Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tarihin Soluna Geliyoruz!

18 Ağustos 2011 Perşembe
\n

Ağustosun ikinci haftasında aynı gün gazetelerin ayrı sayfalarında şu haberler yer alıyordu:

\n\n\n

- Afrikada açlık en çok çocukları vuruyor. \t3 ayda 30 bin çocuk açlıktan öldü. Milyonlarca insan kuraklık sonucu baş gösteren açlık nedeniyle yollara düştü.

\n

- Libyadan kaçıp İtalyaya sığınmak için tekneyle Akdenizi aşmaya çalışan 300 kişiden 100ü açlık ve susuzluk nedeniyle öldü.

\n

- Yunanistan, mülteci sızmalarını önlemek için Türkiye sınırına kanal kazma projesini uygulamaya koydu.

\n

- Küresel kriz bütün dünyayı etkiliyor. ABD Fransayı tetikledi, Fransanın durumu tüm Avrupayı etkiliyor, Asya borsaları panikte.

\n

***

\n

Birbirinden çok farklı gibi görünen bu haberlerin pek çok ortak paydası var. Birincisi şu:

\n

21. yüzyılda insanların özgür dolaşımı yasak, paranın sınırsız dolaşım özgürlüğü var.

\n

2008’de yaşanan küresel krizin dönemsel değil, yukarıda paylaştığımız gerçeğin sonuçlarından biri olduğunu söyleyebiliriz.

\n

2000’li yılların başında sermayenin sınırsız özgürlüğünün yarattığı, daha da yaratacağı olumsuzluklara değinip şu sözcük oyununu sıklıkla yapmıştım:

\n

Küre-selleşme!

\n

Küre, pek çok bakımdan selleşiyordu. Doğa sabırla bekleyip yeri-zamanı geldiğinde acımasızca kendisine yapılanı ödetiyordu. Sermaye, egemenliğin kendisine verilmesinin getirdiği gücü sonuna kadar kullanıyor, neresi işine gelirse yakıp yıkıp anında oraya gidiyor. En ufak bir rahatsızlıkta aynı yöntemle terk ediyordu.

\n

Bu selleşme karşısında çaresiz kalan insanlar çözümü yollara düşmekte, paradan kurulu kulelerin bulunduğu coğrafyalara göç etmekte buluyordu.

\n

Bunun sonucunda insan kaçakçılığı ya da insan ticareti adı altında, ucunda sıklıkla ölümün olduğu selleşmeler yaşandı. Bu durum beraberinde yeni uçurumları getiriyor. Çağımıza, iletişim çağı diyoruz; New Yorkun sadece Manhattan bölgesinin iletişim ağı tüm Afrika kıtasındakinden daha fazla.

\n

Bugün Afrikada çok küçük bir harcamayla tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle binlerce çocuk yaşamını yitiriyor. Televizyonda bir baba, iskeleti görünen iki çocuğuna sarılmış, anlatıyor:

\n

5 çocuğumla yola çıktım. 3ü yolda öldü...

\n

Bu haberler bittikten sonra ekranı grafikler kaplıyor. Tümünün yönü aşağı doğru! Piyasalardaki krizin, ülkelerin karşı karşıya olduğu borç batağının kalıcı bir bunalıma dönüşmemesi için milyarlarca dolar bir çırpıda gözden çıkarılıyor. Mesele feda edilecek dolarlar değil, bunun ne ölçüde yaraya merhem olacağı.

\n

***

\n

Sermaye küreselleşmesinin dünyayı küçük bir köye çevireceği, devletin ekonomiden tümüyle çekilmesinin piyasaları kendi içinde bir dengeye sokacağı mutlak doğru olarak dayatılıyordu. O günlerde bunun sürdürülebilir bir durum olmadığını savunmuştuk. Bunun için uzman olmaya, derin araştırmalara girişmeye gerek yoktu. Her şeyin ama her şeyin devletin kontrolü altında olduğu bir ekonomi ne kadar sağlıksızsa tersi de o ölçüde sağlıksız sonuçlar verecekti. Bu, bir uçtan öteki uca sürüklenmekten başka bir şey değildi.

\n

2008’de ABDnin yaptığı devletleştirme sermaye küreselleşmesinin geldiği durumun fotoğrafıydı.

\n

Gelinen noktada çözüm; insanın, sosyal devletin yeniden ekonominin merkezine alınmasından geçiyor. Sıcak tartışmalar halen bu noktadan uzak. Mevcut yapının seçeneği olmadığını düşünenler telaşla krizin alışacağını, hemen köşeyi dönünce her şeyin daha güzel olacağını anlatmaya, bu iklimi yerleştirmeye çalışıyorlar.

\n

Bunun da sonuç vermeyeceği kısa sürede anlaşılacak.

\n

Önce insan, önce sosyal devlet, daha adaletli daha dengeli bir zenginleşme kavramları öne çıkmaya başladığında bu düşünceler ete-kemiğe bürünecek.

\n

Tarihin sonuna değil ama...

\n

Tarihin soluna doğru yol alıyoruz...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları