Olaylar Ve Görüşler

‘Öğretmen Akademisi’ dayatması - Mustafa Gazalcı

18 Temmuz 2024 Perşembe

AKP iktidarı bir oldubittiyle 2022’de yasalaştırdığı Diyanet Akademisi’nden sonra kendine göre öğretmen yetiştirmek için “Öğretmen Akademisi” kurmayı dayatıyor. Bu amaçla öğretmen sendikaları ve kuruluşlarının karşı çıktığı, demokratik eylemlerle sesini yükselttiği “Öğretmenlik Meslek Yasası”nı TBMM’ye gönderdi.

Bilindiği gibi bundan önceki Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer döneminde yine öğretmenlere danışılmadan, 2022’de “Öğretmenler Meslek Yasası” çıkarılmıştı. Öğretmenleri kariyer basamaklarına ayıran bu düzenlemenin kimi maddelerini Anayasa Mahkemesi, 13.07.2023’te iptal etti. Şimdi yeniden öğretmenlere sözde yeni haklar tanınıyormuş gibi 39 maddelik yeni bir meslek yasa önerisi hazırlanıyor. Bu öneride de yine öğretmenleri bölen kariyer basamakları korunuyor. (Md: 20)

ÖZGÜR KUŞAKLAR  

Milli Eğitim Bakanlığı, laik Cumhuriyeti, bilimsel eğitimi yok sayan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla yürürlüğe soktuğu tartışmalı eğitim programından sonra sanki o programı uygulayacak öğretmen yetiştirmek için yeni bir meslek yasa önerisi hazırlıyor. O öneriyle “Öğretmen Akademisi” kuruluyor.

Akademi kurma, öğretmenlerin çağdaş sendikalaşma haklarını engellemek için Avni Akyol’dan bu yana dillendirilen, sağ iktidarların bir özlemidir.

Bundan 176 yıl önce 16 Mart 1848’de ilk öğretmen okulu açılarak öğretmenlik meslek olarak kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar başta Atatürk olmak üzere özellikle Mustafa Necati döneminde öğretmen mesleğine büyük önem vermişler, onların özgür kuşaklar yetiştirmesi için toplumsal saygınlığını sağlamışlardır. Onlar da Cahit Külebi’nin dediği gibi “düşe kalka” da olsa kara gökleri aydınlatmışlar, “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” yani “tepeden tırnağa özgür” kuşaklar yetiştirmeye çalışmışlardır. 

Günümüzde öğretmen, üniversitelerin eğitim fakültelerinde yetiştirilmektedir. İktidar, Milli Eğitim Bakanlığı ile TBMM’ye sunduğu Öğretmenlik Meslek Yasa önerisiyle eğitim fakültelerinin verdiği öğretmenlik diplomasını, eğitimini yok saymaktadır. Yıllar sonra sanki siz öğretmen yetiştiremiyorsunuz, asıl öğretmeni ben yetiştireceğim, der gibidir.  

Zaten yüz binlerce atanmayan öğretmen varken taslakla yeni elemeler ve ölçütlerle bırakın yeni haklar vermeyi tam tersine meslek yaralanmaktadır.

Sözde, mesleğe hazırlamak için kurulacak akademide kuramsal ve uygulamalı bir eğitim öngörülüyor. Öğretmenlik mesleğinin gelişimi için meslek içi eğitim verilebilir. Bunun için ayrıcalıklı akademi kurmaya gerek yoktur. 

Öğretmen statüsü ilkeleri

Eğitim fakülteleri arasında eşgüdüm sağlanabilir, nitelik artırma için önlemler getirilebilir. Bu fakültelerin tümünün bağlı olduğu “Eğitim ya da Öğretmen Üniversitesi” kurulabilir. İktidarların güdümünde hele AKP gibi sicili belli bir iktidara bağlı akademi yarardan çok mesleğe zarar verir.

Tasarı öğretmenlere yeni haklar vermekten çok onlara disiplin ve cezalar öngören, bunları artıran maddelerle dolu. Tasarı, öğretmenleri potansiyel suçlu gibi görüyor, kolayca meslekten çıkarmayı amaçlıyor. 

Eğer iktidar gerçekten öğretmen haklarını geliştirmek istiyorsa UNESCO ve İLO’nun ortaklaşa 5 Ekim 1967’de kabul ettiği, Türkiye’nin de altına imza attığı, kabul edildiği günün, bütün ileri, çağdaş ülkelerde Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlandığı, “Öğretmenlik Statüsü Tavsiyesi” ilkelerini yaşama geçirmelidir.

16 Haziran 2024’te “Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük bir öğretmen kitlesi kamu tarafından fonlandırılmıyor” diyerek öğretmenlere adeta savaş açan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in mesleğe vereceği en küçük bir iyileştirme olamaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları