Olaylar Ve Görüşler

Bir rant projesi: Kanal istanbul - Prof. Dr. Duran BÜLBÜL

25 Ekim 2021 Pazartesi

Kanal İstanbul Projesi kapsamında bulunan alanın yüzölçümü yaklaşık 33.674 (336.740.000 m2) hektardır. 

Proje kapsamında bulunan parsellerin yaklaşık % 70’i şahıs ve özel şirketlere aittir.  Yapılan araştırmalara göre proje güzergâhın açıklandığı 2014 yılından 2021 yılına kadar bölgedeki arazi fiyatlarında 6-8 kat artış görülmüştür. Ancak oluşan ve oluşacak rant arazi sahiplerinden çok komisyonculara, spekülatörlere, gayrimenkul şirketlerine ve güzergâh bilgilerine önceden ulaşabilen ayrıcalıklı alıcılara gitmektedir. Nitekim bazı Arap şeyhlerinin, kimi siyasilerin, iktidara yakın işadamlarının, bürokratların, çıkar ve baskı gruplarının Kanal İstanbul Projesi kapsamında bulunan alanlarda aldıkları geniş araziler sıklıkla gündemi meşgul etmektedir. Örneğin 2011-2019 yılları arasında proje güzergâhı civarında 30 milyon m2 arazinin el değiştirdiği ve en büyük payın üç Arap şirketinde olduğu belirlenmiştir. Yine bir holdingin altı yıldan beri Kanal güzergâhında 600.000 m2 arazi topladığı medyaya yansımıştır. 

Kanal İstanbul kapsamındaki 33.674 hektarlık (336.740.000 m2) alan en son 07.04.2020 tarih ve 105645 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlık makamı oluruyla “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmiştir. Böylece 6306 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesi gereğince söz konusu alana ilişkin tüm planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgeye ilişkin Çevre Düzeni Planı Değişikliğini 16.03.2021 tarihinde onaylamıştır. Yine Söz konusu 33.674 hektarlık proje alanının 13.060 hektarlık kısmının nazım ve uygulama imar planları 2021 yılı içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılmıştır. Bu planlar kapsamında “Yenişehir” adıyla yaklaşık 500 bin nüfuslu yeni bir yerleşim alanı kurulması öngörülmektedir. Proje kapsamında imara açılacak alanların 83 milyon m2 olacağı (ortalama bir İstanbul ilçesinin, örneğin Bağcılar’ın 3.5 katı bir alan) hesaplanmaktadır. 

BÜTÇEDE KARA DELİK AÇAR

Maliyeti Ulaştırma Bakanlığı tarafından 15 milyar ABD Doları olarak açıklanan, ancak gerçek maliyetin 40-50 milyar ABD Doları’nı bulabileceği öngörülen Kanal İstanbul Projesi’nin KÖİ yöntemiyle yapılması planlanmaktadır. Böylece diğer KÖİ projelerinde olduğu gibi verilen garantiler yine kamu yani halk tarafından ödenecek, bütçeye ağır bir yük daha yüklenerek bir kara delik daha açılacaktır.

120 MİLYAR DOLAR

Dolayısıyla proje maliyeti 84 milyon vatandaş tarafından karşılanırken, oluşan rant çıkar ve baskı gruplarına, spekülatörlere, Arap şeyhlerine ve ayrıcalıklı siyaset, işadamı ve bürokrasi çevrelerine gidecektir. 

Öte yandan Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) de çok ciddi bir maliyeti olacaktır. Sadece İSKİ’ye maliyetinin 3.3 milyar ABD Doları olacağı hesaplanmaktadır. İBB bu maliyetlere katlanırken proje kapsamındaki imar düzenlemeleri sonucu ortaya çıkan değer artışlarından 1 TL bile rant vergisi alamayacaktır.  Çünkü proje alanı “rezerv yapı alanı” alanı olarak ilan edilmiştir ve 7221 sayılı kanun gereğince rezerv yapı alanlarındaki uygulamalar değer artış payından istisnadır. Dolayısıyla İBB ile birlikte İlçe belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Hazine de Kanal İstanbul kapsamında oluşan devasa ranttan hiçbir pay alamayacaktır. 

Kimi hesaplamalara göre Kanal İstanbul Projesi’nin 120 milyar dolarlık kentsel rant oluşturacağı öngörülmektedir. Oluşacak bu rantın kamuya aktarılması için; proje kapsamında bulunan ve ilk defa imar planı kapsamına alınacak arazilerin arsaya dönüşüm aşamasında ortaya çıkan değer artışları ile imar plan değişikliklerinden ortaya çıkan değer artışlarının kamuya aktarılması gerekirken kamu bir kuruş dahi alamayacaktır. 

KİM OLDUKLARINI BİLİYORUZ

Kanal İstanbul kapsamında oluşacağı hesaplanan 120 milyar dolarlık rantın bu şekilde kamuya aktarılması ve İBB, ilçe belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Hazine tarafından eşit şekilde paylaşılması halinde İBB bu proje sonucu oluşan rantlardan 30 milyar ABD Doları gelir elde edebilecektir. Ancak mevcut durum devam ederse İBB (ve diğer kamu kurumları) 1 TL bile vergi alamayacaktır. Peki, kimler alacaktır, onu sizler biliyorsunuz.

PROF. DR. DURAN BÜLBÜL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları