Olaylar Ve Görüşler

Batı emperyalizminin boyun eğdirildiği gün - Av. Mustafa Metin SEZGİN

11 Ekim 2021 Pazartesi

Bugün Ulusal Kurtuluş Savaşımızı sona erdiren, bizlere Lozan yolunu açarak laik Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu müjdeleyen Mudanya Mütarekesi’nin yıldönümü. Üzerinden 99 yıl geçmesine rağmen bu anlaşma tarihsel öneminden hiçbir şey yitirmedi. Kuşkusuz bu olgu, ulusal bağımsızlık savaşımızın Türk ulusunu yok etmek isteyen Batı emperyalizmine karşı verilmiş olmasından, zaman kavramıyla bağlı olmayan kendine özgü niteliğinden, çağdaş, hümanist ve evrensel değerler içermesinden kaynaklanıyor.  

Değerli aile dostumuz rahmetli Prof. Cahit Tanyol'dan dinlemiştim: Bir Batılı gazeteci, Mustafa Kemal'e "Yunanlarla yaptığınız bu savaş hakkında sizden bilgi almak istiyorum" der ve bazı sorular sormak ister. Mustafa Kemal, bu gazetecinin sözünü keser ve şu yanıtı verir: “Efendim? Anlayamadım? Yunanlarla mı dediniz?!” Elbet böyle karşılayacaktır Mustafa Kemal bu cahilane soruları. Çünkü o, emperyalizme karşı savaşmış ve başarmıştı. 

Mudanya Mütarekesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş harcındaki en belirgin özelliğin antiemperyalist, antikapitalist nitelikli olduğunun ve aynı zamanda ulusal bağımsızlık savaşımızın Yunanlara karşı değil, gerçekte emperyalistlere karşı verildiğinin en somut belgesidir. Türk delegasyonu ile müzakereye girerek İngiltere adına General Harrington, İtalya adına General Monbelli ve Fransa adına General Charpy 11 Ekim 1922'de bu sözleşmeye imza koymuşlardır.

Yunanların Mudanya Mütarekesi'ne (silah bırakışmasına), kendilerini doğrudan ilgilendirdiği halde katılmayıp Mudanya açıklarında bir savaş gemisinde beklemeleri, sonra yetki konusunda çekince koymaları ve sözleşmenin kendileri yerine emperyalist devletlerin imzalarıyla oluşturulması gerçeği Anadolu macerasına Batılı emperyalistlerin kışkırtmasıyla sürüklenen Yunanların, “Batılı güçlerin” piyonu olduklarını kanıtlar. 

DÜNÜ ANLAMAMANIN BEDELİ

Ne acıdır ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki bu antiemperyalist ve antikapitalist temel, özellikle 1950 yılından itibaren ülke yönetimini ele geçiren siyasal iktidarlarca göz-ardı edilmiş ve yozlaştırılmıştır.

Mudanya Mütarekesi ile kurulacak yeni Türk devletinin dış siyasasının, ulusal onurun ön planda tutulduğu, gerçeklere dayanan bir temel üzerinde yürütüleceği açıkça vurgulanmıştır. Bu sözleşmede dış politika açısından çıkarılacak pek çok ders vardır. En önemlisi de "Ulusların dış politikalarının duygusallıktan çok, akla, gerçeklere ve uluslararası siyasal dengelere dayanması” gerektiği gerçeğidir.

Bugün öngörüsüz, gerçeklerden uzak dış politikalarla tarih boyunca bir siyasal bataklık olmuş Ortadoğu, özellikle Suriye politikası da ne yazık ki başarısızlığa uğramıştır. Türk ulusunun hiçbir zaman hak etmediği bu başarısızlık, ülke yönetimindekilerin Anadolu ihtilalinin tarihsel anlamını kavrayamamış olduklarından, yine Sevr'in anlamını bilmediklerinden ya da bilmek istemediklerinden, Mudanya’dan Lozan'a hangi koşullarda gidildiğini anlayamadıklarından, anlamak istemediklerinden ve bu zihniyetteki siyasal iktidarların öngörüsüz, yanlış iç ve dış siyasadan kaynaklanmıştır. 

AÇIKLAMADAKİ DERİN ANLAM

Bugün Mudanya Mütareke binasını ziyaret edecekler, asıl metni Fransızca yazılı sözleşmenin sonuç bölümünde şu sözleri okuyacaklardır: “Pour le gouvernement de la grande assamblée national de Turquie (Türkçesi: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına)”

İmza: M. (Mustafa) İsmet 

Basit gibi görünen bu sözcükler Türk ulusu için çok büyük bir anlam taşıyor. Zira Batılı emperyalistler uluslararası bu resmi sözleşmeyle ilk kez Tük ulusunun verdiği bağımsızlık savaşı karşısında yenildiklerini kabul ediyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına İsmet Paşa’nın imzasıyla yeni bir Türk devletinin doğuşu 11 Ekim 1922 tarihli Mudanya Mütarekesi ile bütün bir dünyaya ilan ediliyordu.

Böylece TBMM’nin ölümsüz başkanının deyimi ile: “...Türk ulusu mukadderatını Büyük Millet Meclisi'nin yetenekli ve yurtsever eline emanet ettiği günden itibaren karanlıkları sıyırıp kaldırıyor ve ümitleri boğan felaketlerden milletin gözlerini kamaştıran güneşler ve zaferler çıkarıyordu" “...Ondan sonra içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni bir toplum, yeni bir devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler..."

Mudanya Mütarekesinin 99. şeref yılına ulaşırken başta Türk devriminin en büyük kahramanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, Mudanya Mütarekesini başarıyla yöneten ve Lozan barış yolunu açan Mustafa İsmet İNÖNÜ’yü, Türk İstiklal Savaşı’nın kahraman ve üstün ahlaklı tüm komutanlarını, tüm vatan şehitlerini sonsuz minnet ve saygı ile anıyorum. 

AV. MUSTAFA METİN SEZGİN
BURSA BAROSU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları