Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurtuluşa ilk adım - Hilmi Taşkın
“Ateşi ve ihaneti gördük” der Nâzım
Hikmet “Kurtuluş Savaşı Destanı”
şiirinde. Ne çok şey anlatır bu cümlesiyle…
Devam eder: “... Ve kanlı bankerler pazarında,
memleketi Alaman’a satanlar...”
Tarih sayfaları gelir gözlerimin önüne;
Osmanlı’nın sözüm ona “denge siyaseti” ve
Birinci Paylaşım Savaşı… Çanakkale cephesi
dışında tüm cephelerde alınan yenilgiler ve
Osmanlı toprakları üzerindeki anlaşmalar
gelir; paylaşılan Osmanlı toprağıdır.
Sonra Mondros Ateşkes Antlaşması gelir
gözlerimin önüne; Osmanlı yönetimi, kendi
tacını ve tahtını korumak adına her koşula
“evet” demiştir; anlaşmayla ordular terhis
edilecek, silahlar teslim edilecektir.
1915 yılında “Çanakkale geçilmez” demiştik. Ateşkes ile yani üç yıl sonra Çanakkale Boğazı İtilaf Devletlerine açılacak, donanma İtilaf Devletlerinin uygun gördüğü limanlarda demirli tutulacaktı. Toros tünelleri, demiryolları ve limanlar İtilaf Devletlerinin kontrolüne bırakılacaktı.
Osmanlı için taç ve taht önemli idi. Vatan toprakları taç ve tahtın diyeti olarak veriliyordu. Antlaşmadan kısa süre sonra işgaller başladı. İstanbul’da, Osmanlı yönetiminde gaflet, dalalet ve hıyanet hâkimdi.
Nâzım Hikmet, “Ateşi ve ihaneti gördük” derken ateşle emperyalistleri ihanetle Osmanlı yönetimini tek cümlede anlatıyordu. Çanakkale’yi 1915’te geçemeyenler artık gemileri ile İstanbul’da idi.
ÖRGÜTLENME ZAMANI
Tarih 13 Kasım 1918. Birinci Paylaşım
Savaşında son cephe görevi Suriye’de
Yıldırım Orduları Grup Komutanı olan,
Çanakkale Savaşlarının Anafartalar
Kahramanı Mustafa Kemal, ateşkes sonrası
İstanbul’a dönmüştür.
Trenle geldiği Haydarpaşa Gar’ından Kartal İstimbotu ile Galata’ya doğru yola çıkar.
Boğaz’da İngiliz zırhlıları vardır. Topları da Dolmabahçe Sarayı’na çevrilidir. Bir yandan yeni gemiler de gelmektedir. Yaveri Cevat Abbas’ın gözleri yaş dolar...
Mustafa Kemal, tarihe geçen sözlerinden birini o an söyler: “Geldikleri gibi giderler.”
13 Kasım’dan 16 Mayıs’a kadar İstanbul’da kalacaktır. Osmanlı yönetiminin durumunu görür.
O günlerde Anadolu işgal altındadır. Halk,
devletten, padişahtan, saraydan umudunu
kesmiş ve başının derdine düşmüştür.
Kurdukları Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile
kendini korumaya çalışmaktadır. Karşılarında
milli varlığımıza düşman cemiyetler de vardır.
Mustafa Kemal, İstanbul’da bir şey
yapamayacağını temasları sonrasında
görmüştür. Anadolu’ya geçmek, Milli
Mücadele’yi örgütlemek düşüncesi içindedir.
Yakın çevresine de bu fikrini söylemektedir.
Hazırlıkları yapar. 16 Mayıs 1919 Cuma günü
öğleden sonra Bandırma Vapuru ile Galata
rıhtımından yola çıkılır. Gemide Mustafa
Kemal ile birlikte 19 yolcu, ayrıca kaptan
İsmail Hakkı (Durusu) ile birlikte 25 kişilik
mürettebat vardır. Bandırma Vapuru 19
Mayıs 1919 günü Samsun Tütün İskelesine
ulaşır.
Mustafa Kemal, bölgedeki çatışmaların
ana nedeninin Rum Pontus çeteleri olduğu
gerçeğini görür. 24 Mayıs günü Erkânı
Harbiye Riyasetine çektiği telgraf ile devletin
asayiş konusunda yetersiz kalmasının
nedenleri hakkında düşüncelerini iletir.
Ertesi gün üç otomobil ile birlikte Havza’ya
doğru yola çıkar. Artık müfettişlik görevi
yerine Milli Mücadele’yi örgütlemek için
çalışmalara başlamak vakti gelmiştir.
"KURTULUŞA DOĞRU"
Yol üstünde Kavak nahiyesine uğrar
ve eşrafa Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
kurmalarını o söyler. Sonra Havza’ya
geçer. Havza Heyeti ile görüşür. Onlara da
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurmalarını
söyler. 30 Mayıs 1919 Cuma günü Paşaoğlu
Mustafa Bey Camisinde namaz sonrası
mevlit okunur ve ardından belediye
önünde, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin
öncülüğünde Havza Mitingi gerçekleştirilir.
6 Haziran’da Havza’da ikinci miting
düzenlenir. Halkın saygı duyduğu Sıtkı Hoca
konuşma yapar, “Yangın saçaklığı sardı.
Yanıyoruz! Tek çaremiz, silaha sarılmaktır.
Derhal silahlarınızı temizleyiniz! Silahı
olmayan baltasını, baltası olmayan sağlam
bir odun eline alsın, derhal saldıracağız.
Önce içimizdeki ekmek bilmez hainleri,
sonrada yurdumuzu işgal eden düşmanları
temizleyeceğiz” der.
Bu çalışmalar İngilizlerin dikkatini çeker
ve 7 Haziran günü Osmanlı Harbiye Nazırı
Şevket Paşa Mustafa Kemal’i İstanbul’a
geri çağırır. Mustafa Kemal’in yanıtı “Millet
doğru yolu buldu. Kurtuluşa doğru sel olmuş
akıyor. Geri dönmem mümkün değil” olur.
10 Haziran günü Anadolu’daki askeri
ve mülki makamlara telgraf çeker;
“Milli bağımsızlığımız uğrunda bütün
mevcudiyetimle milletle beraber nihayetine
kadar çalışacağıma mukaddesatım namına
söz veririm” der. 12 Haziran günü İngiliz
baskısı ile yeniden İstanbul’a geri çağrılır.
Mustafa Kemal, “Gerekirse istifa ederek
halkın arasında mücadele edeceğini” bildirir.
19 Mayıs 1919, emperyalist işgale karşı,
Osmanlı yönetiminin teslimiyetçi tavrına
karşı, vatan için, millet için, bağımsızlık için
mücadelenin başladığı gündür.
Mustafa Kemal bu mücadeleyi, kongreler
ve genelgeler ile örgütleyerek Müdafaa-i
Hukuk Cemiyetlerini Kuvayı Milliye’ye
dönüştürerek ve 23 Nisan 1920 tarihinde
Ankara’ da açtığı Meclis’in yönetiminde Milli
Kurtuluş Savaşını 9 Eylül 1923 günü İzmir’in
kurtuluşu ile zaferle sonuçlandırmıştır.
İlk adımdan sonra adım adım Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştirmiştir.
Yaşasın 19 Mayıs! Yaşasın Cumhuriyet!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Meyve suyu devi konkordato ilan etti
- Erdoğan'dan 'emekliler' açıklaması
- Can Grubu'ndan 'şimdi ne olacak' sorusuna yanıt!
- CHP'nin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
- Belgrad Ormanları yapılaşmaya mı açılacak?
- Özel: Hepimizin vicdanlarını sızlattı
- Kuzey Altuğ'dan korkutan haber! Çağla Şıkel paylaştı
- 'Erdoğan’ın programıyla ilişkisi var mı?'
- 'Bahçeli efendi yeni uyandı!'
- 'Kürt dostlarımız tarafından...'