Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

YSK, kendi kararını çökertirken...

05 Haziran 2019 Çarşamba

Geçen hafta kendime şunu söylemiştim,
“Arkadaş, İstanbul için YSK kararını didiklemeyi bırak. 23 Haziran’a odaklan.”
Pazar günü YSK’nin aldığı, “Devlet memuru olmayan sandık kurulu başkanları için suç duyurusuna gerek yok. 31 Mart’taki kurullar aynı şekilde görev yapabilir” kararı, yeniden konuya dönmeyi kaçınılmaz hale getirdi.
Yüksek Seçim Kurulu 6 Mayıs’ta İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verince, merakla gerekçeyi beklemeye başladık. Merakla bekledik; çünkü nasıl bir gerekçe yazacaklarını görmek istiyorduk. Gerçi kararı alan, gerekçesini hazırlar ama, bu öyle bir şey değildi. AKP’nin 44 sayfalık dilekçesini satır satır okumuş, hiçbir delil görememiştik. Ortada bir tek, “Hiçbir şey olmadıysa bile çok şey oldu, çaldılar” cümlesi vardı. YSK, AKP’nin iddialarını karar haline getirirken, buna nasıl bir gerekçe uyduracaktı?
Nihayet 23 Mayıs’ta gerekçe açıklandı. 250 sayfanın dökümü şu:
103 sayfa AKP dilekçesi ve YSK tespitleri, 85 sayfa ilçe seçim kurullarından gelen yanıtlar, 12 sayfa AKP’ye evet diyen 7 üyenin karar metni, 38 sayfa 4 üyenin muhalefet şerhi.

***

Bu metni de ister istemez satır satır irdelemek gerekti. Ancak zor olmadı. Zira, AKP dilekçesi de gerekçenin içindeydi! İlçe seçim kurullarından gelen cevapların olduğu bölüm tüm iddiaları toplayıp sıfırla çarpmak gibiydi. Neredeyse tüm kurul başkanları, memur olmayan sandık başkanı olayına hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek şekilde açıklık getirmişlerdi. Bu konudaki eksiklikleri tamamlamak için bankalardan üniversitelere kadar pek çok yere yazı yazıp görevli istemişlerdi.
Örneğin Fatih 2. İlçe Seçim Kurulu’nun gerekçenin 55 ve 56. sayfasındaki yanıtından öğreniyoruz ki; burada 1682 devlet memuru gerekmiş, 204 memur başvurmuş. Bunun üzerine 10’dan fazla kuruma yazı yazıp eksik tamamlamaya çalışmışlar. Yine dolmamış, çareyi önceki seçimlerde de görev yapan deneyimli kişileri başkan yapmakta bulmuşlar.
Sonuç olarak YSK’nin 7 üyesi dedi ki:
“Ortada seçmenden, siyasi partilerden, sandık kurullarından kaynaklanan bir hata yok. Sandık kurulu başkanlarının devlet memuru olmamasından kaynaklanan bir olumsuzluk da yok. Ancak biz bu seçimi iptal etmek zorundayız.”
2 Haziran’da verilen karar yukarıdaki durumun en açık şeklidir.
Haftalardır söylüyoruz:
Eğer sandık kurulu başkanlarının devlet memuru olmamasından kaynaklanan, seçmen iradesini sakatlayan bir durum varsa, açıklayın.
Tık yok!
23 Mayıs’ta gerekçe açıklandıktan hemen sonra iki çağrı yapmıştık:
- Sandıklarda 45 bin 23 AKP görevlisi vardı, biri çıkıp, “Şu oldu” desin.
- Devlet memuru olmayan 754 sandık kurulu başkanından biri çıkıp, “Ben görevimi yaptım. Bakın sandığımda hiçbir sorun yok. Altında tüm parti temsilcilerinin de imzası var” desin.
Sadece Şişli İlçe Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Vedat Güneş ve Şişli İlçe Seçim Müdürü Hatice Çelebi YSK’ye yazı yazarak tepkisini dile getirdi. Keşke sayı artsa...
Bu konuda töhmet altında bırakılanlardan 20’si, “Buna hakkınız yok, suçumuz varsa söyleyin” dese, AKP bu kadar densizlik yapamaz...

***

YSK’nin işlemleri aklıma, bir kaymakamdan dinlediğim yaşanmış bir olayı getirdi.
Yeni kaymakam köyleri ziyaret etmeye karar vermiş. En büyükten başlamış. Köy muhtarı, heyeti toplamış. Ne yapmalı, kaymakamı nasıl karşılaşmalı? Bir dizi tartışmadan sonra karar defterine şu yazılmış:
- Kaymakamın gelişi şerefine ziyafet verilmesine...
- 5 koyun kesilmesine, iki kazan pilav, iki kazan hoşaf yapılmasına...
- 4 kasa lokum dağıtılmasına...
- Köy kasasında para olmadığı için ziyafetin iptal edilmesine...
Bu köy muhtarlığının karar defteri YSK’nin kararından daha ciddi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları