Sosyal Güvenlik Kurumu milyonlarca kişinin sağlık sigortası borcu için icra takibine başladı

12 Eylül 2024 Perşembe

GSS prim borçlarının tahsiline ilişkin zamanlama ne kadar doğru ve neden şimdi?

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 14/7/2024 tarihinde tüm birimlerine gönderdiği bir genel talimat ile Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında prim ödeme yükümlüsü kendisi olan 5510 sayılı Kanunun 60. Maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi (60/1/g  ile ek 13. Maddesi kapsamındaki sigortalılardan;  1/1/2014(dahil)-31/12/2023 (dahil) tarihleri arası dönemlere ait son ödeme tarihi geçmiş prim borcu olanların, prim borçlarının zamanaşımına uğramasına ve takibinin imkansız hale gelmesine mahal verilmeden takip ve tahsili için icra servislerine  intikalinin sağlanarak, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsili için talimat vermiştir.  Talimat ekinde  Türkiye’de genel sağlık sigortası borcu bildirilen sigortalı sayısı yaklaşık 9 milyon kişi olup, bu işlemlerin yapılması için birimlere tarih olarak Eylül ayı sonuna kadar süre verilmiştir.

SGK’nın ünitelerine verdiği talimata esas olmak üzere de GSS prim borcu olan vatandaşlara önce; “Değerli sigortalımız, genel sağlık sigortası kapsamında prim borcunuz bulunmaktadır. Borcunuzu e-devlet üzerinden sorgulayabilir ve yine e-devlet üzerinden veya anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödeyebilirsiniz. Aksi takdirde yasal takip başlatılacaktır. Borcunuzu ödemis olmanız halinde bu mesajı dikkate almayınız.” Şeklinde mesaj, ardında da işlemlerin yapılmasına göre ödeme emri gönderilmektedir.

Milletin ekonomik kriz nedeniyle inim inim inlediği, işsizin,  asgari ücretlinin ve emeklinin ağır geçim koşulları nedeniyle açlık sınırının altındaki gelirleriyle yaşamaya mahkum edildiği, genç işsiz sayısının milyonları bulduğu, toplumsal bunalımın had safhaya ulaştığı bir dönemde bu neyin acelesi bu neyin tahsilatı acaba? Ekonomik krizin faturası yine bu kesime mi çıkartılıyor? SGK büyük kurum ve işverenlerden tahsil etmesi gereken yüksek tutardaki prim alacakları yerine, işveren borçlarına göre daha cüzi tutarlarda olan gariban vatandaşın GSS prim borçlarının peşine düşüyor. Varsa anlayan beri gelsin.

PEKİ BU TALİMATA KONU GSS BORÇLULARI KİMLER?

2008/Ekim ayı itibariyle yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile ülkemizde ilk defe genel sağlık sigortası sistemi kurulmuş ve 1/1/2012 tarihinden itibaren de zorunlu hale getirilmiştir. Diğer bir ifadeyle, primi kendileri, işverenleri veya devlet tarafından ödenmek kaydıyla herkes zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır.

SGK talimatına konu genel sağlık sigortalıları;

1-5510/60/1/g bendi kapsamındaki kişiler- çok genel olarak ifade edilecek olursa, Türkiye’de genel  sağlık sigortası kapsamında olan;  tüm sigortalılar, emekliler ve devlet tarafından primi ödenenler dışında kalanlar (gelir testine tabi tutulmak suretiyle genel sağlık sigortası primi kendileri tarafından ödenenler)

2-5510/ek 13. Madde kapsamında olanlar- Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşlarının Türkiye’de ikamet etmeyen;

-Çalışma izninin istisnai olarak verilebileceği yabancılardan; İçişleri ve Dışişleri Bakanlığınca Türk soylu olduğu bildirilenlerin ana, baba, eş ve çocukları ile

-Çalışma izmin muafiyeti kapsamında olan yabancılardan, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığınca Türk soylu olduğu bildirilenler ile bunların ana, baba, eş ve çocuklarıdır. 

Ülkemizde zorunlu olan genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmanın, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, SGK  için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamanın bir yükümlülük olduğu göz önüne alındığında, SGK tarafından GSS prim borçlarının tahsilinin yapılmak istenmesi normal görünebilir. Ama işin aslı başka!

YAKLAŞIK 9 MİLYON KİŞİ İÇİN ÇIKARTILAN GSS PRİM BORÇLARI GERÇEK BORÇLARI YANSITIYOR MU?

SGK tarafından yaklaşık 9 milyon kişi için çıkartılan bu borç tutarının yüzde 50’sine yakının hatalı olduğu tahmin ediliyor. Çünkü SGK kayıtlarındaki GSS prim borçlarının çoğunun eksik ve hatalı olduğu biliniyor. 

SGK’nın genel sağlık sigortalısı ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin kayıtlı olduğu; GSS Tescil ve Sağlık Provizyon Aktivasyon Sistemi (SPAS)  programları bulunmakta. Bu programlardaki kayıtların güncel ve doğru şekilde tutulması için yine SGK’nın kendi sistemindeki;  tescil, ödemeler, prim tahakkuk, muhasebe, kapsam dışı  ve icra takip sistemine ilişkin ilgili diğer programlarla entegrasyonunun sağlanmış olması gerekmektedir. Programların birbirine entegre edilmemesi, GSS kapsamındaki sigortalıların bilgilerindeki değişikliklerin anında ve doğru bir şekilde GSS tescil ve aktivasyon kayıtlarına aktarılmasına engel olmakta ve hatalı prim borçları oluşturulmaktadır. 

Örnek verilecek olursa;

-GSS sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu lise ve yüksek öğrenimde öğretim gören çocuklarının okul bilgilerinin bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığı  (MEB) veya Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kayıtlarının da güncel olması gerekmekte. MEB ve YÖK kayıtlarının güncel olmaması, doğru bilginin SGK’ya aktarılmamasına ve dolayısıyla 18-25 yaş arası öğrenci çocuklara GSS prim borcu çıkartılmasına neden olmaktadır.  

-Ana veya babasından hak sahibi kız çocuğu olarak ölüm gelir/aylığı alanların (bunlar GSS kapsamında) SGK ödemeler sisteminden sadece gelir/aylık başlangıç tarihlerinin alınıp, durum değişikliklerinin yani  gelir/aylık alınan dönemlerin alınmaması nedeniyle,  hak sahibi kız çocuklarına GSS prim borcu çıkarılmaktadır.

-Yine çalışmayan  ve okumayan  ancak, GSS sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kız çocuğuna GSS tescil kayıtları güncel olmadığından prim borcu oluşturulmaktadır.

-Çalışmayan, gelir ve aylık almayan ana ve baba için GSS prim borcu oluşturulmakta. Halbuki bu ana ve babaların çocuklarından en azından biri sigortalı ve ana/babanın bu çocuk üzerinde GSS’den yararlanma hakkı bulunmakta. Ancak, bu kişiler önceden tespit edilip hakları konusunda bilgilendirme yapılmadığından doğrudan GSS prim borcu çıkartılarak icraya intikal ettirilmekte. 

- Kişi devlet memuru veya emeklisi.  Ancak, SGK’nın 4/c tescil  veya ödemeler kaydı özellikle eski memurlar yönünden güncel olmadığından ve  4/c tescil kaydı düzeltilmediğinden, her seferinde bu kayıtlar  için GSS prim borcu çıkartılmaktadır.

- 506 sayılı Kanunun geçici 20. Maddesi kapsamında sigortalı veya emekli olan kişilerin GSS kapsamında bulunmamakta. Bunların sağlık yardımları tabi oldukları  sandıklar tarafından karşılanmakta. Bu kişiler SGK’da “kapsam dışı programa” kayıt edildiklerinde hiçbir sorun yaşanmamakta. Ancak bu kayıtlarda güncel olmadığından, sandık çalışan ve emeklileri için de SGK’da GSS prim borcu oluşturulmaktadır. 

-SSK kapsamında emekli olanların,  emeklilik öncesi boşta geçen ve kendilerinin prim ödemeleri gereken  süreleri için GSS prim borcu oluşturulmakta ve emekli olduktan sonra bu borçlar için icra takibi açılmaktadır. Halbuki Bağ-kur sigortalılarında olduğu gibi, emekli olmadan önce bunların da GSS prim borçlarının tahsili konusunda yasal düzenleme yapılarak emeklilik sonrası bu borçlar için icra takibi yapılmamalı veya bu borçların emekli maaşlarından kesilmesine imkan verilmelidir. 

-Uzun yıllar yurtdışında yaşadığı halde, Nüfus kaydındaki adres bilgisi “Türkiye” olarak göründüğü için  tarafına GSS prim borcu çıkartılan kişiler bulunmaktadır. 

ÖRNEKLERİ BİR BU KADAR DAHA ARTIRABİLİRİZ 

Aslında oluşan mağduriyetler ihmaller zincirinin birer parçası. Fatura israfın artması yönüyle SGK’ya ve büyük mağduriyet yaşayan vatandaşa çıkartılıyor

Kamu kurumlarında liyakattan ve iş disiplininden uzaklaştıkça düzen bozuluyor. Kurumlar tarafından zamanında ve usulüne uygun yapılmayan işlerden hem maddi hem de manevi olarak vatandaş zarara uğratılıyor. Ama bu durumu hiç kimse önemsemiyor. 

GSS prim borçlarında da mantık aynen şöyle; Borcun doğruluğunu teyit etmeden hatalı ve eksik kayıtlara göre borcu çıkar, icraya gönder vatandaş kendisi uğraşsın dursun. Bu arada SGK’da zamanında yapmadığı işler için bazen borç tutarını aşan tebligat ve icra masraflarını ödesin!

2014-2024 yıllarını kapsayan 10 yıllık süre için bir kişiye çıkartılan GSS prim borcu;  18.241 TL ana para ve 17.158 TL gecikme cezası ve gecikme zammı olmak üzere toplam 35.399 TL.Her bir tebligat ücreti  ise 175 TL. İlk tebligat alınmaması durumunda ikinci tebligat gönderilmek zorunda. 

Vatandaş ne yapıyor. Gelen borcu ödeme gücü varsa korku belası ödemek zorunda kalıyor veya hacizlerle uğraşıyor. 

Evet GSS kayıtlarının doğru ve güncel tutulmasından SGK sorumlu. Sigortalı ve emekli kayıtlarının güncel olması ve bunların GSS tescil ve aktivasyon programlarıyla tam uyumlu çalışması çok önemli. Programlar dışında, manuel yapılması gereken işlemlerinde  zamanında ve mağduriyet yaratılmadan sonuçlandırılması da bir o kadar önemli.  SGK tabi ki bu işte tek başına değil. GSS’de kullanılan bir çok bilgi  farklı kamu kurumlarından SGK’ya aktarılıyor Ama dedik ya hangi kamu kurumuna elimizi atsak, elimizde kalıyor... 

Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye’de herkesin sağlık sigortası yönünden kapsama alındığını ve sağlık hizmetlerinden yararlanacağını bir çok kez ifade etmesine rağmen,  prim borcu bulunması nedeniyle provizyon alamayan bir çok insanın hastane kapılarından geri çevrildiğinden haberi yok maalesef.

GELİR TESPİT KURULLARINDAKİ YANLIŞLIKLAR

GSS statüsü tespitinde 2011 yılında yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanmaktadır.  Yapılan gelir tespiti sonrasında aile içinde kişi başına düşen gelir tutarı asgarî ücretin;

-Üçte birinin altında olduğu tespit edilenler için, aile içinde genel sağlık sigortalısı veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişi durumunda olmayan birey sayısı kadar 5510 sayılı Kanunun 60/1/c-(a) alt bendi kapsamında (eski yeşil kartlılar) GSS tescili yapılmakta ve bunların GSS primi Devlet tarafından karşılanmaktadır.  

-Üçte birine eşit veya üçte biri üzerinde olduğu tespit edilenlerin 5510 sayılı Kanunun 60/1/(g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili yapılmakta ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler, tescili yapılan kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınmış sayılmaktadır.

Hanedeki kişi başına gelir tespiti  yapılırken;

Örnek 1: Hanede 26, 27  ve 29 yaşlarında 3 tane erkek çocuk, bir çalışmayan anne ve 23 bin lira  aylık alan bir baba var. Baba kendisi GSS’li ve eşine de bakmakla yükümlü. Yönetmeliğe göre, 25 yaşın üstündeki her bir çocuk için  bu ev 3 kişi olarak kabul ediliyor. Yani anne, baba ve 25 yaş üstü çocuk. Her bir çocuk için 3 ayrı gelir testi yapılıyor. Babanın geliri olan 23 bin lira 3’e bölünüyor ve hanede kişi başı gelir 23.000/3=7.666,67 TL bulunuyor ve bu tutar brüt asgari ücretin üçte birinden (20.002,50/3=6.667,50) fazla olduğundan her bir çocuk için ayrı ayrı borç çıkartılıyor. . Halbuki,  aileyi 5 kişi olarak kabul etse, eve giren 23 bin  lira gelir 5’e böldüğünde, (23.000/5=4.600) kişi başına düşen gelir asgari ücretin üçte birinden az olacağından 3 genç, yeşil kart kapsamında GSS’li olabilecekti. 

Örnek 2: Aile 3 kişi ancak, hiçbir geliri bulunmamakta. Sosyal yardım alarak  veya komşularının yardımıyla geçinmekteler. Gelir testi yapılırken her türlü kazançlarla birlikte harcamalarda göz önüne alınmakta. Aile 10 bin lira kira veriyorsa ve günlük 3 kişinin yemek masrafı diyelim 300 lira, aylık 9 bin lira olarak masraf çıkartılmakta, ayrıca elektrik, su ve doğalgaz ile diğer giderler hesaplanmakta. Aileye gideri var ama geliri yok diye yeşil kart verilmemektedir.

SGK internet sitesinde yer alan 2024/Haziran dönemi  istatistiki bilgilere göre;

Primleri devlet tarafından ödenen (yeşil kart) genel sağlık sigortalılarının sayısı 6.183.927, 

-Primlerini kendi ödeyen 60/1-(g) kapsamındaki sigortalıların sayısı 2.003.704 kişidir. 

İŞ YÜKÜ HER GEÇEN GÜN DAHA DA ARTAN SGK ÇALIŞANLARININ İÇLER ACISI DURUMU!

Yaklaşık 9 milyon GSS’li için çıkartılan prim borç tutarlarının teyidi, ödeme emirlerinin manuel olarak hazırlanması, tebligat işlemleri (bir veya iki defa) sonrasında kurum icra personelinin yapacağı işler göz önüne alındığında yine SGK personelinin büyük bir cendere içine sokulduğu anlaşılıyor. Üstelik bir de zaman sınırlaması konuluyor. Bu kadar kaydın işlemleri Eylül ayı sonuna kadar yapılacak el insaf! 

O zaman biz yine bazı şeyleri unutmak isteyenlere hatırlatalım.

SGK personeli; şimdi GSS prim borçları, geçmişte 3600 ek gösterge, EYT ve yapılandırma kanunları nedeniyle ağır iş yükü altında ezilen,  bu çalışmalarda  alay edercesine belirlenen fazla mesai ücretleri ile motivasyonu düşürülmüş, özlük hakları 666 KHK ile elinden alınmış bir personel.

Ortalama günlük ve aylık iş yükü ile tüm kamu kurumları arasında en fazla iş yüküne sahip olan SGK’nın, hergün katlanarak artan bu bu ağır iş yükünü, sigortalı ve emekli mağduriyetine meydan vermemek adına, normal mesai ve mesai saatleri dışında özverili ve fedakarca çalışmalarla yapan, SGK çalışanları, 666 KHK ile elinden alınan haklarını geri istiyor. Hak kayıplarının önlenmesi için; özel hizmet tazminat oranlarının 100 puan artırımlı ödenmesine yönelik sosyal güvenlik hizmetleri tazminatını, ek ödeme oranlarının yüzde 50 oranında artırılmasını ve ikramiye verilmesini, merkez ve taşra teşkilatı için sosyal sigorta uzmanlığı ve yardımcılığı kadrolarının ihdas edilmesini ve fazla mesai ücretlerinin yenilenmesini istiyor. Kurum vizyonuna yön veren SGK ÇALIŞANLARININ yıllardır dile getirdikleri haklı taleplerine kulak verilmeli ve bu talepler hemen karşılanmalıdır.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları