Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Özel Yetkili Meclis!

25 Şubat 2015 Çarşamba

Pazartesi günü saat 14.00’ten salı sabahı saat 08.30’a kadar, tam 18.5 saat süren Meclis Genel Kurulu hareketli ama bereketsiz bir çalışma temposu içindeydi. Genel Kurul beni hiç de yabancısı olmadığım, artık hiç kimsenin yaşamamasını istediğim anılarla da yeniden yüz yüze getirdi.
İç güvenliği imha paketi, Meclis’i yönetme sırası AKP’li başkanvekillerine gelince Genel Kurul gündemine konmuştu. Geçen salıdan beri Ayşenur Bahçekapılı ve Sadık Yakut, AKP adına Meclis’i yönettiklerini bağıra bağıra gösterdiler. Pazartesi günü de açılış Yakut’la, kapanış Bahçekapılı ile oldu.
Her ikisi de hukuka sonuna kadar saygılıymış, hukuk dışında hiçbir şey yapmıyormuş gibi görünmek istiyordu ama, hukuku katlediyordu.
Her ikisi de Meclis’te hakkını kullanmak isteyen muhalefet partilerine çok önem veriyormuş gibi görünüyordu ama, onları eşya yerine koyuyordu.
Her ikisi de yeri geldikçe dinleniyordu, ama Genel Kurul’daki milletvekillerini yordukça yoruyordu.
Her ikisi de nezaket maskesi takmıştı, ama sık sık düşüyordu.
Her ikisi de Meclis İçtüzüğü’ne sadıkmış gibi görünüyordu, ama tüzüğü uygulamamak için her şeyi yapıyordu.

***

Bu tabloyu izlerken bir an kendi kendime sordum; arkadaş hiç de yabancısı olmadığın bir ortamda gibisin, ne iş?
O an Silivri duruşmalarını anımsadım...
Sabahın köründe mahkemeye getiriliyorduk.Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’nun başkanlık nöbetinde olduğu maraton başlıyordu.
Her şey hukuka uygunmuş gibi özenli görünüyorlardı, ama hukuk bir yana, kanun maddelerine bile uymuyorlardı.
Sanıkların haklarını korumak için her şeyi yapıyormuş gibi görünüyorlardı, ama her türlü adi suça bulaşmış kimliği belirsiz bir gizli tanığa saatlerce değer verip, sanıklar aleyhine cımbızla cümleler koparmaya çalışıyorlardı.
Bazı günler duruşmaları gece yarılarına kadar sürdürüyorlardı, sanıklar yorgunmuş, hastaymış dinlemiyorlardı.
Yargılama aşamalarında fiziki işkence yoktu, ama heyet herkesi baştan suçlu ilan ettiğinden, sanıklar suçsuz olduklarını kanıtlamak için çırpınırken manevi olarak işkence altına girmiş oluyorlardı.
Heyet için sanıkların değeri mahkeme salonundaki eşyalar kadar bile yoktu.

***

Özel yetkili mahkemelerdeki yargılamanın mantığı şuydu; önce kararı ver, sonra davayı aç ve mahkeme yap!
TBMM’nin görünümünü de bu bağlamda özetlemek gerekirse şu söylenebilir:
Özel yetkili Meclis!
Talimatı almış, öyle ya da böyle iç güvenliği imha paketi geçecek.
Kim söylüyor?
Bu paket yasalaşırsa hukuka uygun mu değil mi diye denetlemesi gereken makam!
Meclis Genel Kurulu işte bu iklimle paketi görüşüyor. Muhalefet de bütün gücünü kullanarak bu hukuksuzluğu önlemeye çalışıyor.
AKP’li vekiller aldıkları talimatın hakkını vermek için akla gelen gelmeyen her şeyi yapıyor. 18.5 saat boyunca yaşananlardan sadece bir kesit vermekle yetinelim... Muhalefetin haklarından biri yoklama istemek. Toplantı yeter sayısının olup olmadığını zapta geçirtmek. Sabaha karşı istenen yoklamalardan biri tam da sabah ezanı sonrasına denk geldi. AKP’li milletvekillerinin bir dilimi mescite gitmişti. AKP grubunu yönetenler baktılar ki yoklama zora girecek, hemen ulakla haber saldılar...
AKP’li vekiller art arda namazı bıkarıp yoklamaya koştular. Mescit muhalefet tarafında olduğu için yolu uzatmadan muhalefetin arasından geçmek durumunda kalanlar da oldu.
Kaçak Saray korkusu her şeyin üstündeydi!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Söylenme... Söyle! 26 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları