Olaylar Ve Görüşler

Çözümsüzlüğe oynayanlar - Ahmet Göksan

13 Ağustos 2024 Salı

Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme ulaşılması amacıyla 2017’de yapılan Crans Montana’daki Kıbrıs müzakerelerini terk edenler şimdilerde müzakere masasına dönüş için çaba harcıyorlar. Ancak bu masayı neden terk ettiklerine açıklık getirmek gibi bir yükümlülükleri olduğunu unutmamaları gerekiyor. 

Müzakere masasına oturmaya hazırlanan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, masayı terk edenlerin başında geliyordu. Müzakereleri terk edenler şimdilerde yeni sürecin kaldığı yerden devam etmesini istiyorlar. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres adada müzakere ortamının olmadığını söylemesine karşın “Kişisel Özel Temsilci” olarak Maria Angela Holguin Cuéllar’ı zemin araştırması yapması için bu yılın başında 6 ay süre ile görevlendirdi. Verilen sürenin tamamlanması üzerine raporu Guterres’e sundu. 

YENİ MÜZAKERE SÜRECİ

Rapor tam olarak açıklanmadığı için hangi çözümleri önerdiği tam olarak bilinmiyor. Buna koşut karşımızdakiler “Kıbrıs Cumhuriyeti” gibi bir modelin önerildiğinin türküsünü söylüyorlar. Bugün de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından ilan edilen “iki bölgeli iki toplumlu yapı”dan da vazgeçildiği görüntüsünü vermeye çalışıyorlar. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantör ülkelerinden birisi olan İngiltere’nin marifeti ile AB üyesi oldukları günlerdeki gibi oyun kurmaya çalışıyorlar.

Yaptıkları açıklamalarla BMGK kararlarını kabul etmezken yeni model Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı tavrı satır aralarında sergiliyorlar. Yeni müzakere sürecine de bu yaklaşımları ile çözümsüzlüğü tetikliyorlar. Aradan geçen yıllarda bazı genel sekreterlerin iyi niyet misyonunu aşarak yanlı rapor hazırlamalarına karşın Antonio Guterres’in bu çerçevede hazırlayacağı raporun karşımızdaki unsurun anlaşmama stratejilerine dur denilmesi ve Kıbrıs konusunun çözüm sürecine katkısı olması bekleniyor.

Günümüze kadar sürekli olarak siyasi konular ve Türkiye’yi suçlayıcı alanlara dönüştürülen müzakerelerde can alıcı konular örneğin güvenlik konusu görmezden gelindi. Değişik konuları öne çıkararak çözüme yönelik idari çabaları da sabote ettiler. Bir yandan Türkiye’yi işgalci olmakla suçlayanların Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye’nin yaptığı müdahale ile Türkler kadar Rumları da katledilmekten kurtardığı için teşekkür borçları vardır. Aynı şekilde Yunanların da ülkelerinin demokrasi ile yeniden tanışmalarının yolunu açtığı için de teşekkür borçları vardır.

‘UZLAŞMAZ KİŞİ’

Yıllardır BM alanlarında yürütülen müzakere süreçleri bu alanlardan alınarak “Çözümden yana değiliz” noktasına taşınıp tıkanmak isteniyor. Uzun yıllar kurucu cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’la müzakereleri yürüten Rum Temsilci Glafkos Klerides anılarını paylaştığı kitabının ikinci cildinde müzakerelere neden katıldıklarının gerekçesini açıklarken “Denktaş’ın uzlaşmaz kişi olduğunu kanıtlamak için masaya oturuyorduk” diyor. Klerides, bazı konularda da itiraflarda bulunurken “Çözümsüzlükten Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının sorumlu olduğunu göstermek için yıllarca mücadele ettik ve bunu başardık” görüşünü öne çıkarıyor. Bu yalanlara inanan bazı ülkeler Rauf Denktaş’ı Mr. No olarak tanımladılar.

ÇÖZÜM YOLU

Henüz BM Genel Sekreteri Antonio Guterres konuya ilişkin olarak net görüşünü açıklamamışken karşımızdakiler “yeni bir Kıbrıs Cumhuriyeti modeli” ile çözüme karşı olduklarını açıklıyorlar. O zaman uzun yıllardır çözülemeyen konunun var olan durumu ile tanınması ve gündeme taşınması gerekiyor. Almanya örneğinin öne çıkarılarak iki bölgenin birleştirilmesini çözüm olarak ortaya atmak, matematiksel olarak da yanlıştır. Elma ile armudun toplanamayacağının bu öneriyi sunanlara anımsatmak gerekiyor.  

Adada gerçekten çözüm isteniyorsa fazla zaman yitirmeden çözümün önünde engel oluşturan söylemlerin sonlandırılması gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları