Olaylar Ve Görüşler

Kurultaya giderken... - Prof. Dr. Okan TOYGAR

04 Ekim 2023 Çarşamba

Beklenmedik bir gelişme olmazsa önümüzdeki CHP kurultayında genel başkanlık ve PM için iki grup yarışacak. 

“Genel merkezciler” ve “değişimciler”...

Bu gruplardan hangisi partinin kurucu ilkelerine daha bağlı, hangisi daha Atatürkçü, laik, solcu, sosyal demokrat?

Hangisi emekten, barıştan, demokrasiden ve insan haklarından yana?

Hangisi parti içi demokrasiyi güçlendirecek adımları cesaretle atacak?

Yanıtlaması güç sorular...

Belki de en yakıcı soru, kurultay delegelerinin partiyi geleceğe taşıyacak olan bir ideolojik tutuma göre mi yoksa verilen sözlere, koltuk hesaplarına göre mi oy verecekleri?

KURUCU İLKELER

Partinin toplumun geniş kesimleriyle buluşturulması iddiasıyla başta laiklik olmak üzere kurucu ilkelerden ödün verilmesi ve helalleşme siyaseti, Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin en önemli yanlışıydı. 

Kaybedilen seçimin ertesi sabahında değişim hareketini başlatan İmamoğlu’nun bu yanlışı eleştirmek şöyle dursun, bunu yanlış bulduğuna dair tek bir açıklaması olmadı bugüne kadar. Örneğin Oksijen ve Cumhuriyet’teki yazılarında laiklik kelimesi bir kez bile yer almıyor. Cumhuriyet’teki yazısında CHP için “İnsanlarımızın beklentilerini ve taleplerini sorgulamayan, kulağını millete vermeyen, kendi doğrusunu millete dayatan siyasi alışkanlıklarımızı değiştirmek zorundayız” derken Oksijen’de, “Cumhuriyetin kurucu değerleri yeniden yorumlanmalı” diyor. 

Oysa bugün CHP’deki en önemli sorun zaten CHP’nin kuruluş ilkelerinden saparak laiklikten ödün vermiş olması değil mi? 

İmamoğlu’nun rotasını İBB Başkanlığı’na çevirmesinin ardından genel başkanlığa aday olan Özgür Özel’in, son kongre konuşmalarında ve açıkladığı tutum belgesinde, partinin kurucu ilkelerden uzaklaşarak sağa kaymasını eleştirmesi ve (2018 seçimi öncesinde tam tersini söylese de)* sol ve emekten yana olduğunu vurgulaması önemliydi.

‘SOL KANAT HAREKETİ’

Ancak parti içindeki en büyük desteğinin, “Ortak bir hayalimiz var” diyerek yola çıktığı, liberal ve ikinci cumhuriyetçi İmamoğlu olması söylemleriyle zıtlık oluşturuyor. Ayrıca CHP içindeki “Sol Kanat Hareketi” İstanbul’da genel merkezin adayı olan Cemal Canpolat’ı desteklediğini açıkladı. Dolayısıyla Özel genel başkan seçilirse CHP solunu heyecanlandıran söylemlerini eyleme dönüştürmesi güç gibi.  

CHP gibi asırlık bir partiyi değiştirmek, kurucu ilkelerini yoruma açmak mantık dışıdır. Bu yapılırsa CHP kimliğini kaybeder, başka bir partiye dönüşür. Diğer yandan CHP devrimci bir partidir. Bu nedenle; dünyada ve ülkede değişen koşullara göre, her alanda faşizmle mücadele ederek, Atatürkçü sola, sosyalizme doğru bir gelişim çizgisinde olmalıdır.

CHP’nin, 1970’lerde geniş halk kitlelerinin desteğini alarak iktidar olması bu yolla olmuştur. 

Dolayısıyla kurultay delegelerinin vereceği asıl karar genel başkanın kim olacağı değil, önümüzdeki süreçte partinin izleyeceği ideolojik yönünün ne olacağı ve parti içi demokrasinin geliştirilmesi yönünde tüzükte yapılacak değişikliklerdir.

CHP, Türkiye demokrasisi için başat partidir. Ne kadar iyi yönetilirse ülkenin siyasal, ekonomik ve sosyal sorunları da o oranda çözülür. 

Böyle bir partinin kurultay delegelerinden beklenen PM adaylarını titizlikle inceleyerek laiklikten, kamuculuktan, emekten, barıştan ve demokrasiden yana olan adayları desteklemeleridir.

*“Artık işin solcusu, sağcısı, muhafazakârı, milliyetçisi, sosyal demokratı ayrımları bir kenarda kalmıştır.” Özgür Özel, 26.05.2018.

PROF. DR. OKAN TOYGAR

CHP BEŞİKTAŞ İLÇE DELEGESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları