Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kanal İstanbul’un parası ‘söke söke’ alınabilir mi? - Av. Devrim Nur KAYABALI
2011 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “çılgın proje” olarak kamuoyuna sunduğu andan itibaren Kanal İstanbul projesiyle ilgili tartışmalar sıcaklığını koruyor. Meselenin en son gündeme gelmesi, CHP ve İYİ Parti’nin “İktidar olursak bu projeye giren şirketlere para ödemeyeceğiz” açıklamalarıyla oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamalara verdiği “Londra mahkemelerinde sizden o parayı söke söke alırlar” yanıtı da, Kanal İstanbul hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
TAHKİM’İN YAPTIRIM GÜCÜ
Zihinlerde birçok soru, kamuoyunda birçok kaotik “bilgi” mevcut. Bu sorulardan bazıları şunlar:
- Neden Türk mahkemeleri değil de iktidar tarafından çokça eleştirilen İngiltere mahkemeleri yetkilendirildi?
- Olası hükümet değişikliği durumunda sözleşme geçerli midir, değil midir?
- Tahkim kararları bağlayıcı kararlar mıdır?
- Şirketler bu parayı hakem önünde “söke söke” alırlar mı?
Öncelikle tahkim meselesini biraz açalım. Tahkim, alternatif bir uyuşmazlık çözümüdür. Taraflar, uluslararası bir ihtilafın çözümünde yetkiyi herhangi bir ülke mahkemesine vermekte hürdürler. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından anlaşılan, Kanal İstanbul projesiyle ilgili ihtilaflarda yetkili mahkemenin Londra Uluslararası Tahkim Mahkemeleri (LCIA) olarak seçildiğidir.
‘TİKSİNDİRİCİ BORÇ’ NEDİR?
Uluslararası hukukta, devletlerin yatırımcılara adil ve eşit muamele borcu vardır. Bu nedenle, özel teşebbüsler sözleşmede kendileri lehlerine klozların (koşulların, şartların) olmasını ve bunların kapsamlı düzenlenmesini talep edebilirler. Eğer sözleşmede bir tahkim klozu var ise yatırımcılar, sözleşmede yer alan şartların yerine getirilmemesi nedeniyle ihtilafı tahkime taşıyabilirler. Sözleşme tarafları sözleşmede açıkça yetkilendirdikleri hakem kararlarına uyacaklarını kabul ettikleri için de böyle bir durumda çıkacak hakem kararı taraflar için bağlayıcı olacaktır. Hakem kararları da içerik yönünden temyize kapalı kararlardır, bazı hallerde tenfizi (tanınması) gündeme getirilebilir. Hakem kararına karşı yapılacak tek şey, usuli yönden kararı veren ülkede iptal davası açmak olacaktır. Tabii, onun içinde bazı şartların gerçekleşmesi gerekir.
HUKUKTA YAŞAYAN KAVRAM
Gelelim asli konuya. Kanal İstanbul projesi devam ederken mevcut hükümet değişir ve yatırımcılara ödeme yapmayı reddederse! Uluslararası hukukta, 1927 yılında Rus hukukçu Alexander Nahum Sack tarafından ortaya atılan “odious debt” (tiksindirici borç/ gayrimeşru borç) kavramı gündeme gelebilir. Bu kavram ileri sürülmediğinde bu borç üstlenilmek zorunda kalınır. Buna en iyi örnek Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti’nin borçlarını üstlenmesidir. Sack’ın kavramı, yakın tarih Meksika, İran, Ekvador, Haiti, ABD gibi bazı ülkelerde karşımıza çıkmıştır. Böylece bu ülkeler borç ödemekten kendilerini kurtarmıştır. Yani tiksindirici borç/ gayrimeşru borç kavramı, hukukta yaşayan bir kavramdır.
KANAL İSTANBUL’U KAPSAR MI?
Devlet, kendisini oluşturan kişi/ kurumlardan ayrı, bağımsız bir tüzelkişidir. Hükümetler değişebilir ancak devlet sabittir. “Devletin, yönetimin devamlılığı” ilkesi esastır. Yani hükümetler değişse de devlet, TC olarak girdiği borçlanmalardan sorumludur. Ancak her kaidede olduğu gibi bu hükmün de istisnai halleri olabilir. Eğer mevcut hükümet, ülkenin ihtiyaçlarını karşılayarak kamusal menfaati gözetmek yerine kendi rejimini güçlendirmek ve/ veya kendine menfaat sağlamak ya da kendisine yapılan baskıyı sonlandırmak için borçlanmaya gidiyorsa, o borç o ülke ve halkı için tiksindirici borç/ gayrimeşru borç anlamına gelebilir ve bu borç devletin borcu olmaktan çıkarak imza atan hükümet yetkilileri ile yasal mirasçılarının sorumluluğuna bırakılabilir.
Tabii, bunun da belli şartları var. Borç, kamu yararına değil şahsi yarara kullanılacak, projenin kamusal kar-zarar dengesi, çevre hakkı, mülkiyet hakkı gibi anayasal haklar kapsamında değerlendirilerek ekolojik denge ve vatandaş bakımından teknik akıbeti ortaya konulacak, yatırımcılar ne için ödeme yaptıklarını biliyor olacak ve halk da buna rıza verecek. Yani proje devam ederken hükümetin değişmesi ve ödemeyi reddetmesi halinde ihtilaf tahkime taşınır ise yatırımcıların ödeneklerini “söke söke almaları” çok da kolay olmayacak.
AV. DEVRİM NUR KAYABALI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
Bakın İstanbul'da kim 'Escobar' düzeni kurmuş!
-
‘Kaybetmekten çok korkuyor’
-
CHP kurultayının iptali için dilekçe verdi!
-
Deniz Gezmiş'i hatırlattı, İsmet İnönü'yü hedef aldı!
-
CHP'den, Erdoğan'ın o sözlerine jet yanıt!
-
Altın rekor arayışında: Fiyatlar bugün ne kadar oldu?
-
Berkin Elvan'ın anne ve babasına hapis cezası
-
Mahir Polat'ın avukatından açıklama geldi!
-
İBB'ye operasyonlarda 'HTS kaydı' manipülasyonu
-
Mahir Polat için ev hapsi kararı