Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çocukları öldüren mülakat düzeni
Deprem yok, savaş yok, salgın yok. Ama babalar çocuklarını gömüyor.
Aylarca bu köşede yazdım. Defalarca "mülakat düzeni ülkeyi felakete götürüyor" dedim. Bir çözüm bulacaklarına bıyığı yeni terlemiş çocuklarla uğraştılar. Sonunda Türkiye intihar haberleriyle sarsılınca resmi açıklamaların gölgesine sığındılar.
Önümde iki gencin iki ayrı hikayesi duruyor…
İlki avukat Mert Akdoğan. Osmaniyeli bir baba ile Manisalı bir annenin çocuğuydu. Hayali savcı olmaktı. Hukuk Fakültesi’ni başarıyla bitirdi. Yetmedi, hakimlik-savcılık sınavına çalıştı. Yazılı sınavda Türkiye derecesi yapıp 115. oldu. Gelgelelim, geçen aylarda girdiği mülakatta anlayamadığı şekilde elendi. İntihara giden süreç böyle başladı.
Dün, acılı baba Tufan Akdoğan’ı aradım. Oğlunun yaşadıklarına isyan ediyordu:
"55 yaşındayım. Bıktım torpilden. Bu işin partisi, ideolojisi yok. Oğlum hakimlik sınavında derece yaptı. Mülakatta elenince bunalıma girdi. Ana neden bu. Mülakatta elenince İstanbul’da bir hukuk bürosunda birkaç ay önce işe başladı. Oğlum dertlerini pek anlatmazdı. İşyerindeki arkadaşlarından öğrendiğimize göre orada da işleri yolunda gitmemiş, istifa etmiş. O gün halı saha maçı varmış, gitmemiş. ‘Benden bu kadar’ deyip canına kıymış."
Arama motoruna "mülakat" ve "intihar" kelimelerini yazın. Maalesef birer birer ölen gençlerimizi nasıl unuttuğumuzu görün.
"BASKI GÖRÜYORUM" İNTİHARI
İkincisi Adana Adliyesi’nde intihar eden savcı adayı Mithat Can Yaman. Evet, Yaman mülakatı geçti, savcı adayı oldu. Ancak staj esnasında baskı gördüğü gerekçesiyle intihar etti.
Meseleyi her iki taraftan inceledim…
Hayır, Yaman muhalif biri değil. Yolladığı bir mesajda kendisini şöyle tanıtıyor:
"Hakim-savcılığa geçmeden önce 2 buçuk sene kadar gerek MHP’de, gerek Türk Hukuk Enstitüsü’nde, gerek TÜGVA’da çeşitli görevlerde bulundum. İster istemez siyasilerle içli dışlı oldum. Instagram hesabımda AK Partimizin il başkanıyla ya da MHP il başkanımızla fotoğraflar paylaştım."
Yaman, özellikle siyasilere anlatırken, AKP-MHP destekçisi olduğu için koordinatör hakim Mustafa Çelik tarafından baskı gördüğünü söylemiş. Adalet Bakanlığı kaynakları ise olayın siyasi boyutunun olmadığını anlatıyor.
Yaman, intihar öncesinde resmi bir şikayet başvurusunda bulunmamış. Ancak mentör savcı Salih Ümit Yücel’le, Başsavcı Bilal Gümüş’le, Komisyon Başkanı Mehmet Ali Çolak’la konuşmuş. Ayrıca Adana Ülkü Ocakları Başkanına ve Adana MHP İl Başkanına şikayet etmiş. Sosyal medya üzerinden de kimi siyasetçilere ve gazetecilere sorunlarını aktarmış:
"Adliyedeki en saçma görevler bana verildi. Kendileri diğer arkadaşlarla yemeğe çıktığı vakitte bizi noter denetimine yolluyorlardı. En son görevi takip etmediğim hususunda bir operasyona giriştiler. Yakın zamanda koordinatör hakime (Mustafa Çelik) bu durumdan rahatsız olduğumu belirttim. Beni odasına çağırtıp verilen görevi mecburen yapmam gerektiğini aksi takdirde soruşturma açacağını stajımı yakacağını söyledi."
SAVCI ADAYINA SİYASET UYARISI
Bir de ses kaydı var…
Savcı adayı Yaman, kendisiyle ilgilenen mentör savcı Salih Ümit Yücel’le görüşürken, gizli bir ses kaydı almış. Orada kabul etmek istemediği görevi anlatıyor. Özetle, stajyerler arasında, eğitim için, kurgusal bir dava ortamı yaratılıyor. Herkes bir rolü üstleniyor. Kimi hakim, kimi savcı, kimi avukat oluyor. Mithat Can Yaman’a avukat rolü verilmiş. Yaman bu rolü beğenmemiş, oynamak istememiş, itiraz etmiş.
Ses kaydında mentör savcı Yücel, dakikalarca şikayeti dinliyor. Savcı adayı Yaman, koordinatör hakim Mustafa Çelik’e hakaret ettiğinde devreye giriyor. "Sakin ol, öyle konuşma, o benim meslektaşım" dedikten sonra, uyarmaya devam ediyor:
"Staja geldin mi yanıma? İki defa ya geldin ya gelmedin. ‘Savcım benim şuna ihtiyacım var, şu dosyayı inceleyebilir miyim, bana yardımcı olur musunuz’ dedin mi bana? Sen koordinatör hakime nasıl bunu söylüyorsun? Sen nasıl adaysın, nasıl yapacaksın bu mesleği? Bu şekilde konuşamazsın. Meslektaşımız o bizim, büyüğün. Gelmiyorsun adliyeye, biliyorum. Seni sosyal medyada da takip ediyorum. Yok AKP İl Başkanı yok MHP İl Başkanı ile paylaşımlar. Yakışıyor mu bir savcıya? Savcının siyasetle işi olmaz oğlum. İsterse babası olsun fotoğraf atmaz (siyasetçiyle), yakışmaz. Yanlış yoldasın. Stajı nasıl bitireceksin böyle? Bir şey öğrendiğini düşünüyor musun adliyede? Ben de staj yaptım iki sene. Savcı odama gelme dese adliyede otururdum. Her ay 60 bin lira (maaşın) yatıyor mu hesabına? Ayıp ayıp olmaz."
DAHA ÖNCE ELENMİŞ AMA…
Mentör savcı Yücel, konuşma boyunca, savcı adayı Yaman’a, aslında dikkate alması gereken önemli uyarılarda bulunuyor. Siyasetçilerle fotoğraf paylaşmak yerine adliyeye gelmesini, mahkeme dosyaları ile ilgilenerek kendisini eğitmesini, stajın hakkını vererek savcı ve hakim büyüklerinden mesleği öğrenmesini, meslektaşlarına hakaretsiz bir dil kullanmasını tavsiye ediyor.
Keşke nasihatleri dinleseydi…
Hayır, hemen gencecik bir çocuğa kızmayın. Zira genç savcı adayının sağlık geçmişine bakıldığında, 2013’ten beri çeşitli psikolojik sorunlarla boğuştuğu, ağır psikoloji ilaçları kullandığı, kendisine son olarak "obsesif kompulsif bozukluk" tanısı konulduğu görülüyor. Belli ki savcı adaylığı onun psikolojisini daha da yıpratmış.
Söylemek istediğim şu: Eğer Mithat Can Yaman’a, başından, savcılığa uygun olmadığı anlatılsaydı, eğer devlet siyaset kriteri yerine objektif kriterler (örneğin sağlık) koysaydı, gencecik bir savcı adayı intihar etmeyecekti. İş yine gelip mülakata dayanıyor.
İşin ilginç yanı…
Savcı adayı Mithat Can Yaman, daha önce, mülakatta elenmiş. Hem de mülakattaki tavır ve davranışlarına yansıyan psikolojik durumu nedeniyle. Ancak nasıl oluyorsa sonraki yıllarda Yaman’ın göreve alınmasına karar verilmiş!
Evet, Adalet Bakanlığı hem adli hem idari soruşturma başlattı. Ama bu hiçbir şeyi çözmeyecek. Mert Akdoğan da Mithat Can Yaman da bizim çocuğumuz. Hakim ve savcı seçiminde siyaset-tarikat-teşkilat referansını işin dışında tutsak, hak edenin kazandığı etmeyenin kaybettiği bir sistem kursak, bugün iki genç hukukçu da yaşıyor olacaktı. Ama yine hesaplaşmak yerine unutmayı seçeceğiz!
Yaşam umutla büyüdüğü gün, babaların omzunda çocuk tabutları taşınmayacak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul’da yaşam kalitesinin yüksek olduğu 10 semt
- Özel'den Erdoğan'a 'Kılıçdaroğlu' yanıtı
- Sorular sızdı, sınavlar iptal edildi!
- Karadeniz'de şiddetli deprem
- Eşini ve 8 yaşındaki kızını katletti, intihara kalkıştı
- İş insanı seyyar satıcıya çarpıp mesire alanına uçtu!
- Tonlarca patates toplatılıp imha ediliyor
- Ünlü çiftin Los Angeles'taki evleri kül oldu!
- Serenay Sarıkaya ve Mert Demir hakkında yeni gelişme!
- Bakanlık, 'cayma hakkı' için tarih verdi