Olaylar Ve Görüşler

Diş hekimliğinde uzmanlığın sorunları - Prof. Dr. Taner Yücel

10 Şubat 2025 Pazartesi

6225 sayılı torba yasanın 26.04.2011 tarihinde kabul edilmesi ile 9 diş hekimliği uzmanlık alanını dünyada yasa ile kabul eden ilk ve tek ülke olduk. Türkiye, diş hekimliği uzmanlık sistemini, tıp alanındaki sistemle özdeş yaparak ABD ve AB ülkeleri ile tamamen farklılaştırmış ve bu durum diş hekimliğinde kaosun başlamasına neden olmuştur.

ABD ve AB’de diş hekimliğinde uzmanlık sistemi, adayın gönüllülük temelinde aynen yüksek lisans eğitimlerinde olduğu gibi yapılandırılmış ve başvurunun yapıldığı üniversitenin belirlediği kurallar ve çalışma koşullarına (yarı-tam zamanlı) göre yapılmaktadır. Buna karşılık, ülkemizde diş hekimliğinde uzmanlık sisteminde diş hekimleri, merkezi uzmanlık sınavına (DUS) girmek zorunda bırakılmakta ve ülkedeki gereksinim belirlenmeden açılan devlet kadrolarında uzmanlık eğitimlerine başlamaktadır.

DÜNYADA BENZERİ YOK

Tıp hizmetlerinin ülke genelinde sağlıklı yürütülebilmesinde kamusal zorunluluk olan bu sistemin, diş hekimliğinde aynen uygulanması rasyonellikten uzak olup hem uzman diş hekimi sayısının gereksiz artmasına hem de diş hekimliği fakültelerinde lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin zayıflamasına, hizmetin pahalılaşmasına neden olmaktadır. Ayrıca doktora eğitiminin yerine uzmanlığın getirilmesi gibi akademik yükseltmeler de dünyada benzeri olmayan tehlikeli tartışmalara yol açmaktadır.

Uzmanlık konusunun tam olarak anlaşılması için diş hekimliği ile tıp mesleği arasındaki temel farklılıkların bilinmesinde yarar vardır.

1. 1830’lu yıllardan günümüze diş hekimliği fakültelerinin tıp fakültelerinden bağımsız ve farklı bir eğitim sistemi bulunmaktadır.

2. Diş hekimliği öğrencilerinin hasta tedavisi yapmaları eğitimin ayrılmaz parçasıdır ve diş hekimi olarak mezun olurlarken; tıp fakültesi öğrencilerinin eğitiminde hasta tedavisi bulunmaz ve pratisyen hekim olarak mezun olurlar.

3. Dünya da birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri dahil, tıp alanındaki ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri, hastanelerde uzman hekimler tarafından yürütülürken; ağızdiş sağlığı hizmetleri tam tersine bütün ülkelerde diş hekimleri tarafından ayaktan, ambulant olarak muayenehane ve polikliniklerde verilmektedir.

Ayrıca uzmana gereksinimi olan hastaların ülke genelinde 103 diş hekimliği fakültesi hastanesindeki 3 binin üzerinde bulunan öğretim üyesi tarafından ve bugüne kadar uzmanlık diplomalarını almış 9 bin 595 uzman diş hekimi tarafından tedavi edilebilme olanağı zaten bulunmaktadır.

YENİ SİSTEMİN SORUNLARI

Bütün bu veri ve bilgiler ışığı altında diş hekimliğindeki uzmanlık yasası sonrası ülkemiz diş hekimliği sisteminde ortaya çıkan sorunları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Diş hekimliğinde uzmanlığın, tıp alanındaki uzmanlık sistemi gibi uygulanmasının dünyada benzer başka bir örneği yoktur.
  • Uzmanlık eğitiminin varlığı; diş hekimliği fakültelerindeki eğitimin zayıflamasına ve diş hekiminin bilgi ve becerisinin azalmasına neden olmuştur.
  • Uzmanlık eğitiminin varlığı öğretim üyesi ve yardımcısını istemeden de olsa olumsuz etkilemiş ve diş hekiminin yetkinliğini “uzmanlık eğitimi ile daha sonra geliştirilebilir” düşüncesinin oluşmasına yol açmıştır.
  • Diş hekimliği fakültelerinin sayısının çok hızla ve plansız bir şekilde 103’e ulaşması öğretim üyesi açığına neden olmuş ve bu sorunun uzmanlarla kolayca çözülebileceği düşüncesi, başka bir yanlışa yol açma tehlikesine dönüşmüştür. Dünyada akademik kariyer doktora tezi yaparak başlar.
  • Uzmanlık, ağız-diş sağlığı hizmetlerinin ülkede daha da pahalılaşmasına neden olmaktadır.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Uygulanan uzmanlık sisteminin mesleği kaosa sürükleme tehlikesinden kurtarmak için neler yapılabilir ele alalım.

  • DUS sınavları hemen durdurulmalı ve uzmanlık kadroları dondurulmalıdır. n Sağlık Bakanlığı Türkiye genelinde diş hekimliğindeki uzman gereksinimini acilen belirlemelidir.
  • Akademisyen gereksinimi için üniversitelerdeki doktora programlarının anabilim dalı isimleri üzerinden yapılmasından vazgeçilmeli; “interdisiplinler” alanlarda yapılandırılmalı ve doktoranın uzmanlığa giden yol olarak görülmesinin önüne geçilmelidir. Bununla birlikte uzmanlıklarını yapan adayların da doktora eğitimine geçiş yolları belirlenerek kendilerine akademisyenlik yolu açılmalıdır.
  • Uzman diş hekiminin meslek odasındaki kayıtlarına göre çalıştıkları klinikte ancak uzmanlık alanı sınırları içinde çalışması sağlanmalı ve düzenlemeler hızla yapılmalıdır. Örneğin ABD ve Kanada gibi ülkelerde uzman diş hekimi sadece uzmanlık alanında çalışabilmekte ve İsveç, İrlanda gibi ülkelerde de hastalar diş hekimi muayenesi sonrasında uzman diş hekimine gidebilmektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Sağlık Bakanlığı’nın diş hekimliğinde bugün uygulanan uzmanlık sisteminden vazgeçerek yerine diş hekimliğinde zorunlu sürekli eğitim konusunda yoğunlaşması, diş hekimliği mesleğinin geleceği ve de toplumun nitelikli ağız-diş sağlığı hizmetlerine ulaşması için çok daha yararlı olacaktır. Türk Dişhekimleri Birliği’nin ülkemizde “Diş hekimliğinde sürekli eğitim”in zorunlu hale getirilmesi için Sağlık Bakanlığı’na yıllardır yaptığı yazılı başvurularına rağmen bu konuda somut adım atılmaması da anlaşılır bir durum değildir ve kabul edilemez.

PROF. DR. TANER YÜCEL

TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ 13., 14. VE 15. DÖNEM GENEL BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları