Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kürtlerin İradesini Tutuklama Yasası!

13 Temmuz 2014 Pazar

Kamuoyuna “çözüm süreci” diye sunulan tasarının perşembe günü TBMM’den geçmesiyle birlikte hükümete, tüm kararları alma ve bu kararların hiçbirinden hukuken sorumlu olmama hakkı verildi.
Yasanın adı iddialı:
Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi.
Hedefi bu olan bir yasaya sağduyu sahibi kimse karşı çıkmaz. Öyle ya; terör bitecek, var olan toplumsal bütünleşme de güçlendirilmiş olacak.
Tasarının içeriği daha önce kamuoyuna duyurulmuştu. O nedenle Meclis’teki görüşmelerde sürpriz yoktu. Tek beklenti hükümetin bu yetkiyi alıp ne yapacağına ilişkin ipucu verilip verilmeyeceği idi.
Verilmedi.
Yasanın özü başta vurguladığımız gibi hükümete her türlü kararı alma, her türlü görüşmeyi yapma yetkisi verilmesinden ibaret. İktidar çevrelerinden sanki bugüne kadar Meclis’e hiç böyle bir yasa gelmemiş, hükümet ilk defa böyle bir adım atıyormuş havası veriliyor ama, gerçek bu değil. 15 yılı aşkın süredir adı “eve dönüş”ten “etkin pişmanlığa” kadar değişen 10’a yakın yasa çıktı.
Eğer onlar istenen sonucu vermiş olsaydı, elbette son yasaya gereksinim duyulmazdı.

***

Son yasa 12. cumhurbaşkanının seçimi için takvimin başladığı bir döneme denk getirildi.
İnsan yaşamından değerli bir şey olamaz. Son aylarda terörün durmuş olması, Güneydoğu’dan tabut gelmemesi çok önemli. Nihayet, AKP’nin iktidarı ele aldığı günlerdeki noktaya gelindi. AKP, 3 Kasım 2002 seçimleriyle birlikte hükümet olduğunda terör durmuştu, bunun kalıcı hale gelmesi ve iç barışın bir daha bozulmayacak şekilde sağlamlaştırılması için arayış sürüyordu. Bunu AKP de devam ettirmek istedi, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu Haziran 2003’te eve dönüşü öngören bir çalışma içinde olduklarını ilan etti.
Aradan 11 yıl geçti; onca ölümlerin, onca kayıpların, onca tutuklamaların ardından AKP hükümeti de işe başladığı noktada yaptığı çalışmanın benzerini yapabileceğine ilişkin bir yetki aldı!
Yanılmayı diliyoruz ama, AKP bu yetkiyle terör sorununu, genel anlatımla Kürt sorununu çözmekten çok kullanmaya devam edecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikliminin iyice keskinleşeceği önümüzdeki günlerde “elimizdeki yetkiyle şunları yapacağız ama, önce adayımızın Köşk’e çıkması gerekir” diyecek. Kürtler de özellikle olası ikinci turda bu beklentiye dayalı olarak sandığa gidecek.
Bu, Kürtlerin iradesini tutuklama girişimidir.

***

Selahattin Demirtaş’ın adaylığı partisinin hitap ettiği oyları bir arada tutacak görünüyor. Buna Batı’dan yüzde 2’lik bir oy katkısı daha gelebilir. Bu durumda cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması yüksek olasılık.
Öyle anlaşılıyor ki Meclis’ten perşembe günü geçen eve dönüş yasası, fiilen sandığa dönüş olarak kullanılacak. Bunun elbette başka sonuçları olacaktır, Türkiye’nin sadece Güneydoğu’dan ibaret olmadığı, Orta Anadolu ve Karadeniz’in de unutulmaması gerektiği konuşulacaktır ama, bu o günün konusudur.
Bizim bugünden altını çizmek istediğimiz şu:
Demokratik haklar, özgürlükler bölge bölge gelişmez, bir bütündür. Kürtlerin sadece “bize ne veriyor” diye bakıp oy kullanmaları akılcı değildir. Zira bunun kalıcı sonuçlar verme olasılığı düşüktür.
Seçilmiş milletvekilleri ve belediye başkanları dahil binlerce üyesi tutuklanan bir partinin, iradesini de tutuklatması, bunu yapanlardan özgürlük beklemesi özel yorumcu gerektirmez.
Tüm Türkiye için özgürlük ve demokrasi istediğiniz gün tüm ülkenin partisi olabilirsiniz, sorunlarınıza kalıcı çözüm bulabilirsiniz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları