Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
1 Mayıs ve emek bildirgesi - Engin Ünsal
1 Mayıs anmaları 134 yaşındadır. Ülkemizde uzun yıllar yasaklanmış olan 1 Mayıs, 2009’da 5892 sayılı yasayla, bayram olarak değil, resmi tatil olarak yasal nitelik kazanmıştır.
1 Mayıs bayram değildir.
Sermayenin hiç dinmeyen sömürüsüne karşı, işçi sınıfının haklı direnişinin, dayanışmasının sergilendiği, beklentilerinin yöneticilere hatırlatıldığı, geçmiş acıların anılması gereken gündür. Sömürü; günümüzde, emperyalizmin yeni adı olan küreselleşme sürecinde çokuluslu şirketler aracılığıyla evrensel nitelik kazanmıştır. Yeni sömürü düzenine karşı, işçi sınıfı 1 Mayıs’ın artçı etkisini sürdürmek, yeni kazanımlar elde etmek zorundadır. Çünkü henüz, hak ettiği sosyoekonomik yaşam alanını kendisi için yaratamamıştır. Bunun en önemli nedeni, sendikalarımızın kendilerini ücret sendikacılığı çemberine sıkıştırmasıdır. Bu nedenle toplumda sayısal olarak çok önemli bir güç olan işçi sınıfı, sosyal ve siyasal ortamda etkili olamamaktadır.
Bugün 4857 sayılı İş Yasası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasasında, işçilerin çalışma güvenliği ve sendikaların özgürlüğüne karşı birçok madde vardır. Sendika yöneticilerimiz bu olumsuzluklara karşı siyasal ortamda etkili olacak eylemlerden ısrarla kaçınmakta, bu olumsuzluklarla yaşamaya razı olmaktadırlar. Demokrasiyle yönetilen ülkelerin sendikaları bu konularda çok duyarlıdır. Örneğin Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron, emeklilik yaşını 62’den 64’e yükselten yasayı imzalayınca, ülkenin en önemli işçi konfederasyonu CGT, bu yasayı ve Macron’u protesto etmek için 1 Mayıs’ta Fransız tarihinin en büyük gösterisinin yapılacağını duyurmuştur.
Bizim siyaset fukarası sendikalarımızın kendilerini sorgulama zamanı gelmiştir. Üç konfederasyon neden 1 Mayıslarda ortak bir “emek bildirgesi” yayımlamaz, işçi sınıfı ve sendikalar yararına yasal düzenlemeler istemezler? 14 Mayıs seçimleri öncesinde, bu 1 Mayıs’ta, gelecek iktidardan beklentilerini bir bildiriyle açıklamaları, çok anlamlı olurdu. Konfederasyonlar bugün Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’na çelenk koyarak veya depremzedelere gıda yardımı yaparak işçi sınıfına olan borçlarını ödemiş sayılamazlar.
Sendikalarımız bugüne dek görevlerini yerine getirememişlerdir. Eğer içinde yaşadıkları toplumun ekonomik, siyasal, sosyal olaylarında etkili olmak istiyorlarsa, sendikacılık anlayışlarında yeni sayfa açmak ve bir eylem planı oluşturmak zorundadırlar. Ücret sendikacılığı sarmalında kalmakta ısrar ederlerse, bir gün tarih kitaplarına konu olacaklarını bilmelidirler.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!