Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Müjde... Yeniden AB’ye Giriyoruz!

21 Eylül 2014 Pazar

Öncelikle Musul Konsolosluğumuzda görevli 46 yurttaşımızın özgürlüğünden... duyduğumuz sevinci paylaşalım. Bir daha böyle bir acı yaşamamayı dileyelim.
Davutoğlu hükümetinin ilk işlerinden biri AB sürecinin canlandırılacağını duyurmak oldu. Bakanlar Kurulu’nun 15 Eylül’deki toplantısının ana konusunu bu oluşturmuş.
Başbakan salt bu amaçla kurulmuş olan AB Bakanlığı’nın çalışmalarının yetmeyeceğini, bütün bakanların bir ayaklarının Brüksel’de olması gerektiğini söylemiş. Ardından eklemiş:
“Tam saha pres yapacağız. Attığımız her adımı anlatacağız...”
AB Bakanı Volkan Bozkır da Bakanlar Kurulu’nda gördüğü kabulle yeni bir AB Eylem Planı hazırladıklarını duyurdu. Bu planın parolası da Başbakan’ın yukarıdaki sözlerine denk:
Kararlılık, süreklilik ve etkinlik!
Her biri ötekinden daha heyecan verici...
Sürekli ve etkin çalışarak, kararlı bir şekilde AB’ye gireceğiz.
Çevre ülkelerle yaşadığımız sorunlardan kadın cinayetlerine, ekmeğin aslanın ağzında değil Azrail’in elinde olduğu ilkel çalışma koşullarından eğitimin içinde bulunduğu karmaşaya kadar her alanda döküldüğümüz şu günlerde hükümetin AB sürecini yeniden anımsaması ne güzel!

***

Türkiye’nin çağdaş yaşam değerlerini yakalamasını kim istemez...
Bu yolda AB’ye eşit koşullarda tam üyelik de elbette güzel bir hedef.
Ne var ki, AKP iktidarının AB karnesine bakınca umutlu olmak, AB Eylem Planı diye hazırladıklarının gerçekten yaşama geçeceğine inanmak güç.
Kısa bir anımsatma yapalım; AKP iktidarının ilk zamanlarında yılda ortalama iki kez AB’ye giriyorduk. AB ilerleme raporlarının açıklandığı dönemlerde en küçük gelişme AB’ye girişin habercisi olarak sunuluyordu. Meclis’ten geçen her yasa aynı zamanda bizi AB’ye bir adım daha yaklaştırıyordu. Hükümet katlarında yapılan en ileri tarihleme şuydu:
“En geç 2014’te AB’ye tam üyeyiz...”
Ancak 2006’dan itibaren işin şekli değişti. Hükümet o tarihte AB’ye giriş hayalleri üzerinden alabileceklerini aldığını, kendi meşruiyetini yerleştirme işlemini bu yolla tamamladığını düşündü.
Artık AB’ye giriş yok, AB’ye girişmek vardı. Bu politika pek çok AB ülkesinin de canına minnetti. “Türkiye AB’ye üye olacak ufka sahip değil, kol mesafemizde tutalım yeter” diyenler için birebirdi.

***

Davutoğlu ile birlikte hükümetin yeniden AB’ye girme kararı aldığını görüyoruz.
2000’li yılların başındaki kadar heyecan verici sözcüklerle olmasa da “tam saha pres” gibi, “kesin kararlılık” gibi vurgularla başlayan bu yeni yolculuk nereye kadar gider?
Volkan Bozkır 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’la çok yakın çalıştığı 1980’li yıllardan beri Türkiye’nin AB serüvenini yaşıyor. Dileğimiz o ki, AB ile sağlıklı bir diyalog kurulmasını sağlasın, güven versin, Türkiye’nin yönünü belirlemede etkin olsun.
Ancak Davutoğlu’nun saplandığı stratejik derinlikte uygarlık hedefine yürümekten çok Ortadoğu’daki “kadim coğrafyayı kucaklamak” var.
Uygarlık hedefine yürürken başta Ortadoğu olmak üzere öteki coğrafyalar elbette ötelenmemeli, ama karşınızda her şeyi kanla anlatmaya çalışan, kendisinden başka herkesi düşman gören bir anlayış varsa, hiç değilse durup bir yutkunmalı.
Hükümet kaynaklı haberlerde yeniden AB tanımını görmek bizi zaman tünelinde yolculuğa çıkardı. Başta Erdoğan olmak üzere hükümet temsilcilerinin Brüksel’i yol edindiği günlere götürdü.
AB’yi özlemiştik...
Şöyle birkaç kez girip çıkmak başta hükümet olmak üzere hepimize iyi gelecektir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları