Olaylar Ve Görüşler

Modern güçlerin modernleşememesi - Prof. Dr. Zafer CİRHİNLİOĞLU

28 Temmuz 2023 Cuma

Son genel seçimlerin her çevreye öğrettiği birçok olgu var. Siyasette gözlemci olarak ya da aktif olarak ilgilenen hemen hemen herkes kendi payına düşeni kabullenmiş görünüyor. Sonuçlar üzerine herkes kendince yorumlar geliştiriyor. Üzerinde toptan birleşilen konu ise muhalefetin başarısızlığı. Başarısızlık aslında neredeyse kronik bir başarısızlığın yeni bir görünü gibi düşünülüyor.

Eleştirileri iki kısma ayrılabiliriz: Birincisi, günlük siyasetle ilgili çoğunlukla kişisel hataları dile getiren yüzeysel değerlendirmelerdir. İkinci ise başarısızlığı daha derinlemesine inceleyen ve tarihsel/düşünsel serüvenimizle ilişkilendiren türden değerlendirmelerdir. Bu ikinci grup değerlendirmelere çok fazla rastlamak mümkün olmamaktadır. 

Günlük siyasi kaygılardan ve hesaplardan uzak mevcut muhalif güçler şu soruları kendilerine sorma durumundadırlar: 1)Gerici olarak adlandırdıkları çevreler karşısında kendileri ne ölçüde moderndirler? 2)Akılcı olmamakla suçladıkları akımlar karşısında kendileri ve izledikleri yollar ne derece akılcıdır? 3)Mistik olarak suçladıkları tutumlar karşısında kendileri ne ölçüde dünyevideler? 4)Aslında modernleşememiş bir ülkenin bireyleri ve toplulukları olarak benzer bir kültürün içindeyken modernleşmiş birey rolü mü yapmaktadırlar? 5) Kendilerine tarihsel olarak biçtikleri modernleştirme misyonunu aslında güç elde etmenin bir aracı olarak mı kullanmaktadırlar? 6)Modern bir değişim yaratamamanın nedeni aslında karşısında olduklarını iddia ettikleri gerici güçler ile aynı zeminin paylaşılması mıdır?

Bu soruların seçim ve seçim yenilgisi ile bağlantısı şu: Siyasi platformda mücadele eden güçler eğer aynı tarihsel zeminin farklı iki parçası iseler halkın daha zayıf argümanlar ile ortaya çıkan kesimi desteklemesi için gerçek bir sebebi olmamaktadır. Seçmenler tutunacak dal ararken benzer gördükleri iki tercihten kendilerini daha farklı gelen sol bir anlayışta neden bulsunlar ki?

Örneğin idare etme yöntemini ele alalım: Şu an en çok şikâyet edilen konular kayırmacılık, liyakatsizlik, yetersizlik, yolsuzluk vs. gibi konular değil mi? Bu alanlarda farklılıklar yeteri kadar rasyonel ve inandırıcı bir şekilde sunulabilmiş midir? Seçmenin bakış açısı, “biri gider gelen aynı şeyleri kendi grubuna uygular, o yüzden değişime gerek yok” şeklindedir. Seçmene bu bakışı değiştirecek realiteler verilemediği sürece oy verme davranışı da değişmeyecektir. 

O halde yapılması gereken şudur: Muhalefet önce kendini modernleştirmeli ve sonra da modern anlayışları halka sunabilmelidir. Bir paranın iki farklı yüzü gibi davranıp bunu da süslü sözler ile gizleme yoluyla oy devşirme girişimi medya çağında özellikle gençlerin onayabileceği bir taktik değildir artık. Değişim şarttır ancak bu değişim her açıdan kendini ve çevresini modernleştirici bir değişim olmalıdır. 

Muhalefet önce kendi yönetici gruplarını halka güven veren modern kişilerden seçmeli ve işçi sendikaları gibi siyasi paydaşlarını modern ilkeler etrafında toplamalıdır. Kısacası modernleştirici tarihsel misyonuna geri dönmelidir. Tamamlanmamış modernleşmemizi tamamlama projesini geliştirmelidir. Bu seçim yenilgisinden çıkarılacak pozitif bir sonuç ancak bu olabilir. “Eski hamam, eski tas” şeklinde devam etmenin kimseye faydası yoktur.

PROF. DR. ZAFER CİRHİNLİOĞLU

SOSYOLOG



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları