Olaylar Ve Görüşler

Örgütsüz parti: CHP - Prof. Dr. Gazi ZORER

22 Ağustos 2023 Salı

2023 cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçim sonuçları üzerine yazıldı çizildi. Bu adaletsiz seçimin ne kadar antidemokratik koşullar içerisinde yapıldığı dile getirildi. Seçim sürecinin akademik değerlendirmesini siyaset bilimciler yaptı. Çevre koşullarını deneyimli gazeteciler yazdı, yorumladı.

Sosyalizmin en önemli teorisyenlerinden Karl Marx, Feurbach Üzerine Tezlerinin 11.sinde “filozofların dünyayı yalnızca değişik biçimlerde yorumladığını oysa asıl sorunun onu değiştirmek olduğunu” yazar. Bu kritik tespitten hareketle partinin yapısı ile ilgili değerlendirme ile başlayalım. Çevremizi, etrafımızdaki koşulları değiştirmek doğrudan bizim elimizde olan bir şey değil ama kendimizi değiştirmek, geliştirmek tamamen bizim elimizde olan bir durum. Dünyayı değiştirmeye önce kendimizi değiştirmekle başlamalıyız. Yaptığınız işlerin, gerçekleştirdiğiniz etkinliklerin sonuçlarını ölçmüyorsanız bunları değerlendirip yeniden planlamıyorsanız ve bu pozitif döngüyü sürekli kılamıyorsanız başarısızlık kaçınılmaz. Mazeret üretmeye, aslında çok da başarısız olmadığınıza dair açıklamalar yapmaya çalışabilirsiniz. Oysa seçimler bir kazan-kaybet oyunudur. Kaybedilmiş bir seçimde kaybettik ama diye başlayan cümleler statükoyu korumaya, yenilenmeyi ve değişimi engellemeye çalışmak dışında bir sonuç ortaya koymaz. Bunun yerine neden kaybettiğinizin özeleştirisini yapmak, gelecek için bir umut olabilir. Başarısız yöneticilerin görevlerini bırakması ise beklenen bir sonuçtur.

NEDEN BAŞARILAMIYOR?

CHP’nin aldığı oy oranlarını incelediğimizde son 15 yılda yüzde 20-25 bandında bir seyir görüyoruz. Bu oyları artırabilmek için doğru politik strateji kurmak ve taktikler geliştirmek elbette çok önemli, ancak partinin görüşlerini, seçmene sunduğu vaatlerini geniş halk kesimlerine ne kadar ulaştırabildiği daha önemli. Bunun için mevcut yöntemler; klasik yazılı ve görsel medya, sosyal medya ve yüz yüze iletişimdir. Bunlardan klasik ve görsel medya iletişimi yüzde 90’ın üzerinde otoriter iktidarın kontrolünde, sosyal medya büyük ölçüde iktidarın daha etkin olduğu bir alan, geriye kalan yüz yüze iletişim ise ancak parti örgütleri aracılığı ile yapılabilir. En doğru tespitler yapılsa, en güzel vaatlerde de bulunulsa bunların halka ulaşamadığı durumda bir etkisi de olmuyor. Örneğin deprem bölgesinde iktidar alelacele konut temelleri atıyor. Halka satacak, kaça satacağı bile belli değil. Siz muhalefet olarak evlerinizi, dükkânlarınızı ücretsiz yapacağım, bedava dağıtacağım diyorsunuz, olumlu bir karşılık alamıyorsunuz. Emeklilere iktidar 2000 lira verecek, siz bir ay sonra 15000 lira vereceğim diyorsunuz, milyonlarca emekliden bir destek alamıyorsunuz. Bu vaatlerinizi ve diğerlerini halk duydu mu? Evleri yıkılan insanların ailelerinin yüzde kaçının haberi var? Emeklilerin haberi var mı? Bunu ölçtünüz mü? Eğer çok az kişi duyduysa ciddi bir iletişim sorunu var demektir. Halka ulaşamıyorsunuz sonucu çıkar. Eğer herkes duyduysa ve buna rağmen iktidarı desteklemeye devam ediyorlarsa o zaman ciddi bir güven sorunu var demektir. Her iki durumda da yapılacak çok iş var.

ÖRGÜT YOK!

CHP’nin esas örgütlenme birimi olan ilçe örgütleri liyakaten çok yetersiz, mahalle örgütlenmeleri ise çoğu yerde yok ya da bir temsilci düzeyinde, olanların üyelerle ilişkisi son derece sınırlı. Kendi yaptıkları üyeler ile iletişim içindeler. Örgüt faaliyetleri ise seçimden seçime yapılan, adayların esnaf ziyaretleri ve çarşı-pazar dolaşmaları ile az sayıda ev ziyaretlerinden ibaret. Ziyaretleri yapanların iletişim becerileri, eğitimleri yok. Bunları yaparken de her ilçede katılan üyeler 50-60 kişiyi geçmiyor. 5 bin üyesi olan bir ilçede 500 sandık görevlisi ancak bulunabiliyor. Bu görevlilerin de çoğunluğu liyakaten yetersiz nitelikte. Çünkü partinin ilçe yönetimleri kendisini seçen ekibi ile çalışıyor, diğer üyeleri dışlıyor. Nitelikli üyeler partiden uzak tutuluyor. Her seçimden sonra sandık güvenliğinin yine sağlanamadığı anlaşılıyor. Ama seçimden önce birçok sorumlu yönetici TV’lerde gözümüzün içine baka baka sandık güvenliğinin sağlandığını söylüyorlardı.

NASIL BAŞARILABİLİR?

Partide en çok çalışan genel başkan, onun çalıştırabildiği merkez yöneticileri, parti meclisi üyeleri ve milletvekillerinden, il, ilçe düzeyine mahalleye doğru indikçe çalışan sayısı düşüyor. Esas halkla temas edecek üyeler örgütsel çalışmanın tamamen dışında kalıyor. Bu durum beş yıl önce de on yıl önce de böyle idi, hâlâ aynı durumda. Israrla aynı düzen sürdürülüyor. Aynı şeyler yapılarak aynı sonuçlar alınmaya devam ediliyor. Oylar yüzde 20-25 bandında seyrediyor. Bu kanıtlanmış gerçeği gören ve bilen genel merkez yönetiminin artık daha fazla gecikmeden hızla hareket ederek bir tüzük kurultayı toplamasından başka bir çıkış yolu görünmüyor. Ancak örgütsel reformunu gerçekleştirebilecek bir CHP, mevcut kısır döngüyü kırabilir. Bunun için sınırsız seçilme hakkını sınırlayan, liyakati öne çıkaran, objektif performans kriterlerine göre çalışıp üreten örgütsel yapılara imkân veren, katılımı ve kapsayıcılığı güvence altına alan yeni bir tüzüğe ihtiyaç var. Üyelik reformu şart. Üyeliklerin güncellenmesinin ardından ileride yine dejenere edilemeyecek kesin kuralları olan bir sistem kurulmalı. Bir de bu tüzüğe uyan ve titizlikle uygulayan yöneticiler gerekli. Hatta onların uygulamalarının da tüzüğe uygunluğu hakkında karar verecek tamamen liyakate uygun oluşturulacak bağımsız bir hukuk üst kuruluna ihtiyaç var. Örgüt içi demokrasinin her düzeyde hayata geçirilmesi, liyakate dayalı görevlendirmeler, objektif adaylık kriterleri, önseçim kuralı, cinsiyet kotası ve tabana indirilmiş yaygın eğitim çalışmaları, profesyonel, çağdaş bir yönetim anlayışı ile partiyi iktidara taşıyabilir.

PROF. DR. GAZİ ZORER



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları