Oktay Ekinci
Oktay Ekinci ekinci@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kemal Ahmet Arû'yu anıyoruz

22 Mart 2012 Perşembe
\n

UNESCO, Türkiye’de şehircilik eğitiminin önderini 100’üncü doğum yılında anıyor

\n

\n\n\n

\n\n\n

Mimarlar Odası bültenindeki UNESCO Mimar ve Şehirci Kemal Ahmet Arûyu 100üncü Doğum Yılında Uluslararası Düzeyde Anıyor başlıklı haberin devamı özetle şöyleydi: Kasım 2011de Paristeki UNESCO 36ncı Genel Konferansında 2012 yılında Şair ve Filozof Yusuf Nabi (1641-1712) ile Bestekâr Buhurizade Mustafa Itrînin (1640-1712) ölümlerinin 300üncü yılı; Mimar ve Şehir Plancısı Kemal Ahmet Arûnun da (1912-2005) doğumunun 100üncü yılını anma ve bir eserinin desteklenmesi kararı alınmıştır.

\n

UNESCO kararında Arû için deniyor ki; Dünya mimarları ve şehircileri için bir referanstır.”

\n

Haberi okuduğumdan beri gözümün önüne bir kez daha kentlerimizin şehircilikten yoksun hali geliyor Düşünüyorum; acaba bu gerekçede, ülkesinin plansız kentleşmesine neden olan siyasetçilerine ders olması için gibilerden bir vurgulama da yer alamaz mıydı?

\n

Şimdi eminim ki o siyasetçilerin günümüzdeki temsilcilerinden de konuşanlar olacak ve hiç yüzleri kızarmadan Arû çağdaş şehircilik eğitiminde önderimiz oldu falan diyecekler. Peki, nerede o önderliğin ısrarla üzerinde durduğu planlı kentleşmeye bağlılık? Nerede Arûnun planlama çağdaş uygarlıktır sözüne gösterilmesi gereken saygı?

\n

UNESCO keşke şunu da ekleyiverseydi; Politikacılarının plan yerine pilav istedikleri bir ülkede mimarlık ve şehirciliğin ne denli yaşamsal önem taşıdığını ömrü boyunca savunan bir öğretmenden hiç yararlanmayan imar egemenlerine Arûyu anımsatmak için..

\n

Cumhuriyetin plancısı

\n

1954’te kurulan Mimarlar Odasının 1 numaralı üyesi, Anıtkabirin mimarı Emin Halit Onattı... 2 numaralı üyesi ise 1944te Isparta, 45te Kayseri ve Ödemiş, 48’de İzmit, 46da Boğazlıyan, Tekirdağ, Söke ve Malkara, 47de Babaeski, Bandırma, Gönen, Finike, Burdur, Serik, Biga, Tokat, Kars ve Turhal, 48de Gaziantep, 52de İzmir, 1970te de Niksar ve Tavşanlı İmar Planı yarışmalarında birincilik ödülleri alan; denebilir ki cumhuriyetin şehircisi Kemal Ahmet Arûydu

\n

1932’de Galatasaray Lisesini, 37de Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümünü bitiren, 1940ta Yüksek Mühendislik Mektebi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Şehircilik Kürsüsüne asistan olan, 1942-46 arasında Hitler faşizminden ülkemize sığınan bilim insanlarından Clemens Holzmeisterle birlikte proje derslerini yürüten; İTÜyle birlikte Yıldız Teknik Okulu ve Maçka Teknik Okulunda dersler vererek 1950de profesör olan; aynı yıl Şehircilik Kürsüsü başkanlığına seçilen; 1954-70 arası İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini üstlenen; 1961-62de Stuttgart, 63te Berlin ve 67de Viyana Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehircilik Kürsülerinde konuk öğretim üyesi olan ve 1967-82 arası da İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehircilik Enstitüsü başkanlığı yapan Arû, anılarında bakın ne diyor:

\n

Benim şehirciliğim de Emin Onattan menkuldür. Ben hiç şehirci unvanını kullanmadım. Ben mimarım, onu da beraber yaptım. Prof. Gustav Oelsner de -çok ilginç, çok zarif bir adamdı- derdi ki, mimar isterse şehircilik yapabilir, şehirci muktedirse mimarlık yapabilir.

\n

Dağlar ve binalar

\n

Arû yine bir yarışmayla kazandığı Ödemiş İmar Planı 1940’larda hazırlarken, dönemin Nafia Vekâletinin plan şartnamesindeki binalara yükseklik verilmesi hükmünü, anılarında özel olarak anlatmıştır.

\n

Şartname demektedir ki; Ödemiş etrafı dağlarla çevrili verimli büyük bir ovanın kenarındadır. Bu nedenle kentte yaşayanların oralı olma bilinçlerini sürekli kılacak olan dağların görüntüsü, yeni yapılarla örtülmemelidir! Özellikle ana cadde ve meydanlarda gezinen insanların dağları da görebilecekleri bir bina yüksekliği esas alınacaktır.

\n

Arû elinde paftalarla cadde cadde, meydan meydan dolaşarak, her parselde dağların görümünü örtmeyecek bina yükseklikleri saptar ve plana aktarır sonunda hazırladığı plan, öylesine başarılı bulunur ki armağan olarak Birgi köyünün planı da Kemal Ahmet Beye verilir.

\n

Şimdi, 40ların bu şehircilik duyarlılığı ile bugünün sözde plan kararlarını bir kıyaslayın. Komşu mahalleyi bile gözden ırak kılan yüksek ve yoğun yapılaşmaya plan denebilir mi? Takvimlerde 70 yıl daha ilerdeyiz ama şehircilik kültüründe 1940lardan daha gerideyiz.

\n

Yine Arû, bugünkü mimarlık-şehircilik ayrıştırması yerine, mimarî projelerini hep şehirle uyumluluk içinde tasarlamıştı. 1947-57 arası Rebii Gorbonla birlikte yaptığı 1’inci Levent ve 54te gerçekleştirdiği 4üncü Levent toplu konut uygulamaları ile aynı bölgeyi kuşatan bugünkü gökdelenleri birlikte düşünürseniz, şimdi SİT olarak koruma altındaki Leventin rant kulelerine ne denli tarihsel bir direniş sergilediğini de görürsünüz

\n

UNESCO diyor ki; bir eseri de desteklenmeli…” Bu dilek, Leventin semt sakinlerince yaşatılması direnişine katkıyla yerine getirilemez mi?

\n

İTÜ, MSGSÜ, YTÜ ile Mimarlar ve Şehir Plancıları Odaları UNESCO kararını yaşama geçirmek üzere etkinlikler yarışı içindeler. Umarım kentten ve çevreden sorumlu olanlar da bu etkinliklere katılır, sağlığında yararlanmadıkları Arûmuzdan belki şimdi esinlenmeye çalışırlar.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları