Olaylar Ve Görüşler

Kadının korunması - Suna TÜRKOĞLU

20 Mart 2023 Pazartesi

30 Mart 2012 tarihli Resmi Gazete’de “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesidir.

Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılmak için AKP’ye yönelik olarak öne sürdüğü şartlar arasında, 6284 sayılı bu kanunun, aile bütünlüğünü bozucu olduğunu düşündüğü maddelerinin ayıklanması ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesi istekleri de yer almaktadır.

AİLE BÜTÜNLÜĞÜ! 

6284 sayılı kanun, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi adını taşıyıp, bu amaç doğrultusunda hükümler içerirken nasıl oluyor da bir siyasi parti, kanunda aile bütünlüğünü bozucu hükümlere yer verildiğini iddia edebiliyor? Kadınları, çocukları ve aile bireylerini korurken aile bütünlüğünü nasıl ve hangi hükümleriyle bozuyor? Ayrıntılar paylaşılmadığı için bu isteği kanundan rahatsızlık duymak, içini boşaltmak ve yürürlükten kaldırılmasını sağlamak olarak anlamamız gerekiyor. Oysa kanun ev içi şiddeti, şiddet mağduru ve şiddet uygulayanlarla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak; kadına yönelik şiddeti ise kadınlara yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranış olarak tanımlamaktadır.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Bu maddelerde aile bütünlüğünü bozucu bir hüküm yer almadığına göre rahatsızlık duyulan husus, kadına yönelik şiddet ile mücadele konusunda mülki amirlere verilen “koruyucu tedbir kararı” alma görevi ile aile mahkemesi hâkimlerine tanınan “koruyucu ve önleyici tedbir kararı” verme yetkisinin kanunda açıkça düzenlenmiş olmasıdır. Diğer bir anlatımla kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki yasal zorunluluktur. Nitekim toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesini istemek suretiyle, anayasal koruma altındaki kadın-erkek eşitliğinin kaldırılmasını sağlamaya çalışmaktadır.

Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, eşit yurttaşlık haklarına sahip kadınları, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte sahip oldukları haklarından asla vazgeçmeyecekleri gibi, geri adım atılmasına da izin vermeyeceklerdir. Bu inançla, “Kadının korunması, ailenin korunmasıdır ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi, ailenin şiddet görmemesi için zorunludur” demek durumundayız.

SUNA TÜRKOĞLU

EMEKLİ DANIŞTAY ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları