Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Meslek Odaları Özerk Kalmalıdır - Doğan HASOL
İktidar, Meslek Odaları ve Barolara ilişkin olarak yeni kararlar
ve yasal düzenlemeler yapmak eğiliminde. Bu kuruluşlar Anayasa’da da yeri olan,
kamu kurumu niteliğinde, tüzel kişiliğe sahip özerk kuruluşlardır.
Görevleri, mesleğin ilkelerini ve doğrularını belirlemek ve onların
doğru uygulanmasını sağlamaktır. Eleştirileri, iktidarların hoşuna gitmese de bu,
onların normal kamusal görevidir. Ne var ki çoğu kez, politika yapmakla
suçlanırlar.
TEPKİLERİN HEDEFİNDE
Demokrasilerde meslek ve sivil toplum kuruluşlarının ciddi
bir yeri vardır. Buna karşın, zaman zaman kimi iktidarların eğiliminin, bu özerk
kuruluşların seslerini kısmak ve yönetimlerine müdahale etmek şeklinde olduğu
görülmektedir.
Bu kurumlar, iktidarların yanlış girişimlerini ortaya
koyduklarında tepkilere hedef olmuşlardır. Bu tür tepkiler ve susturma önlemleri,
geçmiş dönemlerde de görülmüştür. İlginç bir örnek verelim: Mühendis ve
mimarların odalarını bünyesinde toplayan birlik, TMMOB 1954’te 6235 sayılı yasa
ile kurulmuştur.
Beş yıl sonra 1959’da çıkarılan 7303 sayılı yasa ile Mühendis
ve Mimar Odaları’nın merkezlerinin Ankara’da olması zorunlu hale getirilmiştir.
Yapılan değişiklikte amaç, memur mimar ve mühendislerin çoğunlukta olduğu Ankara’da
Odaları kolayca denetim altında tutabilmektir.
İBRETLİK ÖYKÜ
Bu yasa değişikliği öncesinde yaşanmış ibretlik bir öykü
vardır. Şöyle:
1956'da Başbakan Adnan Menderes'in tutkusuyla İstanbul’da başlatılan
imar hareketleri herhangi bir plan, program düzeni olmaksızın yalnızca Başbakan’ın
kararları doğrultusunda doludizgin sürmektedir. Başbakan, çevresindeki bazı
kişilerin “Siz doğuştan mimarsınız”
deyişlerine kanmış olmalı…
Bu tuhaf durum karşısında Mimarlar Odası, Başbakan'a
gönderdiği nazik bir yazıyla, çalışmalara yardımcı olmayı önerir. Menderes'in
yanıtı ancak aylar sonra, o tarihte iktidar partisi milletvekili olan, İTÜ
Mimarlık Fakültesi’nin kurucusu ve Oda’nın 1 no.lu üyesi Prof. Emin Onat
aracılığıyla dolaylı ve sözlü olarak alınabilir: "Karışmasınlar Oda'yı kapatırım!"
Sonuçta, plansız, hesapsız
imar harcamaları ülkenin mali kaynaklarını tüketince 1958’de Cumhuriyet
tarihinin en büyük devalüasyonu gelmiş ve dolar bir anda 2.80’den 9 TL’ye sıçramıştır.
1960 yılında DP iktidarının çöküşünde demokrasi dışı davranışların yanında,
ekonomik çöküşün de payı vardır.
Yıllar sonra 12 Eylül 1980 askerî yönetimi döneminde de yeni
bir müdahale gündeme gelmiş, memur mimarların ve mühendislerin Odalar’a
kaydolma zorunluluğu kaldırılmıştır. Sonraki dönemlerde de Odalar’ın, gelir
kaynaklarını kısmak amacıyla, inşaat ruhsat projelerinden Oda’nın meslekî
denetim süreci kaldırılır.
ÖZDENETİM KURULUŞLARI
Kısacası, kimi iktidarlar özellikle de işlerin kötü gittiği zor
dönemlerinde bahaneler üretip meslek odalarının kendilerini engelledikleri
şeklinde söylemlerle demokrasi dışı yollara başvurabiliyorlar.
Son günlerde yaşadıklarımızı da bu kapsamda yorumlamak yanlış
olmaz.
Özetlersek, meslek odaları meslek ilkelerinin belirlenip
korunması bakımından özdenetim kuruluşlarıdır. O nedenle de demokratik yaşam ve
yönetimin vazgeçilmezidir. Mimarlar Odası’nın çeşitli kademelerinde görev almış
deneyimli bir mimar olarak, her zaman söylediğimi burada bir kez daha aktarmak
isterim: “Odamızın özerk kalması
mesleğimizin ve ülke mimarlığının güvencesidir.”
DOĞAN HASOL
DR. Y. MÜH.
(MİMAR)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Yangın itirafı!
- Açıklayacağına söz verdiği 'gizli dosyalar' neler?