Mizahın Gücü Zalimi Yener!

11 Ocak 2015 Pazar

Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen saldırının onlarca boyutu var.
2010’da başlayan Arap Baharı’nın tam tersine dönmesi, Arap dünyasının daha da parçalanmasına neden olması...
Soğuk Savaş’ın bitiminin ardından strateji uzmanlarının “karanlık savaş” diye özetlediği ucu belirsiz bir sürecin başlaması...
Daha güzel bir dünya için mücadele eden insanlar 20. yüzyıl boyunca barışın ve refahın küreselleşmesini beklerken, sadece sermayenin ve terörün küreselleşmesi...
İki kutuplu dünyanın sona ermesinin ardından yeni bir dünya düzeninin kurulamaması, buna heveslenen küresel aktörlerin her türlü yöntemi mubah görmesi...
İslam coğrafyasının ve Arap dünyasının kendi içindeki ortak paydalarının azalması...
Sermaye küreselleşmesinin yarattığı uçurumla fakir güney yarıküreden zengin kuzey yarıküreye ölümü göze alan göçlerin kimliksiz yeni kuşaklar yaratması...
Daha da çoğaltabileceğimiz bu başlıkların her biri en az bir yazı konusu olacak derinlikte. Önümüzdeki hafta her birini tek tek sütuna yatıracağız. Bugün saldırının ana hedefi olan mizahı ve mizahın gücünü sütuna yatıralım.

***

Mizah tarih boyunca bütün diktatörlerin, zalimlerin, bağnazların, iktidar sahiplerinin hedefinde olmuştur. Çünkü mizahın gücü bütün iktidar güçlerini aşacak düzeydedir.
Mizah özünde dünyayı gülünç olmaktan kurtarır.
Bir kişiyi ya da olayı mizah konusu yapmak, gülünç hale getirmek kadar ciddi bir eleştiri yoktur.
İşte bu yüzden iktidar sahipleri mizaha karşı cephe almışlar, hoşgörüsüz davranmışlar ve çok daha gülünç duruma düşmüşlerdir. Mizah bütün saldırılardan güçlenerek çıkmıştır. Tıpkı 60 bin tirajlı Charlie Hebdo dergisinin 1 milyon tiraja çıkması gibi.
Tarih kendisini hicvedenlere zulmeden diktatörlerin çöplüğe gidiş öyküleriyle doludur.
Bu geçmişte de böyleydi, bugün ve gelecekte de böyle olacak. Charlie Hebdo dergisinin de Fransa’da yayımlanmış olmasına rağmen geçmişte her türlü zorlukla karşı karşıya geldiğini çıkış öyküsünden anlıyoruz. De Gaulle’ün de hazmetmekte zorlandığı dergi, son yıllarda Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e yeryüzündeki bütün bağnazlıkları hicvetmesi ile biliniyordu.
Bu anlamda Charlie Hebdo sadece Fransa değildir. Aklın özgürlüğüdür. Eleştirel düşüncenin özgürlüğüdür. Bağnazlığa karşı mücadelenin özgürlüğüdür...

***

Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıya Türkiye’den gösterilen tepkilerin yelpazesi çok genişti. İki ucu paylaşmak gerekirse, bir uçta “biz de Charlie Hebdo’yuz” diyenler, bir uçta da en hafif anlatımla “Hak ettiler” diye başlayanlar...
Bu yelpaze aslında Türkiye’deki beyinsel parçalanmanın da bir göstergesi. AKP iktidarının oluşturduğu iklimden beslenen bu parçalanmışlık, ne yazık ki en az terör kadar tehlikeli.
Görünen o ki, iç dinamizmimizin yanı sıra, dışımızdaki gelişmeler de Türkiye’de çarpan etkisi yapacak. AKP iktidarı içinde sağduyu öne çıkmazsa, Türkiye’nin teröre destek veren ülkeler arasına alınması bile söz konusu.
Bütün bunlarla mücadele için yazı konumuzun özüne dönelim. Bütün zalimler, diktatörler gibi kendisinden başka güç tanımayan Türkiye’deki iktidarı da gülünç duruma düşmekten başka bir gelecek beklemiyor.
Bütün mesele mizah gücü kadar cesur olabilmekte.
Mizahın gücü zalimi yener!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yargıtay’da kanun kim? 16 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları