Siyaset K-adını Arıyor!

08 Mart 2015 Pazar

Bir Dünya Kadınlar Günü’ne daha kadınlarımıza ilişkin üzücü haberlerle giriyoruz. Gazetelerin üçüncü sayfalarından birinci sayfalarına taşınan kadın cinayetlerinin her biri insanın içini burkacak acıklı öyküler içeriyor.
Yapılan araştırmalara göre, kadın cinayetlerinin yüzde 90’ı aşkın bölümü birinci derecede yakınları tarafından işleniyor. Son 10 yıldaki cinayetlerin faillerine ve nedenlerine göz atınca ülkemizde en önemli sigorta sistemi olan “aile içi dayanışmanın” aynı zamanda aile içi şiddete de dönüşebildiğini görüyoruz.
Kadın kıyımları listesinde fail hanesinde en çok şunlar yazılı: Koca, evlat, amca oğlu, nişanlı...
Liste aile - kan bağı çerçevesinde uzayıp gidiyor.
Kadında bekâret arayıp erkeğe genel ev açan yapının içine iç göçler, kültürel çatışmalar, yaşam tarzı kırılmaları, eğitim düzeyleri girince ortaya böyle bir tablo çıkıyor.
Meclis’te kadın cinayetlerini araştırmak üzere komisyon üstüne komisyon kurulsun, işin gerçeği bu.

***

Türkiye’de kadının toplumsal hayata katılımı pek çok meslek grubunda dünya standartlarına yakın. Başta öğretmenler ve eczacılar olmak üzere, kimi meslek gruplarında kadın oranı yüzde 50’ye yaklaşıyor.
Ancak AKP iktidarı döneminde pek çok alanda olduğu gibi kadın erkek eşitliğinde de 100’lü rakamların gerisine düştük.
Devletin tepesindekiler kadınla erkeğin eşit olamayacağını, doğanın dengesinden gelen özellikleriyle kadının başlıca statüsünün annelik olduğunu söylerse elbette bunun da toplumda karşılığı olur.

***

Kadının tartışıldığı alanların başında siyaset kurumu geliyor. TBMM’ye girebilen kadın sayısı Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yeni yeni ciddi oranlara ulaşıyor. Bu da güzel bir gelişme ama iktidarın kadınları siyasette bir amaç olarak değil araç olarak görmesi iyimserliği zorlaştırıyor.
Bir başka açıdan bakınca parti mekanizmalarının içinden yükselerek başarılı olan kadın için şu söyleniyor:
Helal olsun, erkek çıktı!
Önümüzdeki seçimlerde kadınların siyasette daha çok yer alması için bütün partilerde ciddi bir eğilim var. Belki de 7 Haziran sonrasında parlamentodaki kadın sayısı 3 haneli rakamları bulacak. Dileğimiz de bu.
Zira kadınlar, siyasal alanda yaptıkları mücadelenin karşılığını Meclis’te göremiyorlar.
Kaybettiğimiz aydınları anma toplantılarından Türkiye’nin temel sorunlarını çözümü için düzenlenen konferanslara kadar bütün salon buluşmalarında kadınlarımızın sayısının en az erkekler kadar olduğunu görüyoruz. Zaman zaman erkeklerden fazla oluyorlar. Bu tür anlarda salonla şu dileğimi paylaşıyorum:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, parlamenter dağılımın da bu salon gibi olduğu gün ülkemiz daha güzel yönetilecek”
Yürekten dileğimiz de budur...
Siyaset k-adını arıyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları