Olaylar Ve Görüşler

Halka yutturulan çelişkiler - Hürriyet Yaşar

07 Haziran 2023 Çarşamba

Ana muhalefet adayının hep süregelen çelişkileri, seçimin sonuçlarını sezdirebilecek güçteydi.

Yalnızca 2023 seçim sürecinde bile, sonuçları öngörmeye yeterli veri var. İlk işletilen çelişki, karşıtının üçüncü kez aday olamayacağı konuşulurken bunun önemsizliğini ve önlenemezliğini muhalefete benimseterek karşıtının anayasal engelini muhalefete kaldırtmak oldu.

Ülkenin geleceğine ilişkin “bu seçim yitirilirse” kaygısı doğruydu. Demek anayasanın buyruğunu uygulatma gücünü deneyerek karşıdevrimci rakibini yarıştan dışlama olanağı, vazgeçilemez bir üstünlüktü. Karşıdevrimin, başka bir adayla seçimi kazanamayacağı açıktı. Hiç direnmeden “O yine seçime girerdi” demek, gücü olanın bundan sonra istediğini deneyebileceği bir yenilmişliğe baştan sürüklenmekti.

Ana muhalefet adayı, üçüncü kez adaylıkta bu yenilmişliğe tüm ülkeyi sürükledi. Kendisinin, hileye karşı parmak boyası önlemine dönülmesini dayatan, muhalefeti bu yönde çalıştıran hiçbir çalışması olmadı. Tersine, bir önceki seçimde “Sistem çöktü” diyen oy sayım denetleyicisini yine görevlendirdi. Yurt çapındaki sonuç birleştirmelerinin kapalı yazılımda değil, açık sayımla yapılmasını da konu etmedi. Yurtdışı oyların güvenliği ve oy kullananların oy hakkı konularında ayyuka çıkmış haksızlıklar varken bunları hiç sorun ettirmedi. Sığınmacı oylarının yarattığı tehlikeye kulak tıkadı.

Bunlar, kazanmayı gerçekten isteyen ve bunun kendisiyle ilgili olmaktan çok ülkenin geleceğiyle ilgili olduğunu düşünen bir adayın sorun etmesi gereken, etmediğinde ise onun gerçekte neyi istediğinin sorgulanmasını gerektiren ciddi çelişkilerdi.

Ana muhalefet adayının, bilimsel nesnel tanımı yapılması olanaksız “helalleşme” gibi çelişkileri de vardı. Enflasyon ve devalüasyonun birdenbire fırlayışıyla gözler siyasal iktidara öfke ve kaygıyla çevrilmişken yaptığı “kamusal alanda dinsel giyim özgürlüğü” çıkışı, gündemi değiştirerek iktidarı rahatlattığı gibi, CHP’li ve sol oyları da azalttı.

Tarihi yakın olan kurultayı erteledi; “Bana güveniyor musunuz” sorusunu yasal bir sonuç doğurmayacak grup toplantısında sormakla ciddi bir usülsüzlük yaptı. Seçim iyice yaklaşınca da Sünni tapınağı olan camilerde dinsel kimlikli siyasal söylevler verildiği bilinirken zaten bilinen Aleviliğini bir kez de kendisi özel seslenişle vurguladı.

FETÖ’nün gazetesi olduğu anlaşılan Taraf’ın yönetmeni Ahmet Altan’la kardeşi Mehmet Altan cezaevindeyken adlarını miting alanında okuyarak partililerine “burda” dedirtmişti. BaBala TV yayınında da Ekmelettin İhsanoğlu’nun, Taraf gazetesi yazarı Yüksel Taşkın’ın, Ergenekon kumpası savcısı Sadullah Ergin’in CHP’den adaylıklarını savundu.

Şimdi de CHP seçmeninin oylarıyla çoğu Atatürk ve laiklik düşmanı partilere 40’a yakın milletvekilliği dağıtarak laikulusal devleti tehlikeye soktu.

Bu çelişkilerin halka yutturulamaması, partilileşmiş “muhalif” basın yerine, özeleştirinin onarıcılığını bilen gerçek bağımsız basına yeniden kavuşmaya bağlı.

Hürriyet Yaşar/Öykücü-Denemeci



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları