Olaylar Ve Görüşler

Köy Enstitülü öğretmenin öyküsü - Güven BAYKAN

24 Kasım 2021 Çarşamba

Fındık bahçesinden öğretmenliğe uzanan yolda Cumhuriyetin sağladığı eğitim eşitliği sayesinde öğretmen olduğunu hiç dilinden düşürmeyen babam, her konusu açıldığında Cumhuriyete dört elle sarılmamızı öğütlerdi bize. Bu uzun sohbetlerin birinde Köy Enstitüsündeki ilk yıllarında yaşadığı aşağıdaki hikâyeciği anlattı bana. Bu hafta bende sizinle bu yaşanmışlığı paylaşmak istedim.

“Yıl 1945. Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç okulumuzda yapılan çalışmaları yerinde görmek üzere ziyarete geldiler. Vakfıkebir’e gidip kaymakamlık makamına uğrayacaklardı. Yöremizde o hafta olan afet sonucunda Çamlık Köprüsü’nün ayağını sel aldı. Bu tahribatı yerinde görmek isteyen bakanımız yürüyerek gitmek zorunda kaldı.

‘SENDEN HİZMET BEKLER’

Okul bahçesine bir grup arkadaşlarla sohbet ederken okul müdürümüz yanında sarı saçlı bir çocuk ile yanımıza geldi, “Misafirimize sahip çıkın” dedi ve bize teslim etti. Biz de misafirimizle birlikte okul bahçesinde çeşitli oyunlar oynadık, hazırladığımız öğle kahvaltısını da birlikte yaptık.

Akşam üzerine doğru Milli Eğitim Bakanımız bizim de bulunduğunuz masaya doğru geldi, “Can, oğlum iyi zaman geçirdin mi?” diye sordu. Can adındaki çocuk, ‘Baba, ağabeylerimle oyunlar oynadık, türküler söyledik hatta hep birlikte yemekler hazırlayıp birlikte yedik’ deyince bu sarı saçlı çocuğun Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in oğlu Can Yücel olduğunu öğrendik.

Bunun üzerine oturan kız ve erkek arkadaşları ayağa kalkarak birlikte bir horon kurduk. Ben de kemençeyi elime aldım halkanın ortasında onlara çalmaya başladım. Arkadaşları coşturmak ve rahatlatmak için şöyle bir dörtlük söyledim:

‘Ha bu Karadeniz’in / Ucu görünür ucu / Karşımda görüyorum /Baba İsmail Hakkı Tonguç’u.’

Horondaki arkadaşlarla hep birlikte türküye devam ettik:

‘Sis Dağı’nın başında / Horaya bak horaya / Sayın bakanımızı /istiyoruz buraya’

Bunun üzerine Sayın Bakanımız Hasan Âli Yücel ile İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç horona katıldıllar. Kübik binanın bahçesinde halkın da katılımıyla büyük bir şölen oluştu. Tören bitiminde bakanımız bana dönerek ‘Adın ne oğlum?’ diye sordu. Hasan Baykan olduğunu söyledim.  ‘Oğlum’ dedi, ‘ Bu genç yaşta şerefli ve onurlu iki meslek sahibi oldun. Türk milli eğitimi ve folkloru ileride senden çok hizmetler bekliyor” dedi. 

CUMHURİYETİN ÜLKÜSÜ

O gün hayatım sürecinde hiç unutmadığım gibi meslek yaşantımda da binlerce çocuğa okuma- yazmayı ve Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder ve Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitimle ilgili fikir, ideal düşüncelerini aktardım. Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in bana söylediği şerefli onurlu sözüne bağlı kalarak hizmet etmeye çalıştım.”

Babamın hikâyeciğindeki gibi Cumhuriyet bu ülkü ile büyüdü. Bu ülküye bağlı kalıp hizmet eden tüm öğretmenlere saygı ve minnetle.

GÜVEN BAYKAN

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları