Yarın altı partinin genel başkanları ilk kez CHP Genel Merkezi’nde buluşacak. 12 Şubat’ta CHP’nin ev sahipliğindeki 6’lı masanın Ahlatlıbel’de kurulduğu dikkate alınırsa CHP Genel Merkezi’ndeki ilk randevunun sembolik de olsa önemi var.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin ikinci adamlarıyla başlayan diyalog birinci yılını doldurdu. Her salı Meclis’te bir araya gelen parti temsilcileri beş ayda liderlerin buluşacağı bir zemin yarattılar. 

İktidarın siyaseti alabildiğine kutuplaştırmaya çalıştığı bir ortamda oy ağırlığından öte toplumsal tabanı geniş altı partinin bir yıldır diyaloğunu derinleştirerek sürdürmesi önemli.

Önceki günkü Kılıçdaroğlu-Akşener görüşmesinden sonra CHP’de, “Kararlı biçimde önümüze bakıyoruz. Pazar günkü buluşmaya hazırlanıyoruz” havası vardı.

***

Bugün Akşener’in içinde bulunduğu durum ve kurduğu dengeler üzerinde derinleşelim.

1- AKP iktidarından sonra kurulup barajı aşmayı başaran tek hareket İYİ Parti. Bu Akşener’in başarısıdır. Dört güçlü adayı geride bıraktı ve güçlü liderlikle partisini bugüne taşıdı. Henüz tam olmadı ama merkez sağı toparlamaya yakın en güçlü lider Meral Hanım.

2- Cumhur İttifakı, Akşener’e nasıl bakıyor? Şaşı bakıyor. Üç temel bakış var: yok saymak, düşman bellemek, göz kırpmak... İçinde bulunduğumuz günler ağırlıklı olarak yok sayma... İstanbul seçimlerinden sonra Bahçeli, Akşener’e, “Evine dön” çağrısı yapmış, Akşener de gün bitimi aracında evine giderken fotoğraf yayımlayıp “Evime dönüyorum” demişti! Sonra düşmanlaştırma başladı. PKK eşittir HDP, HDP eşittir CHP, CHP ortağı İYİ Parti zinciri oluşturmaya çalıştılar, tutmadı. Çöktü. Şimdiki sessizlik belki yakın gelecekte, olası göz kırpmanın hazırlığı...

3- İYİ Parti’ye yönelik kumpaslar çöktü, İYİ Parti de Cumhur’un göz kırpmasına yanıt verirse çöker. Zira İYİ Parti tabanındaki Cumhur karşıtlığı en az CHP tabanı kadar. Akşener bunu çok iyi biliyor. 

4- İYİ Parti cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili CHP dışında farklı bir tasarrufa gidebilir mi? Başlıkta denge dediğimiz durum buydu. İYİ Parti’nin kimi kadroları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a sempati beslemiş olabilir. Büyükşehir belediye başkanlarının ikna olanakları genel başkanlardan daha fazla olabilir. Bu ve benzer nedenler bir yana gerek İYİ Parti’de gerekse 6’lı masanın etrafındaki herkeste “kazanacak aday” sendromu var. Akşener, tabanındaki bu fay dalını, faydalı hale getirmeye çalışıyor. 

5- Akşener’in, “CHP’ye varsa borcumuz, ödedik” sözü birkaç kapıya açılıyor. Bir yorum şu: “Bundan sonra atacağımız adımlarda, CHP’nin geçmişteki katkılarına dayalı bir arka planımız yok, tamamen kendi irademizle karar vereceğiz.” Öteki yorum da şu olabilir: “Önümüzdeki dönemde de CHP ile ortak kararlar alabiliriz. Bunun geçmişteki hesaplarla bir bağı yok.”

İki yorumun da alıcısı çıkar. Siyaset zaten böyle bir şey!

***

Meral Hanım’ın bugüne kadar başarıyla getirdiği yaman dengelerin ana hatları böyle... Yarınki buluşmaya gelirsek...

Seçim hattına girildi. Bahçeli, Erdoğan mitingleri düzenleyerek Saray’a, “Benim irademin dışına çıkamazsın” mesajı veriyor. Erdoğan 28 Ekim’de “seçim vizyon belgesi”ni açıklayacak. Bunu önümüzdeki hafta işleyeceğiz.

Cumhur İttifakı’nın sahaya çıktığı bir süreçte...

Millet İttifakı evinin içiyle uğraşmaya devam ederse seçmen “O zaman evde kal” der!