”ni işler kılan, onu temel mantığının kuvvetler birliği olarak işlemesini sağlayan bu mekanizmadır. Sistemi; kuvvetler birliği sistemi haline getiren esas hukuksal mekanizma, partili cumhurbaşkanı ve bu sayede meclis üzerinde kurulan denetimdir.  

MUSTAFA BAYRAM MISIR

AVUKAT, DOKTOR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları