Olaylar Ve Görüşler

Barolar İçin Çözüm Nedir? - Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK

05 Temmuz 2020 Pazar

1. AVUKATLIK KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ

 Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı, AKP ve MHP milletvekillerinin imzalarıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde 2 bin avukatın bir araya gelerek ikinci, üçüncü, dördüncü ve devamı sayılarda baro kurmalarına olanak tanıyor.

Yeni baroları kuracak avukatlar, mevcut barolara kayıtlı olanlar arasından çıkacağına göre 2 Temmuz 2020 günü Adalet Komisyonu’nda görüşülmesine başlanacak olan kanun teklifi yasalaştığında özellikle son yıllarda artan avukat sayısının yoğunlaştığı İstanbul, Ankara ve İzmir barolarını etkileyecek.

Kanun teklifi, baroların levhalarına kayıtlı çok sayıda avukat olması nedeniyle başta avukat stajyerlerinin mesleğe hazırlanması ve meslek içi eğitim konusunda görevlerini yapamaz hale geldikleri, avukatların baro seçimlerinden uzaklaştıkları, bu durumun barolarda ve Türkiye Barolar Birliği’nde demokratik temsile büyük zarar verdiği, baroları anayasa ve yasada yer alan görevleriyle uğraşmak, hukuk ve hukukçu kalitesini artırmak yerine siyasi ve ideolojik çatışmanın merkezi haline getirdiği; bu nedenlerle barolarda reform yapmak yoluna gidildiği gerekçesine dayanıyor

(1). Bulunan çözüm, “çoklu baro teklifi” olarak adlandırılan bir metinle doğrudan doğruya her üç baroyu bölecek bir düzenleme olarak ortaya çıkıyor.

2. TÜRKİYE’DE AVUKAT SAYILARI

Türkiye Barolar Birliği’nin kayıtlarına göre 31.12.2019 tarihi itibarıyla ülke genelinde baro levhalarına kayıtlı 127 bin 691 avukat bulunmaktadır. Bunlar arasında üç büyük baronun avukat sayıları şöyledir(2): İstanbul Barosu 46 bin 052, Ankara Barosu 17 bin 598, İzmir Barosu 9 bin 612.

Kanun teklifi, yeni baro kurulmasını 5 binden sonra gelen 2 bin avukat sayılarından başlattığına göre, kaç yeni baro kurulabileceğini aynı sırayla İstanbul için 41 bin 52, Ankara için 12 bin 598, İzmir için 4 bin 612 avukat sayısı üzerinden hesaplamak gerekir.

Kesirler dikkate alınmazsa bu sayılar tam olarak kullanıldığı takdirde İstanbul’da 20, Ankara’da 6, İzmir’de 2 yeni baro kurulacak; böylece İstanbul’da toplam 21, Ankara’da 7, İzmir’de 3 baro olacaktır. Bu, üç büyük baronun nasıl bir bölünme ile karşı karşıya olduğunu gösterir.

3. KAMU KURUMU NİTELİĞİNDE MESLEK KURULUŞU OLARAK BAROLAR

Barolar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Anayasamızın 135. maddesine göre, Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir.”

Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesi, aynı yönde bir tanımı avukatlık mesleğine uyarlayarak barolar için vermektedir: Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.”

Tabip odaları, diş hekimleri odaları, veteriner hekim odaları, eczacı odaları vb. kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşları gibi barolar da, -Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesindeki anlatımla- yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden” avukatların meslek örgütü olarak kuruldukları illerde tektir.

Nitekim bu husus, Avukatlık Kanunu’nun 77. maddesinde açıkça belirtilmiştir: Bölgesi içinde en az otuz avukat bulunan her il merkezinde bir baro kurulur.”

4. NE YAPILMAK İSTENİYOR?

İşte şimdi yapılmak istenen, baro bulunan her ilde olduğu gibi İstanbul, Ankara ve İzmir’de de tek olan baronun içinden ikinci, üçüncü, dördüncü ve devamı sayılarda baro çıkarmak, böylece zaman zaman kendi ilgi alanlarında AKP Genel Başkanı’ndan farklı görüşler açıklayan üç büyük baroyu bölmek, zayıflatmak ve hizaya getirmek; bu operasyondan çıkacak yeni barolardan iktidara yakın duracak olanları yandaş olarak kazanmaktır.

Aynı zamanda bir cezalandırma niteliği taşıyan bu işlemle barolar siyasetin tam ortasına çekilecektir. Bu, anayasanın 9. maddesinde mahkemeler, 138. maddesinde hâkimler ve mahkemeler açısından vurgulanan yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı ile bağdaşmaz. 

Yapılmak istenen, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının temelini oluşturan anayasanın 135. maddesi ile onu barolar bakımından somutlaştıran Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesine aykırıdır. Kısacası, AKP ve MHP’nin Avukatlık Kanunu’nda barolarla ilgili olarak yapmak istedikleri değişiklik, açıkça anayasaya aykırıdır.

5. NE YAPMAK GEREKİR?

Eğer amaç, kanun teklifinin gerekçesinde ifade edildiği gibi, gerçekten baroları daha etkin çalışan demokratik meslek kuruluşları durumuna getirmek ise; bunun için İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının bölünmesiyle sonuçlanacak, anayasaya aykırı bir işleme gerek yoktur.

Büyük baroları bölmek yerine onların şube açmalarına, merkezlerinin ağır iş yükünün bir bölümünü şubelere devretmeye, dolayısıyla işlerin bir bölümünün şubelerce yürütülmesine, sorunların yerinde çözülmesine olanak tanıyan bir düzenleme yapmak gerekir.

Böyle bir uygulama, yıllardan beri hepsi kamu kurumu niteliğinde kuruluşlar olan ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları ve deniz ticaret odalarında yapılmaktadır. 18.5.2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun Oda şubeleri” kenar başlıklı 7. maddesinin ilk iki fıkrası şöyledir:

“İlçenin bulunduğu ilde kurulu oda nev’inden olmak şartıyla, bir ilçede faaliyet gösteren tacir ve/veya sanayici sayısı bini aştığı takdirde ticaret ve sanayi odası şubesi veya ticaret odası şubesi, faaliyet gösteren sanayici sayısı iki yüz elliyi aştığı takdirde sanayi odası şubesi, faaliyet gösteren deniz taciri sayısı yüzü aştığı takdirde deniz ticaret odası şubesi, ilgili oda yönetim kurulunun teklifi ve meclislerinin kararı ile kurulur.  Bölge odaları kapsadıkları illerde şube kurabilirler.

Bölge odasının kurulması ile kurucu il odaları şube haline dönüşür. İlçe odaları, meclislerinin üçte ikisinin kararıyla il odasının şubesine dönüşebilirler.”

7. maddenin sonraki üç fıkrasında şubelerdeki seçimler, odaların bazı yetkilerini şubelere devretmeleri, şubelerin kuruluş ve işleyişlerinin yönetmelikle düzenlenmesi öngörülüyor.

6. SONUÇ

Hukukumuzda var olan bu modelin barolar bakımından değerlendirilmesi, anayasaya aykırı bir kanunla baroları bölmek yerine şubeler kurulmasına olanak tanıyan yasal  bir düzenleme yapılması yoluna gidilmelidir.

Örneğin İstanbul, Ankara ve İzmir barolarında yine hareket noktası olarak 5 binden başlayarak, sonra gelen her 4 bin avukatla birer şube kurulacak olsa İstanbul’da 10, Ankara’da 3 ve İzmir’de 1 yeni şube açılabilir; böylece baroların İstanbul’da 11, Ankara’da 4, İzmir’de 2 yerde hizmet vermesi sağlanabilir.

Bu, büyük baroları bölerek küçük barolara ayırmak yerine onların bütünlüğünü koruyan, şube açmalarına olanak tanıyan bir düzenleme ile etkin çalışmalarını optimum büyüklük içinde kolaylaştıran bir çözüm olabilir.

PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK 
(E) ADALET BAKANI

1. Bu konuda bk. Sinan Uslu/Ali Kemal Akan, Barolara İlişkin Teklif TBMM’de” (aa.com.tr/tr/politika/barolara-iliskin-teklif-tbmmde)

 

2. Türkiye Barolar Birliği, 2019 Avukat Sayıları” (31.12.2019) (www.barobirlik.org.tr/Haberler/2019-avukat-sayilari ...) 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları