Olaylar Ve Görüşler

Araçsal Aklın Sefaleti - Mucize ÖZÜNAL

16 Temmuz 2020 Perşembe

İnsanın varoluşunu gerçekleştirme yolundaki serüveni, onu “Ben neyim” sorusuna yanıt aramaya yöneltti. Kendini bilmek isteyen insan, nice uğraştan sonra zaman içinde değişip dönüşerek varlığının temel ögesini keşfetti: Akıl!

Artık akıl sahibi bir “varlık”tı. Ateşi çaldı, yasak elmayı yedi. Bilgiyi ele geçirdi, onu üretti, ondan teknolojiyi elde etti. Doğa onu çağırıyordu. “Ruhları barbar olanlar” bu çağrıyı hayra yormadı. Fetih çığlıklarıyla saldırdı doğaya.

‘AKIL DENETLENMELİ’

Oysa bir yanıyla doğaydı o da. Kendine saldırdığını bilmedi bilemedi, bilince de öteledi gerçeği. Kendi gerçeğini yitirdi. Fetih sarhoşluğuyla aştı geldi zamanı.

İspanyol, yeni topraklara ayak bastığında, yerlilerden önce salgınlardan arta kalan ceset tepeleri karşılardı onu. Kalanlar imana getirildi, gelmeyenlerin hakkından gelindi. Ama kauçuk şekerkamışı plantasyonları ile pamuk tarlaları için insana gerek vardı. Bulundu.

İnsan bedeni bir kez daha mülkiyet konusu olarak kapitalin emrine verildi. Şımarık bir çocuk gibi istemleri ilkesizdi onun. Gökyüzünü, yeryüzünü, toprağın altını üstünü, her şeyi her yeri istiyordu.

Sanayi devrimi salgınlar dönemini çeşitlendirip sıklaştırdı. On dokuzuncu yüzyılın başında Rusya’dan gelen kolera, tüm halkın (Pan-demos) canına okudu. Ama virüs eşitlikçi olmadı hiçbir zaman. Önce beslenemeyenler, yoksullar gitti. Yüzyıllarca kapitalin doymaz karnını doyurmak için oluk oluk kan aksa da, akıl yarar ve çıkar aklıydı. Herkes “aynı koridoru” çiğniyordu.

"NEOLİBERAL ÖZNE"

Savaşlar, salgınlar, devrimler, karşıdevrimler derken sonunda yol bulundu: “Akıl denetlenmeliydi. Evrensel insan değerleri ile.” Anımsandı eski bilgeler. Adalet, ölçülülük, cesaret, sözün özü erdemle.

Gel gelelim eski çamlar bardak olmuştu. Kapital, liberal derken neo-liberal olmuştu. İnsan artık insan değil, neoliberal özne idi.

Bu yeni liberalizmin öznesi tedirgin biriydi. Çocuk gibi korkak, ürkek, neyi nasıl yapacağını kendinden başka herkese danışan, aklını cebinde taşıyan. Aman bana dokunmayan yılan bin yıl.. Çoktan unutmuştu bilmeye cesaret etmeyi, kediye kedi, fareye fare demenin özgürleştirici bir cesaret olduğunu. Kamusal özgürlük değildi talebi. Bireysel çıkarı, yararı güvende olsundu.

Kamusal özgürlükler önemsenmeyince bireysel özgürlükler askıya alındı. Ya güvenlik ya özgürlük kıskacı altında güvenlik için vazgeçildi özgürlükten. Aslında virüs buydu. Aklın araçlaştırılması, yarar, çıkar, ethosun(*) tekmelenmesi.

NEYE DEĞİL, ‘NASIL’

Felakete katlanalım! Neye katlandığımız değil nasıl katlandığımız önemli!

“Hem özgürlük hem güvenlik mümkündür” demek için zamanı kaçırdık mı? Kaçan zamanın farkındalığı mı büyük yitiğimiz? Yeni liberalizm kölelerin bedenleriyle birlikte zamanını da istiyor. Neo-liberal öznenin kendini yönetemediğini bildiğinden zamanını yönetemeyeceğini biliyor.

Bir ihtimal daha var: Don Kişot olabiliriz! Anımsayalım. Don Kişot olmak bizi seçeneklere yöneltir. Virüs, neden korkup neden korkmayacağımızı bize unutturan şeydir.

MUCİZE ÖZÜNAL

(*)Etik sözcüğünden. Değerler, erdem anlamında.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları