Olaylar Ve Görüşler

Gecenin en karanlık olduğu an... - Av. Erol ERTUĞRUL

17 Temmuz 2023 Pazartesi

4 Şubat 1919 günü İstanbul’da çıkan Alemdar gazetesinin başyazarı Refi Cevad Ulunay, Mustafa Kemal Paşa ile bir söyleşi yapar. Bu söyleşi Mustafa Kemal’in bugün müze olan Şişli’de bulunan evinde gerçekleşir. Sevgili Alev Coşkun Altı Ay adlı kitabında Samsun’a çıkmadan önceki altı ay içerisinde Mustafa Kemal’in İstanbul da neler yaptığını, vatanı kurtarmak için ne gibi projeler oluşturduğunu belgeleri ile yazmıştır.

Söyleşi bittikten sonra Mustafa Kemal, Ulunay’a sorar “Soracağınız sorular bitti mi”, Ulunay yanıt verir: “Bitti Paşam”. “Ben vatan nasıl kurtulur diye sorular sormanızı beklerdim” der Mustafa Kemal. “Ülke yanmış yıkılmış, vatan işgal edilmiş, bu durumda kurtuluş nasıl olabilir. Ben böyle bir olasılık bulunmadığı için böyle bir soru sormadım” der Ulunay. Mustafa Kemal’in yanıtı ise nettir: “Büyük dediğiniz o ülkeleri gözünüzde büyütmeyin, birileri Anadolu’ya geçer, ulusu örgütler ve bir direniş başlatırsa kurtuluş olur.” Refi Cevad Ulunay bu görüşmeyi daha sonra Sadi Borak’a anlatırken Mustafa Kemal için, “Baktım ki adam deli değil zır deli, birileri Anadolu’ya geçip ulusu kurtaracakmış” der. Kurtuluştan sonra Sadi Borak, Ulunay”a “Ama adam haklıymış, dediğini yaptı” deyince, Ulunay “O dönemde hiç kimse onun gibi düşünmüyordu, bir tek o böyle düşünüyordu” der.

Mustafa Kemal bu dönemde sık sık Pera Palas’a gider. Yağmurlu bir gün yine Pera Palas’a gittiğinde, salonda İngiliz subayları Levanten hanımlarla dans edip müzik dinlemektedirler. Mustafa Kemal bir masaya oturur. İngiliz generalleri bu Osmanlı paşasının kim olduğunu garsona sorarlar. Mustafa Kemal yanıtını alınca da onu hemen masalarına davet ederler. Mustafa Kemal’in yanıtı şaşırtıcıdır: “Biz burada ev sahibiyiz, onlar konukturlar, eğer istiyorlarsa onlar benim masama buyursunlar”. Salonda buz gibi bir hava eser. Herkes yerinde kalır. 

İşgal altındaki İstanbul’da Mustafa Kemal’in İngiliz generallerine verdiği yanıtı düşününce, günümüzde maliye bakanının üç beş kuruş bulmak için Arap ülkelerinde düştüğü durum yüreğimizi burkuyor. Güzel yurdumuz ekonomik açıdan Araplara bile muhtaç duruma getirilmiştir. 

Özgürlükler yok edilmiştir. Gazeteciler cezaevindedirler. Generaller darbe yapacaklardı diyerek yaşlarına, hastalıklarına bakmadan cezaevinde tutulmaktadırlar. Hatay milletvekili Can Atalay milletvekili seçildiği halde cezaevinde tutulmaktadır. Gezi iktidarın korkusu olmayı sürdürüyor. 

Festivaller, sanatçılar tarikatların istekleri doğrultusunda yasaklanmaktadır. Okullara imam görevlendiriliyor. Dini rehber yapan ülkeler en geri ülkelerdir. Ülkemiz göçmen saldırısı altındadır. Hatay’da Suriyeli nüfus, Türk nüfusu geçmiştir. Bunlara susamayız. Demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar topluca direnmek zorundadırlar. Gecenin en karanlık olduğu an sabaha en yakın olduğu zamandır. 

AV. EROL ERTUĞRUL 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları