Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Öyle Bir Mahkeme ki...
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, özgürlüklere karşı son ana dek direnmesi 6 yıldır devam eden yargılama sürecinin nasıl bir seyir izlediğini ortaya koymuş oldu.
Kabile devletlerinde bile iyi-kötü, herkesin uymak durumunda olduğu bir yasa ya da genel kural vardır. Kabile reisi duruma göre keyfi uygulamalar yapabilir, ama altındaki organlar kendilerince kural-kanun üretemezler.
10 Mart günü Türkiye’de yaşananlar, yargıda tuzun kokmasından öte her şeyin çürüdüğünü gösteriyordu.
Tutuklulukta üst sınırın 10 yıldan 5 yıla inmesini, özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) de tamamen kapatılmasını öngören yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte doğal süreç şuydu:
İçeride 5 yıldan fazla kalan mahpuslar dilekçelerini mahkemeye iletecekler, mahkeme süreyi hesaplayıp kararını verecek. ÖYM’ler kapatıldığı için dilekçeler öteki mahkemelerde karara bağlanacak...
***
Doğal olan buydu, ama Türkiye’de doğal işleyen ne var ki...
Silivri’de cezaevinin içinde kurulu ÖYM, yani İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 yılı dolanların dilekçeleri Çağlayan’daki mahkemelerde karara bağlanmadan tüm sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Bunu yaparken de kendisini Meclis’in üstünde görerek “Bizi TBMM’de çıkan yasayla kapatamazsınız, ancak HSYK böyle bir işlem yapabilir. Görevimizin başındayız. Tüm sanıkların hükmen tutukluluk hallerinin de devamını istiyoruz” dedi.
Türkiye’de bu da oldu...
Yargı, yasamayı tanımadığını ilan etti!
Bunun üzerine HSYK hemen açıklama yapıp, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin fiilen hukuksuz hareket ettiğini duyurdu. Dün de oyçokluğuyla söz konusu mahkeme heyetiyle ilgili inceleme başlatılmasına karar verdi. İzin için de Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Tablo gösteriyor ki, Ergenekon davasının sanıkları özgürlüğe açılırken, davaya bakan mahkeme de söz konusu inceleme ile birlikte adım adım sanık sandalyesine doğru ilerliyor...
Kısa bir anımsatma yapalım; 6 yıllık yargılama süresince sanıklar ve avukatlar mahkeme heyetini dört haneli rakamlarla ifade edilecek sayıda HSYK’ye şikâyet ettiler. Hiçbirine izin çıkmadı. Mahkeme Meclis’i de dinlemez hale gelince, devran dönmüş görünüyor...
***
2008’den bu yana devam eden yargılamalar boyunca yaşanan hukuksuzluklar dile getirildiğinde, mahkeme heyetinin yasaları özgürlüklerden yana yorumlaması, vicdanıyla karar vermesi istendiğinde şu karşılık geliyordu:
“Biz burada adil bir yargılama yapıyoruz. Yürürlükteki yasalar ne ise onu uyguluyoruz...”
Mahkeme heyetinin başlıca dayanağı buydu; yürürlükteki yasalar ve bu yasaların kendilerine verdiği yetkiler.
Yasa değişiyor, yetkileri ellerinden alınıyor, dahası kapatılıyorlar, hâlâ yargılamanın başındaki duruşlarını değiştirmeden tüm tutuklulukların devamından yana ısrarcı oluyordu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, belki de önündeki son çıkışı da kullanamadı. Gelinen noktada, “Biz dava süresinde eldeki yasaları uyguladık. Dışına çıkamazdık, şimdi yasa değişti, bunu uyguluyoruz” diyebilirdi.
Bunu demediği gibi toplumsal sağduyuya ve Meclis’e karşı direnmesi 6 yıllık yargılamanın da özetidir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!