Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Laiklik güvencesi - Cezmi DOĞANER
Türkiye’de bazı çevreler son yıllarda laikliğe eleştirinin dozunu artırdılar. Laikliği “din düşmanlığı” gibi göstermeye başladılar.
Laiklik, devletin dine karışmaması, dininde devlet işlerine karışmamasıdır. Bunun anlamı: Dini her türlü yozlaşmadan uzak tutmaktır. Din, siyaset ve devlet işleri birbirine karıştırılırsa işin içine siyasal çıkar hesapları girer, iktidar hesapları girer. Böylece din, siyaset ve çıkar hesaplarına alet edilmiş olur ve yozlaşır.
Anadolu’da İslamın iki kolu vardı; bunlardan birincisi Orta Asya’dan başlayıp Anadolu’ya uzanan Ahmet Yesevi kolu, ikincisi İmam Gazali kolu. İmam Gazali’nin katı, ödünsüz İslam yorumuna karşın, Hoca Ahmet Yesevi kolu daha hoşgörülü, daha insancıl, saygı, sevgi temeline dayanan bir din anlayışını örnekler.
Ortadoğu’daki bazı Müslüman toplumlarında İslam, Allah korkusuna dayandırıldı. Allah korkusu da despotik rejimlere yol açar. Türkiye İslamlığı, Arap milliyetçiliğinin ve kültür hegemonyasının örtüsü gibi kullanan bazı ulema ve tarikatların etkisi altıda.
İNANÇ SÖMÜRÜSÜ
“İslamiyet kadar, kendi mensup ve yöneticileri tarafından tahrip edilen ve soysuzlaştırılmak istenen bir din yoktur. Ulema sınıfı, yüzyıllar boyu din hükümlerini, siyasi iktidarların ve kendi çıkarlarının doğrultusunda kullanmışlardır. Din, asıl amacından uzaklaştırılmış; korku ve manevi baskı rejimi halinde çeşitli çıkarlara alet edilmiştir.” Dışarıdan ve içeriden aldıkları her türlü destekle laik düzeni yıkmak ve yerine dine dayalı bir diktatörlük kurmak isteyen ve halkımızın dinsel inançlarını sömürenler saldırılarını artırmışlardır.
Dinciler, Cumhuriyet değerlerine ahlak, vicdan ve din dışı saldırılarını sürdürmüşlerdir. Laik anlayış da Allah’la insan arasına, kişi ya da kurum olarak aracı girmez.
Toplumları insan hakları ve demokrasiden yoksun, geri kalmışlığa, mahkûm edenler olsa olsa o dinlerin uygulayıcıları, devletleri yönetenler ve politikacılardır.
Din Allah ile kul arasındaki manevi bir bağdır. Devlet düzeni ise hukuksal bir tüzel kişiliktir. Bu nedenle din kişiye özeldir, devletin dini olmaz. Laiklik, dünyamızın çağdaş yaşam koşullarını kapsayan, insan akıl ve mantığının ürünü olan kurallar bütünüdür. Bu kurallar dinle doğrudan ilgili olmadığı gibi asla dine karşı da değildir. Tam tersine, laiklik, bir yönü ile din ve vicdan özgürlüğünün yanı sıra onun yadsınamaz güvencesidir.
Amaç; barışçı, eşitlikçi kendi içinde ve demokrasi üzerinde uzlaşabilmiş adaletli bir toplum oluşturmak olmalıdır.
CEZMİ DOĞANER
AVRUPA SOSYAL DEMOKRAT EYLEM PLATFORMU BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ölüm nedeni belli oldu
- İstanbul'da metro yangını
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!
- 'Vız gelir tırıs gider'
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'O saraya, ben davaya’