Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Covid-19 ve Askıya Alınan İş Hukuku - Bülent BULDUK
İş hukuku, ekonomik ve sosyal haklar noktasında işveren karşısında güçsüz ve eşitsiz bir ilişki içerisinde bulunan işçileri korumayı hedefler. Güvenceli koşullarda insan onuruna yaraşır çalışma hakkı tüm işçiler için evrensel bir haktır. Kirasını, faturalarını, çocuklarının okul masraflarını ve diğer tüm hayati ihtiyaçlarını karşılamak için emeğini gönüllü olarak işverene belirli bir ücret karşılığı mübadele eden işçileri pandemi süreci ile birlikte piyasanın insafına terk etmek, anayasaya ve evrensel hukuk kurallarına aykırıdır.
HAK İHLALLERİ PANDEMİ DÖNEMİNDE ARTTI
Hükümeti virüs salgınının ilk dönemlerinde açıklamış olduğu ekonomik istikrar kalkanı paketinde ve
salgının ekonomik etkilerini azaltmak için yasal hale getirdiği 7244 sayılı kanun ile açık bir şekilde işçi
haklarını hedef aldı. Çok değil, geçen yıl içerisinde özellikle
TİSK ve diğer işveren çevrelerinin yoğun ısrarı üzerine gündeme
gelen çalışma yaşamında daha
fazla esneklik talebi virüs döneminde fiili olarak uygulamaya geçti.
Tipik bir esnek ve güvencesiz çalışma modeli olan telafi çalışma süresi bu süre zarfında 2 aydan 4 aya
çıkarıldı. Üstelik iş
kanununda zorunlu nedenlere bağlı olarak gerçekleştirilmesi gereken telafi çalışması, zorlayıcı bir neden olan virüs salgınında hukuksuz bir
uygulama olarak hayata geçirildi.
Mevcut 4857 sayılı iş kanunda işçiye haklı fesih hakkı tanıyan ücretsiz izin
uygulaması bu süreçte
işverene 3 aylık süreyle hak olarak tanındı.
Yine 2 bin 943 TL idari para
cezası ödemesi koşuluyla işverenlere işten çıkarma serbestliği getirildiğini de ayrıca unutmamamız gerekir.
İktidarın, işçinin iş güvencesine ve geleceğine biçtiği değer bu süreçte brüt asgari ücret kadar oldu. İktidar,
ücretsiz izine çıkarılan işçileri günlük 39 TL’ye mahkûm ederek, anayasanın çalışanlar adına adil ücret hakkı ilkesini
bu süreçte çiğnemiş oldu.
AÇ KALMAK - ÖLMEK İKİLEMİ
Evde kalıp çalışmayıp aç kalmak ile çalışırken virüse yakalanıp ölme ikilemi ile baş başa bırakılan işçiler aleyhine bir hukuk dışı karar da SGK tarafından yayımlanan genelge ile verilmiş oldu. SGK, iç hukuku yok sayarak çalışırken virüs nedeni ile enfekte olan işçiyi meslek hastalığı veya iş kazası kapsamında değerlendirmeyerek çalışanları mağduriyete sürükleyecek keyfi bir karara imza atmış oldu.
Hükümetin ve kurumların keyfi ve iş hukukunu askıya alan uygulamalarını görerek iştahı kabaran MÜSİAD ve MESS yöneticileri de son süreçte sömürü kervanına katılmış durumdadır. MESS, işçileri denetlemek ve daha fazla otorite altına almak için elektronik takip cihazı sistemlerini icat ederken MÜSİAD ise binlerce işçiyi Nazi uygulamalarını andıran toplama kamplarında çalıştırmayı planlıyor. İktidarın attığı adımlardan cesaret alan sermaye grupları, işçi haklarını hiçe sayarak kendi oligarşik demir kanunlarını bu süreçte uygulamakta tereddüt etmiyor.
EMEĞİN ÜSTÜNDE BASKI ARTACAK
Covid-19 salgınının dünya
genelinde ekonomik ve sosyal tahribatları beraberinde getireceğinden hiç şüphe
yok. Zira virüsün neden olacağı ekonomik krizin şimdiden 1929 Ekonomik
Buhranı’ndan çok daha fazla
yıkıcı etkilere neden olacağı sıklıkla dile getiriliyor.
ILO yaptığı
değerlendirmelerde, dünya genelinde 305 milyon çalışanın işsiz kalabileceğine dikkat çekiyor. Virüs salgını nedeni ile ülkemizde
ortaya çıkan ekonomik tablo ise en çok ücretli emekçileri etkiliyor. Yapılan son
araştırmaların, ülkemizde çalışanların en önemli kaygısının mevcut işini kaybetmesi yönünde olması içerisinde bulunduğumuz vahametin göstergesi durumunda.
KRİZİN FATURASI EMEKÇİLERE
Sosyal devlet
anlayışını, göreve geldiği 18
yıl önce rafa kaldırmış olan
mevcut iktidar, halihazırda ortaya çıkmış ve ilerleyen günlerde daha da fazla
derinleşecek olan ekonomik krizin tüm faturasını dar gelirli ücretli emekçilere ödetecektir.
Virüs krizini fırsata çevirerek emekçiler üzerinde kurulan keyfi ve hukuk dışı
baskılar bu durumun en basit örneğidir.
Emeğin haklarını evrensel hukuk kuralları dışına iterek görmezden gelen siyasi anlayış, işçilere hiçbir hak tanımadan çağdışı çalışmayı ve sefalet düzeninde
yaşamayı dayatıyor.
İktidar, virüs salgını ile birlikte emekçilerle arasındaki sosyal mesafeyi her gün
biraz daha fazla açarken, çalışanları bu süreçte sosyal ve ekonomik haklarından mahrum
bırakmaya kesintisiz olarak devam ediyor.
SENDİKA UZMANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Yangın itirafı!