Olaylar Ve Görüşler

Öğretmenleri aslanların önüne attınız! - Erdal ATICI

08 Kasım 2021 Pazartesi

Tüm dünya iki yıldır Covid 19 belasıyla canla başla mücadele ediyor. Daha ilk günlerden başlayarak, insanlığın bu tür salgınlar karşısında ne kadar umarsız kaldığını, bilimden başka tutunacak hiçbir dalının olmadığını bir kez daha yaşayarak görmüş olduk. 

Özellikle; her akşam bir televizyon programına katılıp, sabaha kadar hurafe anlatanların, halkın inançlarını sömürenlerin, salgın konusunda söyleyebilecekleri bir tek sözlerinin olmaması ve kısa süre içinde ortadan kaybolmaları da, büyük Atatürk’ün “bilimin dışında bir yol gösterici aramanın” nasıl bir “gaflet” olduğunu da bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.      

Dünyada ve ülkemizde binlerce sağlık çalışanı, Covid hastalarının yaşaması uğruna şehit düştü...  Bizler, dışarıdan hiç kimseyi almadığımız evlerimizde korkudan kapı kollarını defalarca silerken, onlar Covid hastalarının yanına hiç çekinmeden varıp ilaç verdiler, serum taktılar, ateşlerini düşürmeye çalıştılar...

Bu süreçte ülkemizde çok yanlış yapıldı. Bu yanlışların içinde belki de en yaşamsal olanı, eğitim alanında yapılan yanlışlardır. Başta uzaktan eğitim; altyapı olmaması nedeniyle başarısız oldu. Ancak aşılamanın yaygınlaştırılması ve gerekli önlemlerin alınması koşuluyla, okulların açık tutulması, başta biz eğitimciler olmak üzere herkesin dileğiydi...

OKULLAR KAPALI OLUR MU?  

Geçen eylül ayında, gereken önlemlerin alınıp, okulların açılacağı duyuruldu. Sevindik! Sayın yöneticiler, gereken hazırlıkların yapıldığını söylüyorlardı. Güvendik! Öyle ya; büyük devletlerle yarışan, Afrika ülkelerine milyonlarca dolar para yardımı yapan Türkiye, okullarında gereken önlemleri alamayacak mıydı? Tersini hiç düşünmedik! Huzur içinde eğitime başlayacaktık.

Dünyanın güçlü ülkeleri, salgın için büyük paralar harcayarak ve büyük yatırımlar yaparak, okullarını yeniden açtılar. Öncelikle, sınıflarda öğrenci ve ders saatlerini azalttılar. Müfredat programlarını hafifletip sık sık tatil programı uyguladılar. Kimi ülkeler, öğrencilerin bağışıklık sistemini güçlendirecek gıda yardımı yaptı. Kimi ülkeler de, okullarına havalandırmayı kolaylaştıracak sistemler kurdu. 

Bu arada, aşılamaya hız verdiler, aşılama oranları neredeyse yüzde yüze dayandı. Aşılanmayanı toplumdan dışladılar. Okula gelen ziyaretçileri bahçeden içeri almadılar. Okula zorunlu olarak gireceklere HES kodu uygulaması yaptılar...

BİZDE DURUM NEDİR? 

Okullarımızda salgın öncesi sınıf öğrenci sayıları 35, 40’tı, hâlâ değişmedi. Ders süreleri 40 dakikaydı, hâlâ aynı sürüyor. Ders araları 10 dakikaydı, hâlâ 10 dakika. Anadolu liselerinde bir günde 8 ders yapılıyordu yine aynı. Meslek liselerinde ise öğrenciler bir günde 9, 10 derse giriyorlardı yine aynı sürdürüyorlar... Havalandırma çoğunlukla bir iki pencere açılarak yapılabiliyor... Kışın soğuklar başlayınca, sınıflar nasıl havalandırılacak bilemiyoruz.

Yine, bir sınıfta iki öğrenci Covid olunca sınıf temaslı sayılarak on beş günlüğüne kapatılıyor. Güzel de o sınıfa giren öğretmenler diğer sınıflarda derslere girmeye devam ediyorlar... 

KAÇINILMAZ SON

Öğrenciler bilinçsiz, sürekli uyarılmalara karşın, okulda mesafe kuralına uymuyorlar. Ayrıca, öğrencilerin yarısı aşısız olduğu halde, test uygulaması olmadığı için hasta olsalar bile okula gelmeye devam ediyorlar... 

Öğretmenler; kendi aramızda konuşuyorduk. “Okulda kurtuluşumuz yok, bir an önce hastalansak da kurtulsak” diye... Öyle ya, bu koşullarda okula gelip de hastalanmayacak öğretmen olabilir miydi? 

Dileğimiz gerçekleşti galiba(!) Birkaç gün arayla dört beş arkadaşımla birlikte Covid testimiz pozitif çıktı. Diğer arkadaşları bilmiyorum, ama iki aşı olmama rağmen öksürük, ateş, titreme beni yataktan dışarı adım atamaz duruma getirdi. Şu an hastalığım nasıl seyredecek bilmiyorum ama şunu iyi biliyorum ki, sayın yöneticiler, çoğu temel önlemi almadan, okulları açarak, öğretmenleri aslanların önüne attınız! Hem de savunmasız biçimde...

ERDAL ATICI

EĞİTİMCİ /YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları