Yeniden Yargılama, Ama Nasıl?

25 Haziran 2014 Çarşamba

Şike davası da çöktü ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi. Her şeye karşın hukuk zemininde hakkını arayan Fenerbahçe, önemli bir deplasman maçını kazanmış oldu.
Özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) hâkim ve savcıları en çok Şike davasında zorlandıklarını söylemişler, “İlk günlerdeki tepkilerin ardından toplumun davaları unutacağını düşünmüştük, öyle olmadı” demişlerdi.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) özgürlüklerin önünü açmasıyla birlikte yıllardır süren hukuk kılıflı zulmün de sona erme olasılığı gündeme geldi. “Olasılık” diyoruz, çünkü henüz tamamlanmış bir süreç yok. Aksine bir bakıma her şey yeniden başlıyor.
Nasıl bir başlangıç?
Soruyu daha net sormak gerekirse; yeniden yargılama nasıl olacak, hangi hukukla yapılacak, bu mahkemelerde görev alacak hâkim ve savcılar nasıl atanacak?
Bu sorular henüz çengellidir. Nasıl yanıt bulacağı da belli değildir. Zira, AKP hem yerel mahkemeleri hem de Yargıtay’ı yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı’nın önünde duran yasanın imzalanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte yeni bir Yargıtay yapısı oluşturulacak. Ankara kulislerinde AKP’nin Yargıtay’ı “paralel” yapıdan temizlemek için son hesapları yaptığı, ancak her yere “tam ve katıksız AKP’li” bulmakta zorlandığı konuşuluyor.

***

ÖYM’lerdeki yargılamalar sırasında akıl almaz hukuk hatalarını gerek avukatlar, gerekse sanıklar bıkıp usanmadan anlatmış ama sesini duyuramamıştı; bağır bağır, herkes sağır...
Bunlar öyle uygulamalardı ki, “hata” sözcüğü çok hafif kalır.
Her şey bir yana, gizli tanık uygulaması bile yargı vahşetini anlatmaya yeter. Çoğu cezaevinde bulunan ve hapisten çıkmak için tek umudu gizli tanıklık yaparak ÖYM’lerin gözüne girmek olan onlarca kişi, tutuklu yargılanan sanıklar için tam bir işkence aletiydi. ÖYM’ler canlı bombaya inat canlı işkence aleti kullanıyordu. Silivri yargılamalarının sadece gizli tanıklar bölümü bile tüyler ürperticiydi. Bir örnek verelim; onlarca adi suçtan ceza almış bir gizli tanık, Ergenekon sanıklarının bulunduğu salonu kapalı kapılar ardından kamera ile izleyip tanıdıkları hakkında ifade kusarken birden sesini yükseltti, “Şu sanığı daha önce bir mafya reisinin bürosunda gördüm” dedi.
Bu tür ifadeler arayan mahkeme heyeti hemen üstüne atladı, “Ne zaman gördün, niçin gelmişti” türünden sorular sordu.
Gizli tanık, “iki yıl önceydi” deyince tutuklu sanık ayağa kalkıp seslendi:
“Sayın heyet beni 4 yıldır tutuklu yargıladığınız için teşekkür ederim... Yoksa bu iftira ile de uğraşmak zorunda kalacaktım!”
Mevcut yasaya göre gizli tanığın bir cümlesi yanlış olursa, tanıklığı iptal ediliyor. Mahkeme heyeti hiçbir şey olmamış gibi gizli tanığa, “Buyrun ifadenize devam edin” dedi...

***

Türkiye’de rekor ama sanırım dünyada da rekordur; Ergenekon hâkimleri hakkında şikâyet ve reddi hâkim talebinin sayısı bini geçti. Yargılamalar boyunca ne reddi hâkim talepleri kabul edildi ne de Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) şikâyetlerden birinin gereğini yaptı.
İşte böyle bir yargı zemininde yeniden yargılama, kokmuş aşın tabağını değiştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. O nedenle yeniden yargılamadan önce yeniden hukuk istemek gerekiyor.
Bu istem sadece şu anda sanık durumunda bulunanlar için değildir. 76 milyon içindir. Çünkü bugün Türkiye’de kimsenin hukuk güvenliği yoktur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yargıtay’da kanun kim? 16 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları