Başkanlık sisteminin mimarı, yarattığı ekonomik, sosyal, siyasal sorunlara rağmen, anayasayı ihlal ederek üçüncü kez aday olduğu cumhurbaşkanı seçimini ikinci turda kazandı. Seçimin kazanılmasında yaratılan terör algısının, montaj videoların, yalanlarla bezenmiş afişlerin, yandaş medyanın, parayla satılan vatandaşlığın, ülkenin sosyal yapısına, ekonomisine büyük yük olan sığınmacıların katkısı açıktır. Seçimin dayanılmaz pahalılığa, adaletin, basın özgürlüğünün yokluğuna, işsizliğe, gelecek korkusuna rağmen kazanılması mutlaka sosyolojik açıdan sorgulanmalıdır. Muhalefetin kazanması için her şeyin var olduğu bir ortamda, seçimin kaybedilmesinde CHP’nin çok önemli yanlışlarının da katkısı olmuştur. 

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ YOK EDİLMİŞTİR 

Tüzüğün 52/2 maddesi bir adayın iki kez merkez yoklamasıyla belirlenemeyeceğini düzenlemiştir. Buna karşın CHP; 2018 ve 2023 seçimlerinde, milletvekili adaylarını merkez yoklamasıyla belirleyerek tüzük ihlali yapmış, partili üyelerin yarışma heyecanını yok ederek partisine küstürmüştür. Heyecanı yok edilen parti örgütünün seçime asılma gücü zayıflatılmıştır. Üyesinin seçme-seçilme hakkına saygılı olmayan bir parti, üyesinden sadakat bekleyemez.

Ülkemizde 18 milyon işçi, 160 sendika vardır. Yasalarda işçilerin çalışma güvencesine, sendika özgürlüğüne yönelik bir sürü engel vardır. Bundan yararlanan iktidar, biat sendikacılığı yaratmış, işçilerin, sendikaların çoğundan destek bulmuştur. Buna karşılık CHP hiçbir zaman işçi-sendika sorunlarına eğilmemiş, seçim kampanyasında işçilere yönelik yapılması gerekenleri içeren genel sekreterliğe sunulan üç sayfalık raporun içeriği hiçbir ortamda dile getirilmemiş, işçilerin, sendikacıların aday yapılması bile düşünülmemiştir. İşçiler ve sendikalar, kendilerini yok sayanı yok saymıştır.

Bülent Ecevit döneminde olduğu gibi sosyal demokrat ideolojiye sahip olması, örgüt ve üye tabanını emekçilere dayaması gereken CHP; Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Kemalist, milliyetçi çizgisinden hızla uzaklaşmış, ulusal solculara yabancılaşmıştır. Parti yönetimine getirilen 10 Aralıkçıların yönlendirmesiyle, reddi miras sözleri bile edilmiştir. Solda olması gereken genel başkan, kendisini ve partisini sağda göstermek yarışına girerek “Laiklik sorunumuz yok” demiş, tarikat ziyaretleri yaparak kendisini CHP’nin geleneksel karşıtlarına kabul ettirmeye çalışmıştır. 

Seçim aşamasında cemaat partileriyle ittifak kurarak üyelerini bir kere daha küstürmüştür. CHP’ye oy vermeyen bu partilerin CHP’ye yakışmayan adaylarına listelerini açarak 37 milletvekilliği hediye etmiştir.

Cumhurbaşkanı seçimini kazanması için çok olumlu bir ortam olduğu halde seçimi kaybeden CHP; kendini sorgulamalıdır. Yöneticileri hesap vermelidir. Bu talan ve soygun ekonomisine ülkemiz uzun süre dayanamaz, bir yıl içinde erken seçim kaçınılmazdır. CHP en kısa zamanda kurultayını toplayarak yeni bir yönetim ve ulusalcı, Kemalist bir anlayışla kendini donatmalı, erken seçime hazırlanmalıdır. Türkiye’nin CHP iktidarına mutlak ihtiyacı vardır.   

DR. ENGİN ÜNSAL

15. DÖNEM CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ