Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yüzyılların dili...

01 Kasım 2022 Salı

Dünya tarihini ana hatlarıyla sütuna yatırdığımızda 15. yüzyıl “Osmanlı yüzyılı” olarak işaretlenebilir. 

Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı tarihini altı dilime ayırıyor:

Kuruluş, yükseliş, dünya devleti oluş, duraklayış, gerileyiş, çöküş...

Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u imparatorluk topraklarına katması sadece bölgenin değil dünyanın tarihini değiştirdi. Bir çağ açtı, bir çağ kapattı. Fatih’in İstanbul’u fetih süreci tarihimizin anlatım zenginliği en yüksek dönemlerinden biridir.

1402 Ankara Savaşı’ndan sonraki yıkımın ardından yenilenen imparatorluk 15. yüzyılın sonunda Piri Reis’i yetiştirecek toplam güce ulaştı. 

Osmanlı’nın bilimsel gelişmelere sırtını dönmesi, 1760’larda başlayan Sanayi Devrimi’ni ıskalaması, sancılarını bugün bile yaşadığımız uçurumlar yarattı.

***

16. yüzyıl Portekiz yüzyılı olarak öne çıktı. Vasco da Gama’nın Afrika’nın güneyini yol eylemesinden sonra yükselen keşifler çağı, Osmanlı’nın bölgesindeki ve çevresindeki gücünü zayıflattı. Latin Amerika, Afrika ve Asya’da sömürgeler elde eden Portekiz, dilini de yaydı. Bugün Brezilya’nın resmi dili Portekizcedir.

17. yüzyılda Hollanda öne çıktı. Güney Afrika Cumhuriyeti ve Hindistan’daki ezici gücü Hollanda’yı bu yüzyılın başat gücü haline getirdi. Hollanda’nın o dönemdeki gücüne dayanan şirketler küresel varlığını sürdürmektedir. 

18. yüzyılda İspanya yükseldi. Bunun altyapısını, denizlerdeki üstünlük, matbaanın getirdiği bilimsel derinlik, sömürgecilik yarışında önde olma hırsı sağladı.

Filipinler’in adı İspanya Kralı İkinci Filip’ten geliyor. O dönem yükselen İspanyolca bugün 20’den fazla ülkenin dili.

19. yüzyıl İngiltere’nin. Dünyanın bütün kıtalarına yayıldı, “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” unvanını aldı. Yuvarlak dünya dönmeyi sürdürürken İngiltere’nin sahip olduğu topraklarda günün 24 saati mutlaka aydınlık bir yer vardı. 16. yüzyılın sonundan itibaren Portekiz, Hollanda ve İspanya rekabet ede ede yükseldi, 19. yüzyılda 34 milyon kilometrekarelik bir yüzölçümüne ulaştı. Bu, dünyadaki kara parçalarının dörtte birine yakındı.

İngilizler bu büyüklüğe dili de eklediler. İngilizler son 500 yıl içindeki en büyük “servetlerinin” ne olduğu sorusuna şu yanıtı veriyorlar:

Shakespeare...

20. yüzyıl ABD’nin belirleyici güç olduğu bir dönem oldu. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nı toprakları dışında karşılayıp en büyük kazançları elde eden ABD, çağın gelişiminde etkili güç oldu. Arabanın, uçağın, bilgisayarın gelişiminde motor güç olduğu gibi çağımıza “iletişim çağı” adı verilmesinde başat rolü oynadı.

ABD 1990’ların sonunda 2000’li yıllara ilişkin öngörüsünü şöyle şekillendirdi:

Yeni Amerikan yüzyılı!

***

Bugüne gelirsek...

Önce CHP, Cumhuriyetin 100. yılına giderken “İkinci yüzyıl” tanımını ortaya attı. Son olarak Saray “Türkiye yüzyılı” kavramını beton ağırlıklı projelere bulayıp yeni bir heyecan yaratmaya çalıştı.

Yukarında özetlediğimiz yüzyılların her biri ciltler dolusu anlatımı içerir. Bu ülkeler “yüzyıl” yakıştırmasını dönemsel bir siyasi çıkış olarak değil, on yılların birikiminden doğan bir güç olarak taşımıştır. Buna kanlı sömürgecilikten bilimi en etkili şekilde kullanmaya kadar her şey dahildir.

21. yüzyılı gerçekten Türkiye yüzyılı yapabilirdik. Ancak bu trenin ilk çeyreğini kaçırdık. Bu işler “seçime doğru yüzyıl bizim diyesim geldi” diye yola çıkılacak işler değil. Bu tren 1992’de yola çıktı. Heba olan 30 yılın üçte ikilik faturası AKP iktidarının. 

AKP Türkiye’yi uygarlık treninden indirdi, nereye bindireceğine karar vermeye çalışıyor.

Yarın devam edeceğiz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları