Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Selçuk Kardeşler...

23 Haziran 2014 Pazartesi

İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk’u cumartesi günü Hacıbektaş’ta Türkiye’nin dört bir yanından gelen dostlarla birlikte andık. Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’nun ev sahipliğindeki anma aynı zamanda bir aydınlanma buluşmasına dönüştü.
Selçuk kardeşler için Hacıbektaş’ın ayrı bir önemi vardı. İlhan Ağabey’in Ankara’ya gelişlerinde ana konulardan biri Hacıbektaş’ın Türkiye’de başlı başına bir aydınlanma ve kültür merkezi olması idi. YÖK’ten bakanlık yetkililerine kadar bu konuda katkısı olabilecek her kesimle diyalog kurardı.
Son yolculuğunun buraya olması özellikle ölümünden önceki 5-6 yılın az ama öz konuşulan konularından biriydi.
Dördüncü ölüm yıldönümünde bir kez daha gördük ki, Selçuk kardeşler seçimlerini iyi yapmış. Buraya gelenler ölümü anmaktan çok ölümü de yaşamın içine katıp aramızdan ayrılanlarla birlikte bugünü yaşıyorlar.
Turhan Selçuk’un çizgilerinden esinlenen heykel sanatçısı Hasan Fehmi Hızal’ın “3 Boyutlu Turhan Selçuk” başlıklı heykel sergisi onların hâlâ ilham vermeye devam ettiğini de gösteriyordu.

***

İlhan Selçuk’u hukuk tartışmalarının çok yoğun konuşulduğu bir dönemde andık. Güncel gelişmelerle birlikte değerlendirmek gerekirse, İlhan Selçuk hukuk kıyımının hedefi olmuştur.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınması İlhan Selçuk’a pek çok bakımdan ağır gelmişti. Bu operasyonun Türkiye’nin tüm dengelerini ve kurumlarını sarsacak sonuçlar doğuracağını daha 2009’da görmüştü. Hedef, ordu ve yargı demişti. Türkiye’nin böyle bir saldırıyı göğüsleme gücünü tartışmaya açmıştı.
Cumhuriyet gazetesini bombalayan örgütü kurduğu ve yönettiği iddiasıyla yargılanan İlhan Selçuk o günlerdeki yazılarında bir yandan bunun saçmalığını konu ediyor, bir yandan da böyle bir kurgunun sıradan bir iş olamayacağını vurguluyordu. “Ergenekon mergenekon” diyordu ama, gidişin kimsenin tahmin edemeyeceği noktalara varacağını da ısrarla söylüyordu.
Yargılama İlhan Selçuk’u kişisel olarak da olağanüstü ektilemişti. 1990’lı, 2000’li yıllar boyunca İlhan Selçuk’tan şu sözleri sık işittim:
“Soğuk Savaş bitti, Sovyetler çöktü, bizim hakkımızdaki davalar da bitti. Devletin komünizm korkusu bitince bizim yurtseverliğimizi de anladılar. Devletle barıştık, bu çok önemli...”
AKP’nin giderek devlet kurumlarıyla daha kavgalı hale gelmesini ise “İşe bak, devletle barıştık, hükümetle bozuştuk” diye yorumluyor, olası olumsuzlukları sıraladıktan sonra o sık kullandığı sözü yineliyordu:
“Korkarım yine haklı çıkacağız...”

***

İlhan Selçuk, 1990’lı yıllarda aramızdan koparılan Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı gibi bir terör saldırısıyla öldürülmedi ama, bir hukuk saldırısının kurbanı oldu.
Türkan Saylan’dan Engin Aydın’a, Kuddusi Okkır’dan Kâşif Kozinoğlu’na, Murat Özenalp’ten Uçkur Geray’a, Ali Tatar’dan Erhan Göksel’e kadar pek çok kişi özel yetkili mahkemeler eliyle sürdürülen bu ağır saldırılar karşısında yaşama veda etti.
Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla serbest kalan Engin Alan’ın da vurguladığı gibi son yıllarda yaşanan hiçbir şey olmamış sayılamaz. Bu aşamadan sonra sürdürülecek mücadelede yapılması gereken çok şey var. Bütün bunların başında gelen, bu zulmü yaratan iktidarı halkın kararıyla değiştirmektir. O kayıplarımıza karşı borcumuzu en iyi böyle ödeyebiliriz.
Bunun için yakın hedef önümüzdeki bir yıla bütün bakmak, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından genel seçimlerde toplumun büyük kesimine seslenebilen, iç barışı ve adaleti ana amaç edinmiş bir iktidar yaratmaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları