Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Asıl 'Anadolu'dan özür dilenmeli
'Uygarlıkların İzinde' köşesinden...
Kendilerini, herhalde “Osmanlı”nın yerine koyarak Ermenilerden özür dileyen aydınlarımız, önce “Anadolu”dan af dilemelidirler.
Aynı densizliğe karşı “Özür dilemiyorum, çünkü asıl Ermeniler saldırdılar...” diyenlerimiz de Anadolu’nun kendilerini bağışlamasını istemeliler.
Hele CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Cumhurbaşkanı’nın “etnik köken”iyle ilgili “merak”ından ötürü Anadolu’nun kendisine hiç de iyi gözle bakmayacağını acaba düşünebilir mi?
Ya Cumhurbaşkanı’na ne demeli? “Hayır, benim sülalem asırlardır Müslüman ve Türk’tür..” diyerek hiddetlenip, üstelik bir de “hakaret” davası açmasından ötürü, yine Anadolu’nun kendisini “hayret”le ve acılar içinde izlediğini fark edebilir mi?...
Evet, hem özür dileyenlerimiz, hem de dilemeyenlerimiz, 1. Dünya Savaşı’nın acımasız koşullarında olanlara, toplumsal tarihin gerçekleriyle bakamadıkları için, “Anadolulu” olmaktan uzak hezeyanlar içindeler.
Ve Anadolu, kim bilir hangi çaresiz duygular içinde, her iki kesime de şunları soramıyor olmanın ıstırabını çekiyor:
Atatürk’ün, 1071’i bilmesine rağmen “Biz 5 bin yıldır bu topraklardayız...” sözündeki “biz” bilincine ne zaman ulaşacaksınız?
Camiyi, kiliseyi, havrayı yan yana ve “iç içe” inşa ederek, dünyada ve tarihte eşi olmayan birliktelikleri “kültürel alaşım”a dönüştüren geçmişinize ne zaman sahip çıkacaksınız?
Sözün kısası Türkiye 2008 yılını, sözde “Ermeni dostu” olanlarla, sözde “Türk”lükle övünenlerin, binyılların ortak yaşanmışlıklarını uygarlıklara dönüştüren bu dünya güzeli topraklara ne denli yabancılaştıklarını kanıtlayan pespaye bir tartışmayla geride bırakıyor.
Yazık...
'Dedem'lerin tanıklığında...
Bu sığ ve her yönüyle “düzmece” tartışma ne zaman alevlense, ister istemez hep dedemler, babamlar.. aklıma geliyor.
İlhan Selçuk, 90 yıl önce Türklerin sadece Batı Anadolu’da değil ‘Kafkasya’da da savaştıklarını anımsatarak sormuştu; “Çanakkale Savaşı’nı herkes biliyor... Peki, 1915’te Anadolu’nun doğusunda yaşanan savaştan Türkiye’de ve dünyada kimin haberi var?..” (27 Nisan 2005)
“Bizimkiler”in haberi vardı.
Örneğin, aynı yıllarda, şimdi Ermenistan’da bulunan Gümrü kentindeki “Taşnak” saldırılarından kaçarak Kars’a doğru öküz arabasıyla göç ederken, karnından yediği kurşunla bağırsakları yere dökülen 1865 doğumlu Esat Dede’miz...
Yaralı haliyle Gümrü’ye geri dönerek, yakın arkadaşı olan bir Ermeni doktorun ameliyatıyla sağlığına kavuşan ve o sayede 65 yıl daha yaşayan “Taşnak düşmanı; ama Ermeni dostu” Esat Kişi...
Bir “Azeri” olarak 1979’da 115 yaşında ölünceye kadar her sorulduğunda demişti ki; “Nigalay (Rus Çarı Nikola) Taşnakları üzerimize salmasaydı, Ermeniler de biz de Gümrü’de gül kimi (gibi) yaşayabilerdik...”
Aynı göçte henüz bebekken “soğuktan donduğu” sanılarak bir köy ahırına bırakılan, orada ineklerin nefesiyle ısınıp canlanan, kafilede arkadan gelenlerin ağlamasını duymalarıyla kurtarılarak yaşama dönen ve Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nun 27 Mayıs devrimini gerçekleştiren kadrosunda “kurmay albay” olarak yer alıp 2003’te askeri törenle uğurladığımız 1914 doğumlu babam da ne derdi bilir misiniz?
“Taşnaklar ne kadar acımasızsa, Ermeniler de o kadar insandılar...”
Nitekim cenazesine gelen Ermeni dostlarıyla şunu konuşmuştuk: “Ahırda Taşnakların eline geçseydi, bu eşsiz tarihsel tanıklık da yaşanmayacaktı...”
Fransız kurşunları
Peki, neydi dedemin ve babamın bu anılarındaki siyasal gerçek?
Emperyalistler, Kafkas petrollerini ele geçirmek için, kendilerine bağımlı ve Akdeniz’e kadar (Hatay) uzanan bir “Büyük Ermenistan Devleti” yaratmak amacıyla, Çarlık eliyle Taşnakları silahlandırdılar.
Osmanlı’nın, aynı savaş koşullarında yine Taşnaklar yüzünden Ermenilere uyguladığı “tehcir” ile işte bu emperyalist hedefin saldırganlığı birleşince, bizimkilerin de yaşadıkları “dram yılları” başladı.
Taşnak milisinin Fransız kurşunuyla yaralanan dedemi “hemşeri”si ve hatta “kanka”sı olan Ermeni doktor kurtardı. Aynı Fransız silahlarından kar altında kaçarken dondu sanılan babam da yine Taşnakların “etnik” kimliğini bilmesine rağmen, ölünceye kadar Ermeni dostlarıyla beraber oldu.
Şimdi sormak istiyorum: “Ey özürcüler ve sözde özür karşıtları... Atalarımızın insanlık anılarına ne zaman saygı göstereceksiniz?.. Emperyalizmin maşası Taşnak siyaseti ile Ermenilerimizi ne zaman birbirinden ayırma olgunluğunu göstereceksiniz?”
Özürcülerle birlikte yeniden gündeme gelen şu densiz “saflaşma”, geçmişin destansı dostluklarına, arkadaşlıklarına, hemşeriliklerine ve tümüne kucak açan ortak “Anadolu kimliği”mize, kültürel akrabalıklarımıza, komşuluklarımıza ve yakınlıklarımıza saygısızlığın “daniskası”dır.
‘Ermeni aday'larımız da
olsun
Aynı saygısızlığı yine bir seçim öncesinde yaşıyoruz. Aklıma, genel seçimlerdeki sorumuz geliyor. “Neden Ermeni adaylarımız da yok?”
Cumhuriyet’te “Ermeni Milletvekillerimiz de Olmalı” diye yazarken demiştim ki: “ABD meclisindeki ‘sözde soykırım’ gündemine lobi yapan parlamenterlerimiz arasında Ermeni milletvekillerimiz de bulunabilseydi, çok daha etkili olunurdu...” (15 Mart 2007)
Nitekim sadece “Meclis-i Mebusan”da değil, “TBMM”de de Ermeni yurttaşlarımız yok muydu? Osmanlı’da 22 bakan, 33 milletvekili, 7 büyükelçi, 11 konsolos, 29 paşa Ermeniydi... Anadolu’daki tarihsel birlikteliğin siyasete yansıması Cumhuriyet’le de sürdü. TBMM’de 60’lara kadar 12 Ermeni milletvekilimiz vardı; 27 Mayıs 1960 devrimiyle kurulan Cumhuriyet Senatosu’nda da 1 üye Ermeniydi.
Bunlar arasında Afyonkarahisar milletvekili Berç Keresteciyan Türker’in soyadını Atatürk’ün verdiğini nasıl unutabiliriz?..
Şimdi de diyorum ki Anadolu’nun bu uygarlık mirasına bari şu yerel seçimlerde artık sahip çıkalım. Partilerimiz, belediye başkanlıklarında belki zorlanabilirler ama hiç değilse belediye meclisleri ve il genel meclisleri listelerinde, “o kentin hemşerisi” ve “o ilin sevdalısı” Ermeni yurttaşlarımıza da yer veremezler mi?
İşte “Anadolu’dan özür dileme”nin de eşsiz bir fırsatı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- Soğuk havada TIR kuyruğu 30 kilometreyi geçti
- 'Su sorununu çözmek, DSİ'nin görevi değil'
- Öğrencisinin Suriye'de Bakan olduğunu öğrendi
- Evini kiraya verecekler için geri sayım
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- 'Ev hapsi' kararının ardından ilk kez konuştu
- İstanbul Barosu hakkında soruşturma!