Olaylar Ve Görüşler

Komuta felsefesi - Hakan ERCAN

30 Ağustos 2023 Çarşamba

Dumlupınar Muharebesi’yle 30 Ağustos’ta Anadolu topraklarına zafer mührü vuran TSK’nin ebedi başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün özlü sözüyle askerlik, “İnsanların sevk ve idaresi sanatıdır.” İnsanların sevk ve idaresi bir komuta fonksiyonu ve yeteneğidir. Mutlaka bir felsefesi olması gerekir. Komuta felsefesi, gücünü ve yeteneğini eylemle gösterip kanıtlayacak mahiyette olmalıdır. Yani, kudreti ve kabiliyeti olmalıdır. Aksi takdirde layık bir karşılığı, önemi ve anlamı olmaz, olamaz. O halde nasıl olmalıdır?

BAŞARIYA GÖTÜREN İLKELER

Komuta felsefesinin temel dayanağı adalet ve disiplindir. Bilindiği üzere askerliğin temeli disiplindir. Adalet oldukça disiplin daha güçlü tesis edilir, disiplin güçlü oldukça adalet daha kolay tesis edilir. Sun Tzu adalet ve disiplinin önemini şöyle vurgulamaktadır: “Askerin komutanına inanmasını sağlamak için ayırım göstermeden bir yandan adil davranıp diğer yandan çelik gibi disiplin altında tutmalıyız. Bu, zafere giden en kesin yoldur.”

Komuta felsefesinin bir önemli sütunu emirlerin niteliğidir. Emirlerde “kesinlik, zamanlama ve yerindelik” sonuca/başarıya/ zafere götüren ilkelerdir. Bu bağlamda ulu önderin; istiklal mücadelesinin başında, yakın çevresiyle Erzurum’da -kongre öncesinde- yaptığı toplantıda “emirlerinin yerine getirilmesinin başarı için temel koşul olduğu” yönündeki emri kesinlik; Çanakkale Muharebeleri sırasında Arıburnu’ndaki “süngü tak yere yat” emri zamanlama ve Sakarya Savaşı’ndaki “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır...” emri de yerindelik yönleriyle; tarihin akışına müdahale etmiş, Türk ulusunun kaderine olumlu yön vermiş çarpıcı örneklerdir.

ÖNGÖRÜ VE SORUMLULUK

Komuta felsefesi; sürekli muhakeme ve gerçeklere dayalı öngörü kabiliyeti gerektirir. Gelişmeleri, risk ve tehditleri sürekli analiz eder, tedbirleri daima hazırdır. Ebedi başkomutan Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sırasında nasıl bir muhakeme ve öngörü içinde hareket ettiğine bakalım: “Olayların gidişine bağlı kalma, bana göre kaderciliktir. Biz elbette kendimizi böyle bir kaderciliğe bırakamazdık. Tam tersine olayların nasıl gelişebileceğini gerçeğe yakın olarak önceden kestirip karşı önlemlerini düşünüyor, zamanı gelince hemen uygulamaya geçirmeye hazırlanıyordum.”

Komuta felsefesinin ayırt edici faktörüyse sorumluluk bilincidir. Ulu önderin “Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden de ağırdır” vecizinden hareketle sorumluluk duygusu ve bilinci, komuta felsefesinin en ağır yüküdür. Komutanın kendi vicdanında, toplum vicdanında ve hukuk çerçevesinde müsterih ve hesap verebilir olması; dirayetli, basiretli, cesur bir liderlik ve ahlak gerektirir. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni müjdeleyen, tarihin akışını değiştiren Sakarya ve Dumlupınar Muharebelerini “başkomutan” sorumluluğuyla üstlenen büyük Atatürk’ün ifade ettiği gibi “Bir komutan ancak sorumluluğu üstlenmek cesareti sayesinde büyük işler görebilir. Bu özellik komutanı, herkesten üstün yapar.”

HAKAN ERCAN

EMEKLİ TUĞAMİRAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları