Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sudan: Her şey petrol ve sudan!

14 Nisan 2019 Pazar

Dünya gündeminin ana konularından biri Sudan’da halkın aylar süren gösterilerinden sonra, askerlerin 30 yıl önce darbe ile gelen Ömer el-Beşir yönetimini devirmesi... Halk, darbeciyi deviren darbe yönetiminin de gitmesini istiyor. Ön sırada kadınlar var.
Cezayir’de Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika’nın yine halkın yığınsal gösterileriyle adaylıktan uzaklaştırılmasının yankıları sürerken, Sudan’dan gelen haberler, her şeye karşın halkın gücünü ortaya koyuyor.
Diktatörlükler ne kadar güçlü görünürse görünsün hiçbiri halktan büyük değildir.

***

Sudan Türkiye’de, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama kararı verdiği el-Beşir’in Erdoğan’la kurduğu ilişki ve Türkiye’nin kiraladığı topraklarla ön plana çıktı.
Sudan’ın bütün insanlığa ders olacak nitelikte acı bir öyküsü vardır. 1956 yılında bağımsızlığını kazanmasından sonra parlamenter sistemi esas alan bir yönetim oluşturuldu.
2.5 milyon kilometrekare toprağı vardı. 35 milyon nüfusun yüzde 90’a yakını Müslümandı. 600’e yakın kabile vardı. Önde gelen kabilelerin her biri kendini şöyle tarif ediyordu:
“Peygamber soyundan geliyoruz...”
Bu da “Yönetimde biz olmalıyız” deme hakkını onlara veriyordu. 400 kadar yerel dilin konuşulduğu Sudan’ın altı da zengindi üstü de. Altında petrol vardı, üstünde de su. 6 bin 600 kilometre ile dünyanın en uzun ırmağı olan Nil, bu topraklarda doğuyor. Mavi Nil ve Beyaz Nil, Sudan’ın başkenti Hartum’da birleşiyor. O birleşme yeri filin hortumuna benzediği için buraya Hartum adı veriliyor. Hartum, Türkçedeki hortumla aynı anlamda.
1980’li yıllarda en güçlü siyasi hareket Ensar Grubu idi. Ümmet Partisi ve İslami Cephe güçlü hareketler arasındaydı. 1989’da Tuğgeneral Ömer el-Beşir darbe ile yönetimi ele geçirdi. 1996’da yukarıda sözünü ettiğimiz üç partinin adayı olarak seçime girdi, rakiplerinin de seçime girmesini yasakladı. Yüzde 76 ile başkan oldu.
2011’de yükselen iç savaş sonucu ülke ikiye bölündü. Petrol kaynakları Güney Sudan’da, petrolü pazarlama, ihraç etme olanakları ise Kuzey Sudan’da kaldı. Hem Güney ve Kuzey Sudan ayrılığa rağmen çatışmaya devam etti, hem de her iki parça kendi içinde çatıştı.
1983’te başlayan, yükselip alçalan iç savaşın toplam bilançosu korkunç oldu:
2 milyon ölü.

***

Petrol ve su zengini bereketli topraklarda açlık en büyük sorun.
Sudan, devlet kurmakla, bağımsızlık ilan etmekle her şeyin bitmediğini... Bir arada yaşama kültürü oluşturamazsanız, sahip olduğunuz zenginliklerin başınıza dert açabileceğini... Gücünü halktan almayan hiçbir iktidarın ülkeyi bir arada tutamayacağını bir kez daha kanlı bir şekilde gösterdi...
Emperyalist ülkelerin Sudan’la ilgili planları ayrı bir yazı konusu. Zaten siz bağımsızlığınızı inşa edemezseniz, sizi kullanan, size diz çöktüren çok olur.
Diktatörlük, bir kişinin milyonlarca kişiye hükmetmesi değildir, milyonların bir kişinin zulmünü kabul etmesidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları