Olaylar Ve Görüşler

Koruyamadığımız çevre ve uygulanamayan ÇED süreci - Mustafa AYDIN

06 Eylül 2023 Çarşamba

Çevre canlı varlıkların yaşam boyu ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları ortam olup insanların faaliyetlerine bağlı olarak hızla kirlenmektedir. Bu olumsuz değişim çevrenin korunmasını öne çıkarmaktadır. Bu konuda anayasa, yasalar, kalkınma planları, uluslararası sözleşmeler vb. metinler koruyucu hükümleri düzenlemektedir.

Anayasanın 56. maddesinde çevre hakkını ortaya konmuş ve çevreyi koruma hem devlet, hem vatandaş için ödev olduğu belirtilmiştir.

2872 sayılı çevre kanunun birinci, ikinci ve üçüncü maddelerinde, kanun çevrenin korunmasını esas almış ve gelecek kuşakların ihtiyaçları korunmuş ve çevrenin korunması için herkesin görevli olduğu belirtilmiştir. 

ÇED süreci önemlidir. “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği” bu konuda önemli bir düzenlemedir. İlk yönetmelik 1993’te yürürlüğe girmiş ve sonrasında defalarca değiştirilmiştir. Bu durumu olağan karşılamak pek mümkün görünmüyor. 

Ülkemizde yapılacak bu yönetmelik kapsamındaki tüm yatırımlarda yönetmelik hükümlerine göre süreç işlemektedir. 

ÇED dosyaları yapılacak faaliyetleri, bu faaliyetlerin çevreye etkilerini, varsa verebileceği zararları, bu zararların nasıl önleneceği/giderileceğini, ilgili kişi veya kuruluşun bu çerçevede yapması gereken iş ve işlemlerini bir taahhüde bağlar ve ilgili kamu idareleri de bunu takip eder. 

Yasal düzenlemelere rağmen uygulama süreçlerinin bu hükümlere uygun yürüdüğünü söylemek kolay değil. Bugün ülkemizde çok sayıda işletmenin ÇED sürecindeki izinlerini almadan faaliyetini yürüttüğü bilinmektedir. Bunun sonucu olarak çevremiz hızla kirlenmekte, biyolojik çeşitlilik azalmakta, bu olumsuz gelişmeler yaşamı zorlaştırmakta ve çözümsüzlük gitgide artmaktadır. 

Bu konuda anayasal ve yasal sorumluluklarını yerine getirmek isteyenler, yaşadığı çevreyi korumaya çalışanlar “marjinal gruplar” şeklinde yaftalanmaktadırlar. Kaz Dağları ve Akbelen mücadele alanları bunların birkaçıdır. 

Kamu yetkilileri siyasi etkilerin altında yasal sorumluluklarını yerine getirmemekte/getirememekte yaşam alanlarımızın bozulmasına göz yumulmaktadır. Kamuoyuna yansıdığı şekliyle belli şirket veya grupların korunduğu-kollandığı da işin ayrı bir boyutudur.

Vatandaşlarımızın yaşam alanlarını korumak için yapacağı ve yapmakta oldukları her türlü hareket ve eylemleri oldukça kıymetlidir ve toplumun her kesimince de destek görmelidir.

MUSTAFA AYDIN

EMEKLİ VALİ YARDIMCISI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları