Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Amasya Tamimi’nden sonraki ilk adım: Erzurum Kongresi - Doç. Dr. Hüner TUNCER
Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı sona eren Mustafa Kemal, Adana’dan ayrılarak 13 Kasım 1918 sabahı İstanbul’a varmıştı. Mustafa Kemal, kendisini karşılayan arkadaşı Doktor Rasim Ferit’le birlikte Haydarpaşa’dan Kartal istimbotu ile karşıya geçerken, İstanbul’a gelmekte olan düşman gemilerini gördü. Buna çok üzülen Mustafa Kemal, arkadaşına “Hata ettim. İstanbul’a gelmemeliydim. Ne yapıp yapıp Anadolu’ya dönmenin çaresine bakmalı” dedi ve şu ünlü sözünü söyledi:
“Geldikleri gibi gideceklerdir!”
KUTSAL MİLLİ GAYE
5 Mayıs 1919 tarihli Takvim-i Vekayi gazetesinde, “dağıtılan Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal’in, padişah buyruğuyla 9. Ordu Kıtaları Komutanlığı’na (Müfettişlik) atandığı” haberi yer almıştı.
Mustafa Kemal, 8 Haziran 1919’a değin ordu müfettişi olarak görevini Havza’da yaptı. 8 Haziran’da Harbiye Nezareti tarafından geri çağrılan Mustafa Kemal, 10 Haziran’da arkadaşları Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile Albay Hüseyin Rauf (Orbay) Bey’i yanına çağırdı. Mustafa Kemal, bu arkadaşlarını iletişim ve güvenlik açılarından daha uygun gördüğü Amasya’ya çağırmış ve kendisi de 12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya geçmişti.
19 Haziran’da Amasya’da başlayan görüşmelerin sonunda, 21/22 Haziran 1919 gecesi Mustafa Kemal Amasya Tamimi’ni oluşturdu. Amasya Tamimi’nin esasları şunlardı:
1) Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.
2) İstanbul’daki hükümet, üstlendiği sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir.
3) Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kararı kurtaracaktır.
4) Ulusun haklarını dile getirmek ve bütün dünyaya duyurmak için, her türlü denetimden uzak, ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir.
5) Sivas’ta ulusal bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.
6) Bütün illerin her sancağından halkın güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir.
7) Delegelerin kimlikleri gizli tutulacaktır.
8) Doğu illeri adına Erzurum’da 10 Temmuz’da bir kongre toplanacaktır.
Amasya’dan sonra Mustafa Kemal Paşa, 3 Temmuz 1919 günü Erzurum’a gelmiş ve burada 4 yıl sürecek olan Milli Mücadele’nin ilk adımını atmıştı.
Mustafa Kemal Paşa’ya, Erzurum’dayken, 7-8 Temmuz’da Saraydan aldığı bir telgrafla İstanbul’a dönmesi buyrulmuş; Mustafa Kemal, İstanbul’a gitmeyi reddetmiş ve 9 Temmuz’da bir genelge ile “görevinden istifa ettiğini, kutsal milli gaye için çalışmak üzere artık milletin sinesinde bir ferd-i mücahit olarak bulunduğunu” orduya, valilere ve millete ilan etmişti.
23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi resmen açılmaktaydı. 14 gün süren Kongre’nin reisliğine Mustafa Kemal Paşa seçildi. 7 Ağustos 1919’da yayımlanan Erzurum Kongresi kararları şunlardı:
1) Milli sınırlar içinde bulunan vatanın bütün kısımları bir bütündür. Yekdiğerinden ayrılamaz.
2) Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti’nin dağılması halinde, millet birlikte müdafaa ve mukavemet edecektir.
3) Vatanın ve bağımsızlığın korunmasına ve sağlanmasına merkezi hükümet muktedir olamadığı takdirde, maksadın temini için geçici bir hükümet oluşturulacaktır. Bu hükümet heyeti Milli Kongre’ce seçilecektir. Kongre toplanmış değilse, bu seçimi Heyet-i Temsiliye yapacaktır.
4) Kuvayı Milliye’yi etken ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.
5) Hıristiyan unsurlara siyasi hâkimiyet ve toplumsal dengemizi ihlal edecek imtiyazlar (ayrıcalıklar) verilemez.
6) Manda ve himaye kabul olunamaz.
7) Milli Meclis’in derhal toplanmasını ve hükümet icraatının Meclis’in denetimine konulmasını sağlamak için çalışılacaktır.
DİKKAT ÇEKİCİ AYRINTI
Erzurum Kongresi kararlarıyla Misak-ı Milli’nin temeli atılmaktaydı.
8 Ağustos’ta Veliaht Abdülmecit ise şöyle bir açıklamada bulunmaktaydı: “Anadolu’daki hareket hainane, delice ve gaddarcadır. Türkiye, Amerikalılara bırakılmalıdır.” Damat Ferit Hükümeti de, Erzurum Kongresi’ne katılanları başta Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşları olmak üzere, asi olarak ilan etmiş ve asilerin tutuklanarak İstanbul’a gönderilmelerini emretmişti.
Erzurum’da 8 Ağustos’ta sabaha doğru Mustafa Kemal, Mazhar Müfit Kansu’ya şunları not ettirmekteydi:
“1) Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır.
2) Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken muamele yapılacaktır.
3) Tesettür kalkacaktır.
4) Fes kalkacak, uygar uluslar gibi şapka giyilecektir.
5) Latin harfleri kabul edilecektir.”
Şu hususa dikkatlerinizi çekmek isterim: Bu tarihte Osmanlı Devleti hâlâ varlığını sürdürmekte olup, Ulusal Kurtuluş Savaşı da henüz yapılmamıştı. Mustafa Kemal, kurulacak yeni Türk Devleti’nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olmasını, tesettürün kalkmasını, Latin alfabesinin kabul edilmesini amaçlarken; O’nun çevresindeki en yakın arkadaşları bile bu düşüncelerin yaşama geçirilebilmesini mümkün görmemekteydi.
Doç. Dr. Hüner TUNCER
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- CHP'den Oğuz Kaan Salıcı'ya sert yanıt
- Açıklayacağına söz verdiği 'gizli dosyalar' neler?
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'