Bugünlerde 11 ilimizi etkileyen depremden ötürü yitirdiklerimizin, yaralı olarak enkaz altından çıkarılan yurttaşlarımızın, hiçbir günahları yokken yaralı, sakat kalan çocuklarımızın, henüz doğmamış, gün ışığına hasret bebelerimizin karşısında ben suçluyum. Ben ki il, ilçe başkanlığı yapmadım; belediye başkanlığı hiç; yap-satçılık (müteahhitlik) hiç mi hiç; valilik, kaymakamlık, milletvekilliği, senatörlük, bakanlık, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı da... Ama ben suçluyum. Hele hiç sendikacılık da yapmadım. Böylesi günlerde hiç seslerini çıkarmayan ancak toplumun bilinçlenmesinde kendilerine çok sorumluluk düşerken sus pus yerlerinde oturan, ne ki post kapmak için sabırsızlıkla milletvekili seçimlerini bekleyen sendikacı da olmadım.

SESSİZ DANIŞMANLAR

Ben bilim insanı da olmadım. En azından inşaat işlerinden anlayan, yerküreyi bilen, ancak dalgalanmalarını halkımıza, özellikle yetkililere ulaştıramayan, ne ki ulaştırdıklarında da toplumun ve siyasacıların nemelazımcılığıyla karşılaşan o güzel bilim insanlarından da olamadım. Göllerin, akarsuların kurutulması ve yerlerine havalimanları yapılması gerektiğini savunan ve yaşama geçirilmesine karşı çıkacaklarına siyasilerin katında buldukları yüksek mevkileri kaybetmekten korkarak ses çıkarmayan danışmanlardan da olmadım.

21 yıl ülkeyi yöneten iktidar da olmadım. Benim esnafım, benim köylüm, benim memurum, benim işçim diye diye kırk yıl siyasa sahnesinden inmeyen; anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz ya da benim memurum işini bilir diye diye ülkeyi soyup soğana çeviren prenslerine emanet eden başbakan ya da cumhurbaşkanı da olmadım. 

Haklıyı haksızdan ayırarak ülkede hak hukuk ve adaleti dağıtacakları yerde, bağlı oldukları tarikatın güdümünde hakça kararlar almaktan uzak kalmış yargıç ve savcılardan da olmadım. Deprem alanlarını tekeline almış ancak yurtseverlik adına mangalda kül bırakmayan arazi simsarlarından da olmadım. Ya da ülkeye barışın ve esenliğin gelmesi çabalarına çomak sokan sözde milliyetçi ve köşe dönmekte ısrarlı, gerekirse ihtirası uğruna en yakınını bile harcamaktan çekinmeyen işadamlarından da olmadım.

Ben suçluyum. Suçluyum çünkü ben halkım!

Prof. Dr. Necdet Adabağ