Olaylar Ve Görüşler

Olimpiyat ve insanlık - Prof. Dr. NECDET ADABAĞ

10 Ağustos 2024 Cumartesi

Olimpiyat oyunlarını izliyorum, bir yandan gerçekliği izlerken öte yandan düş kurmak geliyor içimden. İnsanlar durmadan madalya topluyorlar ya bizimkiler, düş kuruyorum... Yine de ben yarışmaya katılan tüm sporcularımızı içtenlikle kutluyorum, hangi olanaksızlıklar içinde yarışmaya hazırlandıklarını tahmin edebiliyorum. Şimdi var olanın peşine düşelim, düşlerin değil... İçimi tam ısıtmıyor ama insanlık adına övünç duyuyorum. Kolay kolay belleklerden silinmeyecek olan bir gerçeklik olarak çıkıyor karşıma olimpiyat oyunları.

Bu kadar çok televizyona bakmamışımdır. Kalkamıyorum başından. Ama içimdeki boşlukları dolduruyorum her anlamda. Oyunları izlerken estetik açlığımı gideriyorum, hiçbir sporcunun dinine, mezhebine, ırkına bakmadan, yurttaşlığına aldırmadan izliyorum oyunları. Hiçbir hareketlerini kaçırmamaya çalışıyorum. Eylemlerini, yüzlerindeki mimikleri. Çünkü o oyuncularda “insan”ı buluyorum, aradığım insanı. Kendini aşan, aşmak isteyen insanı görüyorum. En yüksek ahlaksal değerlere, etik kurallara, dürüstlüğe ve insancılığa ulaşmak sevdası içinde olan insanı.

YÜZLERDEKİ İFADELER

Hedef başarıdır. Benzerlerinden üstün gelmektir. Kendi ülkesinin insanından da üstün gelmektir. Bu yarışlar sporcunun benzerlerine karşı verdiği bir yarış olduğu gibi kendi kendisiyle de yaptığı bir yarış, dövüştür aynı zamanda. Hiç yüzlerindeki ifadeler dikkatinizi çekiyor mu? Bir amatör sporcunun heyecanı olduğu kadar bir profesyonel sporcunun hırsını taşımaktadır yüzlerindeki çizgiler. Hiçbiri yerinde duramıyor yarış çizgilerine geldiklerinde. Sabırsızlıkları yüzlerinden okunuyor. Bu sadece yarış başlasın ve bitsin ama “ben” kazanayım sevdasının sabırsızlığı değil, “insan”ın tüm zorluklara karşın neyi başarabileceğinin göstergesini bir an önce sergilemek için içlerinde saklı tuttukları sabırsızlığın işaretidir.

Bütün bu sportif girişimler, olanaklı, olanaksız yaşam koşullarına karşın kendimizi bir “insan” örneği olarak ortaya koymak gibi bir çabanın ürünü olamaz mı? Kanımca, bu oyunlar, baskıcı ve aymaz devletlere karşı yapılan bir başkaldırıdır ki çoğu bağnaz ve aymaz devletler tarafından bastırılmak istenmektedir. Sportif etkinlikler özgürlüğe açılan kapılardır çünkü. Baskıcı devletlere bunu göstermek şarttır, kaçınılmazdır. Çünkü o devletler insan gücünü bu tür etkinliklerde ortaya koyacaklarına ve insanlık alemini insanın ayakta tuttuğunu göstereceklerine, yok etme sevdası içinde, kentleri yerle bir edebilmekte, 200 bin kişiyi öldürebilmekteler.

Prof. Dr. NECDET ADABAĞ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları