31 Mart seçimlerine 19 gün kaldı. Başkan değişikliği beklenen illerin başında Bursa geliyor. 2019’da büyükşehir belediye başkanlığı yarışını az farkla kaybeden CHP adayı Mustafa Bozbey’in bu kez daha şanslı olduğu dikkati çekiyor.

Çalışmalarını CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’la birlikte sürdüren Bozbey’le Bursa Kitap Fuarı’nda sohbet ettik. Bu kez büyükşehir belediyesinin yanı sıra Nilüfer’in yanına Osmangazi’yi de ekleyeceklerini vurguladı. Beton kelepçelerden tarihi mirasların fotoğrafını çekmenin bile mümkün olmadığı Bursa’ya en az İstanbul kadar ihanet edilmiş.

Bozbey, Cumhur İttifakı dışındaki partilerin gerek tabanlarıyla gerek tavanlarıyla diyalog yollarını kurmuş. Fiili bir kent ittifakının oluştuğu söylenebilir.

Nilüfer Belediye Başkanı adayı Şadi Özdemir il başkanlığından geliyor. Nilüfer’in genel dokusuna uygun olarak sivil toplum kuruluşlarıyla da barışık. Özdemir, “Hedefimiz oy oranını yükseltmek, kazanma sorunu yok” diyor.

Osmangazi CHP adayı Erkan Aydın’ın pazar sabahı programına katıldık. Bursa’nın nimetlerinden az pay alan ilçeler arasında yer alan Osmangazi’de de büyükşehir gibi değişim yaşanabilir.

***

Bursa’da bulunduğumuz iki gün içinde Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan da bu şehirdeydi. Basın toplantısını bizim de kaldığımız otelde yapınca pek çok YRP’li ile tanıştık, konuştuk.

Kendilerinin oylarıyla kimin kazandığı kimin kaybettiğiyle ilgilenmiyorlar. Sadece Bursa’nın içinde değil ilçelerinde de iddia ortaya koyuyorlar.

Bir il yöneticisine “Kararınızdan döner misiniz” diye sordum. Şu karşılığı verdi:

“Artık yola çıkıldı. Milli Görüş kervanı düzüldü. Yolda düzülecek bir durum da yok. Türkiye bizi yeni tanımış gibi haberler yapılıyor. Bugünün hazırlığı çok önceden yapıldı.”

Karacabey’de AKP’den belediye meclisi üyeliği de yapmış bir YRP’li, geri dönülemez şekilde yolların ayrıldığını vurguladı.

Kitap fuarında yaşadığımız bir diyaloğu paylaşalım. Sarıklı, uzun siyah giysili, uzun sakallı, biri ileri ikisi orta yaşta üç kişi stantlara uğramadan tur atıyordu. İkinci geçişlerinde seslendik:

“Bize de merhaba demez misiniz?”

Geldiler... Ayaküstü sohbet ettik. Bir vakıftalar, fuarda stantları yok, sadece dolaşmaya gelmişler. Şu görüşümüzü paylaştık:

“Özgürlük deyince benim aklıma Allah gelir. Ne güzel herkese akıl vermiş, kullansın diye. Üstelik herkes kendindekini beğeniyor. Bundan büyük eşitlik ve özgürlük olur mu?”

En yaşlısı hak verdi:

“Doğru dediniz... Mesela herkes imam olsa, öteki işleri kim yapacak?”

***

Cumhuriyet gazetesi ve Bilgi Yayınevi standında pek çok okurla sohbet ettik. Bir okur dedi ki:

“Bugüne kadar hep gönüllü unvanıyla çalıştım. Sandık gönüllüsü, mahalle gönüllüsü... Artık ben seçim gönülsüzüyüm!”

İtiraz ettim, uzunca konuştuk. Onun gibi sandığa gitmemeyi düşünen az değildi. CHP’nin son düzlükte sandığın önemini ayrı bir çalışma konusu yapması gerekiyor.

Bursa’da pazar sabahı Eğitim-İş’in, öğleyin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) etkinliklerinde konuştuk. Örgütlü yapılar aktif ve sorumluluğun bilincinde...

Ancak toplumun derinliklerindeki umut yorgunluğunu atmak için güçlü bir hamle gerek. Hem oy artırmak hem sandıkları korumak için bu şart!