Suriye’de Bir İflas Daha

17 Mart 2015 Salı

Hafta sonunda dış politikamıza ilişkin bir iflas daha gündeme düştü.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkesinin Suriye’de karşı karşıya kaldığı durumu şöyle özetledi:
Önünde sonunda Esad’la masaya oturacağız. Başka bir müzakere zemini görünmüyor.”
Kerry’nin bu açıklamasının zeminini CIA Başkanı Brennan dile getirmişti. Brennan’a göre de elde Esad’dan başka muhatap olunacak bir güç odağı yoktu.
Küresel aktörlerin bu tür açıklamaları belli bir yol alındıktan sonra kamuoyu ile paylaşılır. Bu anlamda gözlemimiz o ki ABD ölçtü biçti, Suriye’de terör örgütü IŞİD’in aldığı yol karşısında Esad’ın güçlendirilmesine karar verdi. Alt temasları tamamladı, durumu olgunlaştırdı. Diyalog aşamasına gelmeden önce de yazının girişinde paylaştığımız açıklamayı yaptı.
Önümüzdeki günlerde Esad’ın ABD ile temasta ciddi bir noktaya geldiği haberi çıkarsa şaşırmamak gerekir.

***

Ekim 2010’da Tunus’ta bir seyyar satıcının kendisini yakmasıyla Arap Baharı olarak adlandırılan süreç başlamıştı. Tunus’ta yükselen bahar kısa sürede Libya ve Mısır’ı etkilemiş, Arap Yarımadası’nın küçük devletleri art arda gerilmişti.
Mart 2011’de de Suriye’ye gelen bahar, kısa sürede ülkeyi kutuplara bölmüştü. Daha birkaç ay geçmeden Suriye sancıları bugün de devam eden iç savaş sarmalına bürünmüştü.
Batı, başlangıçta “Esad’a karşı olan herkes demokrasi âşığıdır” söylemini benimsemiş, Esad muhaliflerinin tümünü ortak bir paydada toplamaya girişmişti. Ortak payda da Esad’ın gitmesiydi. Esad gibi bir diktatör devrildikten sonra nasıl olsa daha iyisi gelirdi, kötüsü olamazdı. Ancak sosyolojinin şu kuralı, Suriye’de de işledi; diktatörlükleri kazıdığınızda toplumun derinliklerinde ne varsa o su yüzüne çıkar.
Suriye’de de Fransız mandasından sonra kurulan devlet, hep otoriter yönetimlerle anılmıştı. Esad’ın sonrasının başka Esad ya da Esad’larla devam edeceği kısa sürede anlaşıldı.
Gelinen noktanın özeti, IŞİD terörünün yükselişidir. ABD, “Yükselen IŞİD karşısında Esad’ın sesini işitmekten başka çare olmadığını” ilan etti.

***

Bize gelince...
Arap Baharı’nın tuzu biberi, her şeyi bizden deyip yola çıktık. Bütün ülkeleri karşımıza aldık.
Önceki hafta Libya’da bayrağımız yakıldı. Mısır, limanlarını Türkiye’nin Ro-Ro gemilerine yasaklamaya hazırlanıyor. Bu ülkede büyükelçimiz zaten yok. İsrail ile diplomasi suyun altında.
Suriye için de Temmuz 2013’te dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Esad’ın haftaları kaldı” demişti.
Tablo ortada.
Önümüz haziran, ister misiniz AKP gitsin Esad kalsın...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları